15 Temmuz 2016, FETÖ’nün altın çocuklarıyla (!) katil ABD ‘nin ülkemizi yok etme girişimiydi. Lakin hesaplar tutmadı, bu toplum küllerinden yeniden doğdu ve 2500 yıllık bir müktesebatı olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti 15 Temmuz gecesi kolay kolay yıkılmayacağını bir kez daha ispatladı.
Şimdi FETÖ’nün sinir sisteminin çökertildiğinden bahis ediliyor. Operasyon yapma kabiliyetinin çökertildiği söyleniyor. Kayıkçı kavgası yapmadan meseleye odaklanıp ciddi anlamda mücadele yapılmazsa gelecek günler geçen günleri aratacak gibi görünüyor.
İki yüzlü katil ABD, FETÖ’nün altın çocuklarını Truva atı gibi kullanırken, bu girifte örgütün 15 Temmuz sonrası tamamen çökertildiğini söylemek kesinlikle mümkün değil. Kayıkçı kavgası yapmadan meseleye odaklanıp ciddi anlamda eğer mücadele yapılmazsa tekrar ediyorum : gelecek günler geçen günleri aratabilir.
İlgili bakanlar ve güvenlik güçleri FETÖ’nün sinir sisteminin çökertildiğinden bahis edip, operasyon yapma kabiliyetinin çöktüğünü söylüyor.
Madem bu örgütün röntgeni çekildiyse neden siyasi ayağı ve medya ayağı ortaya çıkarılmadı.?
Neden, KHK’dan geri dönenler daha iyi görevlere getiriliyor. ?
Neden? Özellikle Polis tayinlerinde KHK’dan geri dönenler istediği şehirde istediği kadar kalıyor. Neden itirafçı olup yaptıkları yanına kar kalanlar elini kolunu sallayarak dışarıda geziyor.
Evet bugün 15 Temmuz darbe ve işgal girişiminin yıl dönümü.
Ne yazık ki, gerçek suçlular ortaya çıkarılmadığı için o eski heyecan kalmadı. Üzülerek söylüyorum ki, önünüzdeki yıllarda o heyecan tamamen ortadan kalkıp hainlerin ekmeğine yağ sürüle.
Evet Bugün 15 Temmuz Türkün en acılı yanı. Ben şehit olan kardeşlerimizi rahmetle yâd ediyor, gazilerimize sağlık ve sıhhat diliyorum. Bakınız geçtiğimiz gün Ali Babacan 15 Temmuz için “Bu minik bir darbe teşebbüsüdür” diyor.
Eğer bu “Minik bir darbe” girişimi ise, biz Ömer Halis Demirleri, 252 şehidi nereye koyacağız.
Böylesine ahlak dışı bir açıklama olabilir mi?
Böyle selden kütük kapma hevesi olabilir mi?
Aslında kim ne derse desin, Türkiye’de FETÖ’nün külleri Turgut Özal ve Süleyman Demirel ile başladı. Ak Parti iktidarı ile FETÖ’cü polisler, hukuk dışı yöntemlerle dinlemeleri Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden yaparak, 2012’de MİT müsteşarı Hakan Fidan’a kadar uzattı.
Cumhurbaşkanının diğer devlet başkanlarıyla danışmanları üzerinden gerçekleştirdiği konuşmalar dahi dinleme kayıtlarına girdi.
FETÖ görüntüde kadın ve güçle ilişkisi olmayan bir karakter gibi görünse de asıl amacının devletin içine sızarak gücü ele geçirmek olduğunu zamanla herkes anladı.
Evet, FETÖ, İsrail’den gelen ihbarda yer alan bazı isimlerle 28 Şubat döneminde mağdur olan ve ”Selam Tevhid” soruşturmasında hakkında takipsizlik kararı verilen kişiler arasında irtibat kurmaya ve terörle ilişkilendirmeye çalıştı.
Kumpas dosyasına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde ikamet ettiği Keçiören’deki konutunun sahibi Faruk Koca’yı da ekleyen FETÖ, bu sayede Koca’yı ve konutunu takibe aldı. Böylece FETÖ’cü polisler, Başbakan, MİT Müsteşarı ve üst düzey devlet görevlilerini, terör örgütü ile irtibatlandırmaya çalışarak kumpas kurdu.
Örgüt, 7 Şubat 2012’de MİT kumpasında ulaşamadığı hedefe, Selam Tevhit kumpası üzerinden varmaya çalıştı. Selam -Tevhit soruşturması bürokrat, asker, istihbaratçı ve siyasetçilerin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişinin örgütlü bir şekilde İran adına casusluk faaliyetlerinde bulunduğu iddiasıyla başlatıldı.
Dosyada 238 kişi olarak görünen sözde örgüt, zincir dinlemelerle 7000 kişiye kadar uzandı. Bu aşağılık örgüt, Suriye de ki Türkmen kardeşlerimize gönderilen yardım tırlarını durdurup el koyarak tarihin en büyük ihanetini gerçekleştirdi.
Daha sayamayacağım pislikler dönerken 15 Temmuz 2016’da darbe ve işgal girişimi bir binbaşının darbeyi MİT’e bildirmesi ve Ömer Halis Demir gibi bir vatan evladının Semih Terzi gibi bir haini öldürerek, darbeyi engellemesi ile ABD’nin ve PKK’nın bütün hevesleri kursaklarında kaldı.
Sonra aziz milletin feraseti Cumhurbaşkanın cesareti ile hainler cezalarını buldu.
Ez cümle : 15 Temmuz benzeri darbe girişimlerinin bir daha yaşanmaması ve FETÖ benzeri yapılanmaların kendilerine bir daha alan bulamaması için örgütü var eden süreç farklı yönleri ile analiz edilmeli ve bu anlamda FETÖ yapılanması analitik olarak bileşenlerine ayrılıp toplumun ve politika yapıcılarının dikkatine sunulmalıdır. Aksi halde gelecek günler geçen günleri aratır.
Selam Dua ve bilgi ile kalın.
