Erol KARA

ÜNİVERSİTE ARTIK KENDİ HİKÂYESİNİ YAZMALI 

Erol KARA

Fırat Üniversitesinin 50 bin kişilik eğitim ordusuna 4 yıl boyunca kılavuzluk edecek yeni isim Prof. Dr. Fahrettin Göktaş oldu. 

 

Göktaş öğrencilik hayatı ile beraber yaklaşık 30 yıl Elazığ ‘da yaşamış 2012’de şehirden ayrılmış, üniversiteyi iyi bilen kendi dalında iyi bir akademisyen olarak tanınıyor. 

Evet, Türkiye’nin en eski üniversitelerinden biri olan Fırat Üniversitesini 4 yıl boyunca temsil edecek olan yeni Rektörümüz Fahrettin Göktaş hocanın Allah yar ve yardımcısı olsun. 

 

Sekiz yıldır Üniversitenin büyümesi ve gelişmesi için elinden geleni fazlasıyla yapan Prof. Dr. Kutbeddin Demirdağ ve yardımcıları Prof. Dr. Sadettin Tanyıldızı, Mehmet Cebeci ve Halil Hasar dan da Allah razı olsun. 

 

Çünkü ülke olarak zor bir süreçten geçilse de geride huzurlu bir üniversite bıraktılar. Tek bir gün bile olay çıkmadığı ender üniversitelerden olduk. 

 

Evet, herkes gibi benimde içimden geçen birinin Rektör olmasına isterdim. Lakin Devlet aklıyla insan aklı bir değil. 

 

Devlet başkanımız kimi uygun görmüşse biz onunla 4 yıl çalışır eksikleri, fazlaları, eleştirileri onunla paylaşır elimizden gelen her türlü yardımı yaparız. 

 

Yeter ki, yeni atanan rektörün davası ve sevdası Türkiye olsun.  

 

Yeter ki taş üstünü taş koysun. Yeter ki, din, dil, mezhep, şehir ayrımı yapmasın. Üniversite adına doğru kararlar alsın. Yol arkadaşları liyakatlı kavgacı olmasın. Yeter ki, FETÖ ve PKK gibi eli kanlı örgütlerin karşısında dim dik dursun. Yeter ki, FETÖ’ nün halen canlı olan akademik uzantılarına pirim vermesin. 

 

Unutmamak gerekir ki, biz hikâyeleri olan kadim bir coğrafyanın çocuklarıyız. Bize 200 yıldır modernleşme adı altında başkalarının akademik başarıları ve hikâyeleri anlatıldı.  

 

Bizim artık kendi hikâyemizi yazma zamanımız gelmiş geçiyor bile. Bu ülkenin kavgaya değil barışa hizmete ihtiyacı var. 

 

Yoksa, akademik başarısı ortada olan bir insana  “Sen Elazığlı değilsin neden Elazığ’dan rektör adayı oldun” diyenlerden asla olmayız. 

 

Unutmamak gerekir ki, kim ihtirasla bir şeyi istiyorsa, o şey onun imtihanı olur. Kendi olmadan o işin başarılamayacağı saplantısına kapılan megaloman tipler kendilerinin, ait oldukları toplumun ve memleketlerinin, hatta dünyanın başına bela olurlar. 

Bakınız…  Fırat Üniversitesi başarı sıralamasında Türkiye de ki ilk 20 arasında ise, bu kendiliğinden olmadı. 

 

Bundan en çok emeği olan Rektör yardımcıları Prof. Dr. Halil Hasar, Mehmet Cebeci, ve Sadettin Tanyıldızı’dır.   

Hiç kimse bunların hakkını inkâr edemez. Allah onlardan razı olsun.  

 

Topraklarımızda hilal dalgalandıkça, ezanlar okundukça, amentüsü sağlam akademisyen, bilim adamı arkadaşlarımız ve milletimiz dimdik ayakta durdukça, hiçbir güç bizi yıkamayacaktır. 

 

Küçük bir eleştiri yaparak sözlerimi tamamlayacağım.  

 

Yeni Rektörümüz ilk gün Rektör yardımcılığına tıp kökenli Bilal Hoca’yı atadı.   

Bana göre çok yanlış bir karar.  

Çünkü Tıp kökenli birini alıp idari konularda yetkili kılmak bana göre doğru değil, detaya inmeyeceğim. 

Aslında devir teslim törenine gelen bazı defolu isimleri de gördükçe “Eyvah” dedim. Çünkü Akıl, makamın beyindir. Terbiye edilmemiş, ıslah edilmemiş nefis Şeytan’ın yol arkadaşıdır. Onun için Fahrettin Hoca şu an etrafında gezen kaşığı belinde akademisyenlere çok dikkat etmeli. Çünkü üniversite bıraktığı gibi bir üniversite değil artık. 

 

Ezcümle; Üniversite arazileri konusunda Sayın Rektör dik duruş gösterir akbabalara kaptırmazsa, FETÖ konusunda taviz vermez sayın cumhurbaşkanımızı tek bırakmazsa her daim yanında oluruz.  

 

İhanete varacak koltuk sevdası uğruna bildiğini yaparsa, Allaha havale eder karşısında dim dik dururuz. 

 

Evet, yeni rektörümüze hoş geldin der, yeni görevinde başarılar dilerim. 

 

Selam dua ve bilgi ile kalın. 

 

Yazarın Diğer Yazıları