Erol KARA

YENİ KENT KÜLTÜRÜ OLUŞMAZSA VAY HALİMİZE

Erol KARA

Kayıkçı kavgası ile zamanı cömertçe harcayan bu şehir, yeni bir kent kültürü oluşturamazsa gelişemez.

Daha 5-6 Aylık bagajı olan şehrin siyasetçisi, STK temsilcisi, Bürokratı, iş adamı, Gazetecisi ahbap çavuş ilişkileri ile bir yere getiriliyorsa, kimsenin yakınıp durmasına gerek yok.

İnsanın yüreği kabiliyeti ise, neden kimse elini bu şehir için taşın altına koymuyor.

Kimse elini taşın altına koymuyorsa,

O zaman Şehir in kulaktan duydukları ile beslenmesi normal mi?

Siz karar verin…

Bağışlayın ama, şehir hırsızı seviyor, dedikodu üreteni seviyor.

Çünkü kimsenin vatan millet şehir diye bir kaygısı kalmamış.

Siyaset kirli, ekonomi kirli ilişkiler ve çıkar üzerinde yürüyor.

STK lar kalibresiz insanlarla dolup taşıyor, Elazığspor vurgun yeri olarak görülüyor, aziz şehir kent kültüründen uzaklaşmış, şehir beceriksiz siyasetçinin bürokratın eline kalıyor.

Hükümetin atadıkları kendine çalışarak, yatırımcı bölge müdürlerinin bazıları müteahhitlerin sofralarından besleniyor, bazıları tribünlere oynayıp siyasi geleceği için yatırım yapıyor.

Sonra yakınıp duruyoruz.

“Sahipsiz Elazığ”

Kimse zıplamasın kendimiz edip kendimiz çekiyoruz.

Hiç bir Elazığlının yakınıp durmaya hakkı yok.

Şehir insanı seçim zamanı feodal yapıyla yürüyen değirmene su taşır, STK temsilcisi seçilirken eğitimine, yaptıklarına bakılmaz oy verilirse, Bürokrat beni getiren siyasi partinin kapı kuluyum derse, İş adamı parayı bulup başka illere yatırım yapar, Gazeteci kimse ile kavgam olmasın ortadan giderim derse,

Aha şehir işte böyle olur.

Yahuu şu an, şehrin yaptığı tek şey, 31 Mart 2109 ‘da yapılacak olan Belediye Başkanlığı seçimi için adayların dedikodusu.

Her partinin adayına bir yafta.

Herkes kötü, dedikodu üretenler iyi.

İnsanların mahremine girilerek, adayların gerek gençlikte, gerekse yaptığı meslek gurubu ile alakalı yaptığı hatalar bir, bir su üstüne çıkarılıp sanki kendileri yapmıyormuş gibi dedikodu, Gırla gidiyorrrr.

Edep yahu demekten başka çare kalmıyor.

Bakınız aslında bazen mahrem konuları Gazetecilerin bulup çıkarması gerekir diye düşünürken şehir insanı, Gazetecilerden daha çok merak edip üzerine bir şeyler koyarak asılsız dedikodular ortaya çıkarıyor.

Bunun nedeni sanırım ciddiyetsiz insanların boş zamanlarını dedikodu üreterek geçinmesinden kaynaklanıyor.

Evet bu şehrin insanı böyle olmamalı.

Kadim bir medeniyetin çocukları olan bu şehrin insanını,

Allah’a karşı inançlı, tasavvuf erbabı, Milli ve manevi değerleri ön planda tutan, Vatan sevgisi imandandır anlayışı ile kimseye çamur atmayan insanlardan oluştuğunu biz bilirdik.

Lakin, değişen ve gelişen Dünya düzeninde kent kültürü yozlaşmış, insan olabildiği kadar acımasız olmuş, hayat renksiz ve tuzsuz hale gelerek insanların cinnetin eşiğine geldiğini görüyoruz.

Evet işimiz eleştiri, hakaret değil lakin, şehirde işler hiç iyi gitmiyor.

Üreten, sahiplenen bir Elazığ en büyük dileğimiz.

Selam ve Dua ile.

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları