Erol KARA

ZALİMİN ZULMÜ ÖTEKİ DÜNYA'YA KALMAZ

Erol KARA

Şehrin öyle hezeyanlı çocukları var ki, bazen dilleri ağızlarına büyük geliyor. Bu çocuklar ezberlenmiş çaresizlik içinde onun bunun kılıcını çekerek dikkat çekmeye çalışıyor.

Şehir, “yanlış insanla ittifak olmaz” anlayışı ile bu tip insanları adam yerine koymazken, o necaset kokan ağızı ile durmadan iftira ve yalanlarla başkasının ajandasını yaşamaya çalışıyor.

Bu aziz şehirde para kazanmak için “her şey mübahtır” anlayışı hükmünü yetirdiği için “Zalimin zulmü bazen öteki Dünya’ya kalmıyor” kendinden çıkmazsa bile torunundan çıkıyor.

Evettt, benim deli olma gibi bir hürriyetim var.

Şu sıralar da kalem tutan parmağım iyice kaşınmaya başladı.

Birileri iyice sinirlerimi yerinden zıplattı.

Bu şehirde dili ağzına büyük gelenlerden bahis etmişken, muğlak ama toplum tarafından gayet iyi bilinen hep zalimin yanında saf tutan kerameti kendinden meçhul merdiven altı doğumlu bazıları, şehrin sevdiği değer verdiği bir siyasetçiye hem iftira ediyor hem de kendince inandığı saçma sapan konuları kaleme dökerek taraf olduğunu gösteriyor.

Bu merdiven altı çocukları parti, parti gezerek itibar kazanmaya sözünün dinlenmesi için Gazeteci moduna girerek, olmayan şahsiyetine şahsiyet kazanmaya çalışıyor, bu da yetmiyor, kendine helal kıldığını başkasına haram kılıyor.

Evet şehir bu merdiven altı çocukları ile zaman harcamıyor, yalnızca onların yaptıklarını zamana bırakıp rezil olmalarını bekliyor.

Bu merdiven altı çocukları nezaket, erdem, fazilet, suç günah bilmedikleri için ezberci bir şekilde yaşamayı tercih ederken, yalan söylemeyi, zinayı, onu bunu çarpmayı, iftira atmayı, devletin malına el uzatmayı, birilerinin omuzuna basarak bir yere gelmeyi, uzlaşma ve hoşgörü kültürü olarak biliyor.

Bu merdiven altı çocukları ne kadar oraya buraya mektup yazıp iftiralar atsa da, kendine itibar kazandırmaya çalışsa da, kutuplaştırıcı ayrıştırıcı, yalancı, iftiracı özelliği olduğu için kabul görmüyor.

Bir gün CHP ‘de, bir gün İYİ partiden dem tutup, asla Ak Parti ve MHP’nin kapısından içeri giremeyen bu merdiven altı çocukları meydanı boş bulmuş at oynattığını zannederken, her gün gidip gelmeye mahkum olduğu o kapalı mekan da neler döndüğünü bilmiyor.

Evet aziz şehir bu merdiven altı çocuklarını çok iyi biliyor.

İsim verirsek itibar kazanır diye korkuyorum.

Aslında bu merdiven altı çocuklarını bir zamanlar şehrin duayen gazetecisi eline iyi dolayıp sözleri ile saksı gibi oturtup kavanoz gibi sallamıştı ama, adamların yüzünde ar ve namus anlayışı olmadığı için sadece sırıtarak günü kurtarmaya çalışmış, sözlerin mana ve önemini anlamamış sözlerin tarihe gömülmesini beklemişti.

Lakin olmuyor, bu şehirde iyilikler de kötülüklerde hiç unutulmuyor kimsenin ettiği yanına kar kalmıyor. Açgözlü, yalancı, iftiracı, vefasız insanlar iflah olmuyor.

Selam ve dua ile.

 

Yazarın Diğer Yazıları