Öğretmen toplumun aynasıdır. Toplum içerisindeki her birey dolaylı olarak öğretmenin eseridir. Henüz üç dört yaşlarında iken kreşlerde başlayan eğitim süreci bir meslek sahibi olana kadar devem ediyor. Master eğitimi de dâhil edilirse yaklaşık 25 yıl devam eden bir eğitim süreci.
Peki, ömrünün en dinamik ve verimli çağında bu eğitim sürecinden geçmesine rağmen birey olarak ve dolayısıyla toplum olarak neden hala her alanda birçok olumsuzlukla iç içeyiz?
Birey neden suç işlemeye meyilli?
Birey neden yasalara uymamak için direniyor?
Birey neden düzene karşı başkaldırıyor?
Birey neden yasadışı örgütlere sempati duyuyor?
Birey neden kendisini geliştirmek için bir çaba içine girmiyor?
Bunlara benzer soruların sayısı çoğaltılabilir.
Özü itibarı ile bireyin yetişme biçimi onun karakterinin ve kişiliğinin oluşmasında çok etkilidir. Eğitim tedrisatından geçen birey aldığı eğitimin niteliği ölçüsünde bir vatandaşlık bilinci ortaya koyar. Bu vatandaşlık bilincinin oluşmasında eğitimcilerin rolü büyüktür. Bu yüzden eğitimcinin niteliği, kimliği, kişiliği, estetik dünyası, dünyaya, insan hak ve özgürlüklerine bakışı, ruh dünyası, her şeyden önemlisi karakteri çok önemlidir.
Öğretmen bütünsel anlamda birçok özelliği kendinde barındırmalıdır. Akademik boyutta yetiştirilmeden önce Türkçeyi doğru ve güzel konuşması, diksiyonu, sanat, spor ve estetikle ilgisi, değişime ve gelişmeye açık bir karakterde olması, insan psikolojisinden anlayan, güçlü bir beden ve ruh dünyasına sahip, hayal dünyası zengin, ülkesiyle barışık, insanlığın evrensel değerlerini içselleştirmiş bir karaktere bütünsel anlamda sahip olmalıdır.
Ne yazık ki eğitim sistemimizin bir çıktısı olan öğretmen arzu edilen karakteri kazanmadan bu çok önemli mesleği icra etmektedir.
Örneğin, Türk Eğitim Sistemi hala yetiştirdiği bir öğretmene, bir doktora ya da sağlık görevlisine sigaranın zararlarına inandıramamışsa ve öğretmen ya da doktor mesleğini icra ederken öğrencisinin ve hastasının gözünün içine baka baka sağlığa zararlı bu maddeyi kullanıyorsa bu ironik durum eğitim sistemimizin çarpıklıklarıyla birlikte çok güzel bir şekilde izah edilebilir.
Devlet, öğretmenlik gibi çok özel ve çok önemli bir mesleğe atama yapacaksa mutlaka ve mutlaka başvuru şartlarına sigara içmemiş olmak gibi bir kriteri mesleğe kabul şartlarına koymalıdır. Bu şartı öğretmenlik mesleğinin yanı sıra sağlık alanında da uygulamalıdır. Gençleri bu alışkanlıktan uzak tutmak için bundan daha mantıklı bir yol olabilir mi? Bu ülkenin kaynaklarının böylesine gereksiz ve zararlı bir alışkanlıkla tüketilmesi hiçbir mantıklı gerekçe ile izah edilemez. Bireysel bir tercih ya da özgürlük olarak ele alınamaz.
Öğretmen her yönüyle örnek bir kişi olmalıdır. Öğrettikleriyle çelişen öğretmen ya da doktor, sağlık elemanı; karşısındaki insana kendisini nasıl inandırabilir ki…
Bu nedenle güzel olan birçok özellik öğretmende bulunmalıdır.
Bugünün öğretmeni düşünmesini, hayal gücünü geliştirmesini engelleyen inanç ve ideolojik bağnazlıklarla kuşatılmış durumdadır. İslam dinini ve düşünce dünyasını algılayamamış, batının düşünce dünyasını anlayamamış tamamen hurafelerle kuşatılmış bir nesille eğitim sitemimiz ayakta durmaya çalışıyor. Entelektüel birikime sahip bir öğretmen modeli geliştirmek yeni bir stratejik eğitim programıyla gerçekleştirilmelidir.