Faruk YILDIZ

MADEN DAĞI DUMANDIR…

Faruk YILDIZ

 
“Cahilsin, okur öğrenirsin. Gerisin, ilerlersin. Adam yok, yetiştirirsin. Paran yok, kazanırsın. Her şeyin bir çaresi vardır. Fakat insan bozuldu mu, bunun çaresi yoktur.”

1902-1905 yılları arasında ilk çocukluk yıllarını yürümeye başladığı ilk toprak olan Maden’de geçiren, mayasında Maden ilçesinin havası, suyu, toprağı olan “zamanı aşan yazar” diye tanımlanan Ahmet Hamdi TANPINAR’a ait bu sözler.

Ve yine "Bazı kapıların bize kapalı görünmesi, önünde değil, arkasında bulunduğumuz içindir," sözü de TANPINAR’a ait.

Evet, Ahmet Hamdi TANPINAR gibi dünya ölçeğinde bir edebiyatçı ve düşünce adamına sokaklarında kucak açmış zamanın fikirde, sanatta, ekonomide, kültürde, yaşamda en modern ve bir o kadar da milli olan ilçesi Maden.

Bu girizgâhtan sonra açık bir şekilde ifade etmeliyim ki geçmişe takılıp Maden’de şu vardı, bu vardı, yok şöyleydi, yok böyleydi deyip bizi sadece oyalayıp, geleceğe ümitle bakmamıza engel olan bu düşünceye saplanıp kalmak Madenimiz için vakit kaybından başka bir şey değildir artık. Sadece Maden ilçemizin geçmişteki birikimine dikkat çekmek ve birazdan ifade edeceklerimle birlikte bir kıyaslama yapılmasını istiyorum sadece.

Ve yine taşı, toprağı altın olan bu topraklarda TANPINAR gibi nadide bir cevhere maya çalan Maden ilçemiz, yine büyük üstadın makalemin giriş bölümündü ifade ettiğim sözü üzerinden Maden ilçesinin geleceği üzerinde düşünceler üretip, yeni bakış açıları, yeni fikirler, bir yol haritası ortaya koyup ilçemizin içinde bulunduğu karanlığa ve şuursuzluklara karşı bir meşale yakmak istiyorum.

Evet o zamandan bu zamana birkaç nesil geldi geçti, hayallerini kaybetmiş bir Maden, dar bir vadiye hapsolmuş bir Maden, üretemeyen, kazanamayan, sürekli kaybeden, eriyen, yok olmanın eşiğine gelen ve her şeyden önemlisi de sahipleneni kalmayan, hayal kuramayan, çocuklara, gençlere geleceği değil geçmişi işaret eden bir akla teslim olmaya direnen bir Maden var…

Maden geçmişteki o dinamik döneminde bile Elazığ siyasetinde çok da etkili değildi. İlimizin ve ülkemizin siyasetinde kendini öne çıkaran politikacımızda pek olmadı, olamadı.

Günümüzdeki durumu ise dünden çok daha kötü bir seviyede. İlimizin ekonomisinde, sosyal hayatında, ticaretinde, siyasetinde olmayan bir Maden…

Bu yönde çabası olan bir Madenliye sahip çıkmayan, çıkmak sitemeyen, çıkamayan bir Maden…

Her geçen dönem nüfusu yavaş yavaş değil hızla eriyen bir Maden…

Gelişmeye, ilerlemeye ve dahası nefes almaya imkân vermeyen bir coğrafyaya sıkışıp kalmış bir Maden…

Gençlerin ümidini kaybettiği, işsizliğin had safhada olduğu ve sadece İŞKUR marifetiyle uygulanan TYP kapsamında süreli işe mahkûm bırakılmış bir Maden…

Evet, sevgili Madenli hemşehrilerim, altmış yıl önce atalarımızın değerlendiremediği fırsat bugün ikinci kez önümüzde.

Aşağıdaki resmi kayıtlardan alınan ve Maden ilçemizin merkez ve toplam nüfusunu gösteren tabloyu dikkatlice incelemenizi istiyorum. Bu tablo gösteriyor ki kısa bir zaman sonra ilçemiz hayalet bir kasabaya dönüşecek.

1965’ten 2018’e Maden İlçesinin Nüfus istatistikleri

Yıllar
1965
1970
1975
1980
1985
1990
2000
2018
Merkez
10166
15516
15151
12341
14456
10838
7159
5300
Toplam
31647
36594
38689
38937
38992
27281
21699
11000

 

(Yukarıdaki istatistiksel bilgi Türkiye İstatistik Kurumundan (TÜİK) alınmıştır.)

Yukarıdaki tabloda Maden İlçe nüfusuna bakıldığı zaman Bakır İşletmesinin 1936 yılında faaliyete geçmesiyle ilçe merkezinin nüfusunun hızlı bir şekilde artış gösterdiğini, işletmenin özelleştirilmesi ile birlikte bu nüfusun hızlı bir şekilde düştüğünü görmekteyiz.

Bilgi kirliliğinin had safhada olduğu talihsiz bir dönemi yaşıyoruz. Doğruların anlatılmadığı sadece altın var, zengin maden yatakları var gibi bizi asıl meseleden uzaklaştıran dedikodularla yaşıyoruz. Günübirlik politikalar, basit ve ucuz siyasi hesaplar, akıl ve mantıktan yoksun tamamen duygusal tepkilerle boğuşuyoruz.

Akla ziyan ütopik projeler dinliyoruz.

İlçenin geleceğini, çocuklarımızın, gençlerimizin geleceğini planlayacak fikirlerin konuşulmadığı çok talihsiz açıklamalara tanıklık ediyoruz.

Seçim zamanlarında şuna oy verirseniz ilçeyi taşıyacaklar biçiminde milletin kafasını bulandıran söylemlere muhatap oluyoruz.

Bizi yönetenlerin derin düşünceli adamlar olmadığını ve sadece kendileri için anı ve zamanı kurtarmaya çalıştıklarını ve bazı sözde okumuşların da onların değirmenine su taşıdığını fark ediyoruz.

Kısacası altmış yıl önce atalarımıza altın tepside sunulan fırsatı yine düşüncesizliklerle ikinci defa fütursuzca kurban etmeye çalışıyoruz.

Tam anlamıyla hayatın durduğu bir coğrafyada çocuklarımıza, gençlerimize gelecek inşa edecek, Madenimizin adını yeniden bölgesinin ve belki de ülkesinin en cazip ilçesi yapacak düşünceler, projeler anlatmıyoruz.

Turizmin, tarımın ve hayvancılığın, ticaretin merkezi olacak ve bu bölgenin en verimli ve en geniş topraklarının bulunduğu Gezin, Tekevler gibi çok müstesna bir yer önerildiğinde cüzzamlı görmüş gibi ön yargılarımızı harekete geçiriyor, akla ziyan fikirlerle Maden sevdasının aslında bizde ne ifade ettiğini de göstermiş oluyoruz.                                

Konuşması gereken Madenli entelektüel ve akademisyen kimlikli hemşehrilerimizin haklı olarak bazılarının cehaletine kurban gitmemek için susmayı tercih ettiklerini görüyoruz.

Tutarlı bir fikri olmayanların Madenin taşınması hususundaki tutarsız ve akla ziyan çözüm önerilerini hayretle takip ediyoruz.

İlçemiz siyasetçilerinin ve STK temsilcilerinin gelecek seçim kaygıları hesabı yaparak kalabalıkları kazanmaya oynadıklarını açık ve net bir şekilde ibretle izliyoruz.                     

Vah memleketim vah!

Sevgili okurlarım;

Maden sevdası Maden’i yaşatmaktır; Maden sevdası Maden’i ilerletmektir, yükseltmektir.

Maden sevdası Maden’i ticaretin, turizmin, üretimin merkezi yapmaktır.

Maden sevdası 1980’lerde olduğu gibi nüfusunu 40-50 binlere çıkarmaktır.

Maden sevdası ilçeyi yeniden ilimizin, bölgemizin yıldızı yapmaktır.

Maden sevdası aklımızı tortulanmış zihinlerden arındırıp birlikte olmaktır, kenetlenmektir, bu yolda azimle yürümektir.

Maden sevdası küçük olsun, kapımda olsun, bana yakın olsun, yanı başımda olsun, elimin altında olsun, benim olsun demek değil; büyük olsun, hepimizin olsun demektir.

Sevgili hemşehrilerim, bilgi kirliliği yapıp bizleri oraya mahkûm etmeye çalışanlar her geçen gün ilçemizi biraz daha yok etmiyorlar mı?

Aylık cirosu beş- on binlerden yüz binlere ulaşan bir esnafın ticari faaliyette bulunması kimleri mutlu etmez ki.

Günlük cirosu on binleri bulmayan bir esnaf ve bir ilçe nereye kadar ayakta durabilir ki?

Bugün Maden’de bir günde dönen toplam ticari faaliyetin 20 bin TL’yi bulmadığı biliniyor.

Çocuklarımıza, gençlerimize geçmişte hayal ettiğimiz dünyayı sunmak bizim elimizde.

Birileri kendi istikbali ve istiklali için bizleri oraya mahkûm etmeye çalışabilir ama aklı-selim hareket edersek geleceğimizin ellerimizin arasında olduğunu da görebiliriz.

Bizleri geleceğin olmadığı bir yerde kalmaya çağıranlar kendi çocuklarını başka şehirlerde özel okullara göndermekte, kaloriferli doğalgazlı apartman ve sitelerde oturmakta, yirmi dört saat musluklarından sıcak sular akmakta.

Ama bizlere kendi yaşadığı o modern hayatı fazla görmekte.

Biz ilçenin bütününün taşınması hususundaki düşüncelerimizi kararlı bir şekilde savunmalıyız. Sadece heyelan riski olan bölgenin taşınması ilçemizin yok olması demektir. Giden bir daha dönmez. Kira yardımı almaya hak kazanan vatandaşlarımıza kira yardımlarının verilmesi ilçemizin önemli bir bölümünün ilçeyi terk etmesi anlamına gelir.

Onun için bu meseleyi sahiplenen, çözüm noktasında her zaman insiyatif alan Sayın Valimiz Çetin Oktay KALDIRIM Bey’e bir yol haritası ortaya koyma adına bizlere çok büyük görevler düşüyor.

Yine aynı şekilde ilimizin iktidar ve muhalefet partisinin vekilleri konuya çok duyarlı yaklaşmaktalar. Özellikle iktidar partisi vekilleri her türlü desteğin verileceğini açık bir şekilde ifade etmişlerdir. Bunlar çok önemli fırsatlardır.

Konuşulan seçenekler içinde en gerçekçi ve makul olan seçenek geleceği olan, gelişen, büyüyen, içinden D-300 karayolu geçen, bölgenin en verimli Behramaz Ovasının bulunduğu, tarıma ve hayvancılığa en elverişli bir konumda olan, her şeyden önemlisi de bizlere yeni bir ekonomi sahası olan turizme elverişli Hazar Gölü gibi bir su kaynağının bulunduğu bölge en uygun yer olarak görünüyor. Bu öneriyi birilerinin siyasi emelleri için, bazılarının köyüme uzak kalacak diye akla ziyan çıkışları uğruna görmezden gelmeye çabalamak altmış yıl önceki hatayı tekrar etmek demektir.

Sorarım size birilerinin siyasi emelleri ve köyü uğruna bir ilçenin yok olmasına göz yummak Maden sevdası mıdır?

Diğer seçenekler üzerinde vatandaşlarımızı düşündürmeye çalışmanın bir faydası olmadığını artık görmeliyiz. Diğer seçenekler Madenimizi ileriye değil bilakis yok olmanın eşiğine getirmez mi?

Boşuna tarih tekerrürden ibarettir dememişler.

Bu anlamda öncelikli olarak İl Valimiz Sayın Çetin Oktay KALDIRIM Bey öncülüğünde taşınmanın bütün Maden’i kapsaması kaydıyla önerilen yerler arasında herkes tarafından en uygun yer olarak görülen Gezin-Tekevler bölgesinde yer tahsisinin tez zamanda yapılması, çok işler ve modern bir şehir planıyla en az 3000 konut ve bu oranda iş yeri ve sosyal donatılarının yapımına başlanması, resmi kurum binalarının yapılması,

Her şeyden önemlisi de Maden’in bütününün kamulaştırılarak bütün hak sahiplerine paranın TOKİ’ye mahsup edilmesi şartıyla ödenmesi,

TOKİ’nin Maden için özel bir istisna yaparak daire fiyatlarında ve geri ödemelerde indirim yapması,

Konutların, işyerlerinin sosyal donatılarının ve resmi kamu kuruluşları inşaatının tamamlanması ile birlikte anahtar tesliminin yapılması ve taşınmanın gerçekleştirilmesi,

İlgili maden şirketiyle taşınacak bölgede bir spor kompleksi, bir okul vs. yapma ve yapılacak her faaliyete sponsorluk sözleşmesi yapılması gibi daha başka çözüm önerileri de getirilerek bir yol haritası belirlenmelidir.

Ezcümle Maden’in yok olmasına seyirci mi kalalım yoksa kenetlenip yeniden büyük Maden’i mi inşa edelim?

Unutmayınız ki gelecek onunla beraber yürüyenlerindir.

Tarihi geleceğe yürüyenler yazabilir, geçmişe takılıp kalanlar değil.

Bu anlamda vatandaşlarımız ilçemizin yerel yöneticilerinden ve STK temsilcilerinden popülist olmayan, gerçekçi, tutarlı, net açıklamalar bekliyor.

Kalın sağlıcakla.
 

Yazarın Diğer Yazıları