Faruk YILDIZ

ONE MİNUTE!

Faruk YILDIZ

Türkiye coğrafyasında ve dünyada önemli bir güç olmak ile Anadolu’ya kapanmak arasında bir ikilem yaşıyor.

Bu ikilemin temelinde kökü dışarıda olan ancak içeride siyaseti dizayn eden zinde güçlerin etkisi muhakkak ki çok büyük.

Dün bir ulusal kanalda son yıllarda ülkemizde önemli yatırımlar yapan iş adamı Ethem SANCAK’ı dinledim. Türkiye’nin ekonomik anlamda neden gelişim gösteremediğini net bir şekilde özetledi.

Hamaset yaparak siyasi, sosyal ve ekonomik hayatta ayakta durmak için çabalayanların atmış oldukları nutukların saçmalıklarından dolaylı olarak söz edip Türkiye’nin savunma sanayindeki mücadelesinin perde arkasındaki gerçekleri izah etmeye çalıştı.

Özellikle savunma sanayinde yerli motor üretemediğimiz için dışarıya bağımlı olduğumuz ve dışarıdan bile motor temin etmede şu anda ambargolara tabi tutulduğumuz ve bu yüzden seri üretime geçemediğimiz net bir şekilde dile getirildi.

Yerli otomobil, Altay Tankı, Fırtına Obüsleri için motor temin etmede yaşanan sorunları ve bu sorunları aşmak için bir süredir yerli bir motor üretimine 300’yü yerli ve 70’i de yabancı olmak üzere 370 mühendis ile çalışmalara başlandığını yine Sayın Ethem SANCAK’tan dinledik.

Türkiye’nin sürdürülebilir bir ekonomik alt yapısının hala şekillendirilemediğini bir bakıma bu ifadeler bir itirafın tezahürü gibiydi.

Sosyalist bir çizgiden gelen bir yatırımcının Türkiye’nin gelişmesinin önündeki engelleri daha da önemlisi yetersizlikleri değerlendirmesi aslında Türkiye açısından çok önemlidir.

Kendisi için kırılma noktasının Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’ın 29 Ocak 2009’da Davos’ta  ONE MİNUTE çıkışı ile başladığını itiraf etti Sayın Ethem SANCAK.

Kendi deyimiyle ONE MİNUTE çıkışı Doğunun Batıya başkaldırışı idi. Bu tespite kim itiraz edebilir ki.

ONE MİNUTE Anadolu’nun, Türkiye’nin, bu milletin Batıya, emperyalizme başkaldırışının bir mottosudur elbette.

Batının Doğuya tahakkümünün yıkılması gerektiği düşüncesinin fişeğidir ONE MİNUTE.

Türkiye’nin küresel bir güç olma arzusunun dışa vurumudur.

Ancak sadece dışımızdaki düşmana değil, içimizdeki düşmana ve düşmanlıklara da bir ONE MİNUTE demeyi bilmeliyiz.

Adaletsizliklere, haksızlıklara, liyakatsizliklere de ONE MİNUTE!

Kibirli, vatandaşa tepeden bakan siyasetçiye, bürokrata, yöneticiye de ONE MİNUTE!

Söyleyecek sözü olmayan, yeteneksiz, kifayetsiz siyasetçiye, sivil toplum yöneticisine de ONE MİNUTE!

İnanmadığı fikirleri efendilerine yaranmak uğruna söyleyen sözde entelektüele,  gazeteciye, bilim adamına, siyasetçiye, bürokrata, sivil toplum ve sendika yöneticisine de ONE MİNUTE!

İdeolojileri ve inançları bir maske gibi kullananlara da ONE MİNUTE!

Hamaset yaparak sloganların arkasına saklanan kurşun askerlere de ONE MİNUTE!

Cahili âlim, müridi mürşit, aptalı abdal diye pazarlayanlara da ONE MİNUTE!

İdealleri, fikirleri, yetenekleri, liyakati olduğu için değil, parası, makamı, arkasında kalabalıkları olduğu için yükselenlere de ONE MİNUTE!

Bireyi ve toplumu aydınlanmaya, sorgulamaya değil, biat, itaat ve teslimiyete çağıran Üstat Necip Fazıl’ın deyimiyle kaba, softa ve ham yobazlara da ONE MİNUTE!

Türkiye’yi ideolojik ve inanç temelli kısır çekişmelerle içine kapanmasına neden olan anlayışlara da ONE MİNUTE!

En önemlisi de hakikat karşısında savrulduğumuz için kendimize de bir ONE MİNUTE!

Teşekkürler Ethem SANCAK. Birilerine yaranmak uğruna hakikatleri gizlemeyip ONE MİNUTE dediğin için…

Kalın sağlıcakla.

Yazarın Diğer Yazıları