Faruk YILDIZ

MADEN BELEDİYE BAŞKANI MUSA ORHAN MESELESİNİ GAZETECİ YAZAR İSMAİL SAYMAZ YANLIŞ DEĞERLENDİRMİŞ

Faruk YILDIZ

Geçen gün gazeteci-yazar İsmail Saymaz 24.02.2019 tarihinde sosyal medyada twitter üzerinden atmış olduğu bir twitende Maden ilçemizdeki siyasi gelişmelere atıfta bulunacak bir mesaj paylaşmıştı. Mesaj, Maden Belediye başkanımız Musa ORHAN’ın başkanlığı süresince kaç siyasi parti değiştirdiğine dair bir mesajdı.

Sayın Saymaz’a Maden ilçemizin üzerinde hesaplar yapıp bu bilgiyi verenler keşke Maden Belediye Başkanı Sayın Musa ORHAN’ın neden adı geçen siyasi partilerden aday olmak zorunda bırakıldığının teferruatlı bilgisini de vermiş olsalardı. Ya da Sayın İsmail Saymaz’da zahmet edip Maden İlçemize bir ziyaret gerçekleştirmiş olsaydı da hem nedenlerini halkımızdan dinlemiş olurdu hem de Madenimizin namı tüm Türkiye’ye yayılmış kuru kebabımızı yer Siverekli Metin Abimizin de demli bir çayını içerek misafirperverliğimizi de yakından görmüş olurdu. Biz yine de Sayın Saymaz’ın iyi niyetle bir olguyu anlatmak için bu bilgiyi kullandığını düşünmek istiyoruz.

Sayın İsmail Saymaz, hangi siyasi partiden girerse girsin seçimi kazanan bir siyasi figürü görmezden gelip sadece işin magazinsel boyutunu farkında olmadan dile getirmiş.

Sayın Musa ORHAN’ın bütün şartlar aleyhine olmasına rağmen hele ki Maden gibi muhafazakâr bir ilçe de ve Ak Parti gibi güçlü bir siyasi partinin varlığında bile her seçimden başarıyla çıkmasının sebepleri siyaset biliminin tez konusu olmaya namzettir. Ak Parti gibi toplumun bütününü kucaklamış bir siyasi hareket Musa ORHAN gibileri birileri istiyor diye kaybetmeye göz yummamalıydı, bilakis kazanmak için çaba göstermeliydi, göstermelidir de.

Sevgili okur, burada amacımız birini övmek ya da birini eleştirmek değildir. Sadece ilçemle ilgili sosyal medyada paylaşılan bir bilginin arka planında yaşanan gerçekleri kamuoyunun doğru bilgilenmesi adına anlatmaktır. İlçemizdeki belediye başkan adaylarının hepsinin de birbirinden değerli olduğunu ifade etmeliyim. Temel gayemiz ilçemizdeki siyasi meseleleri yanlış değerlendiren bir gazetecinin meseleyi doğru anlamasını sağlamaktır.

Yine doğup büyüdüğüm şirin ilçem Madenimizle ilgili 24 Haziran 2017 Genel Seçimlerinde canlı yayında gerçekleşen yanlış ve gereksiz bir ifadeden dolayı kamuoyunu bilgilendirmiştim ve akabinde bu bilgilendirmemden rahatsızlık duyanlar olmuş, tehditlerle eski vesayetçi Türkiye’nin yasakçı anlayışlarını hortlatarak 28 Şubat benzeri bir yola müracaat ederek devletin bürokrasisi üzerinde baskı kurup idari bir ceza almamızı sağlamışlardı. Allah’a şükürler olsun ki baştan sona maddi hatalarla dolu olan o soruşturma sonucu verilen cezayı bölge idare mahkemesi aracılığıyla kaldırtarak adalet sağlanmış oldu. 28 Şubat’ta buna benzer durumları yaşadığım için açıkçası yaşananları pek de garipsemedim. Çünkü her devrin buna benzer örnekleri vardır bu da onlardan biriydi. Zaten bu tip girişimler değil midir ki iktidar partilerini yıpratan. Güç zehirlenmesine neden olan,  otoriter bir karaktere büründüren. Eleştiriye tahammül edemeyip zorbalığı geçerli bir yol olarak görmek akıllı siyasetçinin işi değildir. Çünkü zorbalık kişiye keybettirdiği gibi temsil ettiği siyasal örgütü de yıpratır.

“Nadandan alamet bekleyen havas için her yanılgı yeni bir beklentinin başlangıcıdır.

Demem odur ki;

Havas, nadanın posta oturmasına sessiz kaldıkça çifte yemeye devam eder,” sözümle de az önceki meseleyi kapatıp sözü İsmail Saymaz’ın attığı twite getirmek istiyorum.

Keşke Sayın İsmail Saymaz, genel anlamda her dönemde iktidar partilerinin belli kliklerin, grupların, aile, akraba, iş ortaklıkları vs. gibi ilişkilere dayalı bir şekilde organize olduğunu, halk nazarında büyük bir karşılığı olan siyasi figürlerin de bu odaklar karşısında mücadele edemeyip farklı siyasi örgütlerde varlık sebeplerini ortaya koymak zorunda bırakıldığını ve buna örnek olarak da Musa ORHAN’ı vermiş olsaydı mesele daha tutarlı ve pragmatist bir zemine oturur belki bundan sonrası için siyasi partilerin de kendine bir çeki düzen vermesinin gerekli olduğu mesajını vermiş olurdu.

Bugün siyasi partilerin (özellikle iktidar partilerinin) milletvekili listeleri, belediye başkan adayları, il genel meclisi ve belediye meclisi listeleri akraba, arkadaş, iş ortağı gibi ilişkiler kapsamında oluşturuluyor ne yazık ki. Şehrin nüfusunun küçük bir kısmı listelerde temsil ediliyor. Bir iki ilçe dışında merkez listelerinde kimse kendine bir yer bulamıyor. Bulsa bile seçilmesi mümkün olmayan sıralara konuyor. Listeler, bilgili, birikimli, entelektüel düzeyde insanların uzağında kalmış görünüyor. İçinde eğitimcilerin, doktorların, mimarların, kültür ve sanat adamlarının olmadığı bir şehir meclisi yaşanabilir bir şehir nasıl inşa edebilir ki.

Anlaşılan birileri ülke ve milletin bekası yerine kendi bekasını daha öncelikli görmüş,

Unutmayınız ki halk kendine gösterilen adalet kadar adalet gösterir.

Onun için vatandaş kendisinden olmayanı seçilecek yerde göremiyorsa oy da vermeyi düşünmez. İşte Maden Belediye Başkanımız Musa ORHAN’ın yaşadıkları da buna benzer şeylerden ibarettir.

Özetle Maden Belediye Başkanımız Sayın Musa ORHAN geçmişte ki seçim dönemlerinde Ak Parti’den belediye başkanı aday adayı oluyor ama bazı yerel siyasi sorumluların kişisel engellemelerine maruz kalmış ve sonrasında herhangi bir partiden seçime girip her seçimi kazanmıştır.

 Musa ORHAN’ın Ak Partiye kazandırılması için 2015 yılında dönemin Ak Parti İl Başkanı Sayın Nusret ÇOBAN başta olmak üzere ilimizin o dönem milletvekillerinin ilçe teşkilatının muhalefetine rağmen yoğun çabalarına bizzat tanıklık ettim.

Evet, bugün Musa ORHAN başka bir partinin adayı olarak yine iddialı bir başkan adayı olarak seçime giriyor. 

Sayın Saymaz, acaba Sayın Musa ORHAN Ak Parti’den aday olmuş olsaydı % 95 gibi rekor bir oy oranıyla seçilmesi kuvvetle muhtemel bir belediye başkanının iktidar partisinden her ne hikmetse aday gösterilmesinin engellenmesinin mi haber değeri olmalı yoksa kaç partiden aday olduğunun mu?

Yine de Sayın İsmail Saymaz’ı şirin ilçemizde kuru kebabımızı yemeye ve en önemlisi de belediye başkanımız Musa ORHAN’la tanışmaya davet ediyorum.

Değerli okuyucularım meselenin özü bu.  Siyasetin dava değil çıkar kavgası olduğunu artık anlamamız gerekiyor. Birileri için (!) öyle anlaşılıyor ki kendi bekası, milletin ve ülkenin bekasından daha önemli olmuş.

Peki, bugün durum farklı mı?

İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi listelerine baktığımız zaman kesinlikle farklı değil. Yine birilerinin çıkar kavgası devam ediyor.

Sonra biz nerde hata yaptık diye dövündüğünüzde adres olarak kendi bekanızın kavgasını adres olarak göstereyim şimdiden?

Değerli okuyucular, hafta sonu ilimizin önemli değerlerinden olan ve her koşulda ülkenin ve milletin çıkarlarını ön planda tutan ve Ak Parti’nin daha güçlü, daha istikrarlı politikalar üretmesini arzulayan fikirler üreten, partiye zarar veren kişi ve politikalarla mücadele etmekten çekinmeyen dava arkadaşlarımız Dr. Cihan TELO, Prof. Dr. Kenan PEKER, TEİAŞ Bölge Müdürümüz Sayın Ahmet SARAÇ ve ben (Faruk YILDIZ) Maden İlçemize yapmış olduğumuz ziyarette birbirinden değerli üç belediye başkanı adayımızla bir araya geldik. İlçede güzel bir atmosferin olduğunu gördük.

Şirin ilçemiz Maden’in bu saatten sonra birilerinin kişisel hırsına, egosuna ve ihtirasına tahammülü olmadığı yönünde mesajlar aldık. Hepimizin birlik, beraberlik ve kardeşlik duyguları içinde hareket edip ilçemizi nasıl yaşanabilir bir hale getirebiliriz? İstihdamı nasıl sağlarız? İşsizliği nasıl önleriz?

İlçedeki göçü nasıl durdururuz? gibi ilçemizi yakından ilgilendiren sorunlara çözüm üretmeye yönelik adımlar atmaya ihtiyacımız var.

İçimizdeki değerlere sahip çıkmadığımız sürece de Maden seçimden seçime hatırlanan bir ilçe olmaktan da kurtaramaz kendini. Onun için kişisel ihtiras, ego ve kibrimizi bir tarafa bırakıp içimizdeki ehliyetli ve liyakatli şahsiyetlere birlikte sahip çıkmalıyız.

Çünkü artık ideoloji devri, takım tutar gibi siyasi parti tutma devri kapanmıştır. Asıl mesele şehrimizi ve ülkemizi nasıl yaşanabilir hale getirebilirizdir.

Asıl mesele Madeni, Ağın’ı, Alacakaya’yı, Arıcak’ı, Baskil’i, Karakoçan’ı, Keban’ı, Kovancılar’ı, Palu ve Sivrice’yi daha modern ve her yönüyle zengin bir ilçe haline getirebiliriz olmalıdır.

Kalın sağlıcakla.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları