Erol KARA

SİYASETTE "BANA GÜVEN" DİYENE GÜVENMEYİN

Erol KARA

Taşerona kadro, maaşa zam, af, esnafa destek seçimin habercisidir. Yani en kısa zamanda yerel veya genel seçime hazır olun sinyalleridir bu iltifat.

 İşte siyaset böyle bir şey…

 Önce Millete kaşıkla verirsin, sonra seçim bitince kepçe ile toplarsın.   Türkiye de bunun adı siyaset lakin Millet olarak buna razı gelmişiz.

Kimine göre teoride Siyaset veya politika, devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış olarak algılansa da, kimine göre insanları idare etme sanatıdır siyaset.

Bence Siyasi konularda akrabalarına bile güvenmeyeceksin. Kardeşine, oğluna, hatta kendi nefsine bile..

Abdulhamid herkesi dinliyordu ama yan odada Damat Ferit ve Şehzade Sabahaddin’in çevirdiği dolapları görmedi. Hz. Yakub’u kardeşi Esav öldürmek istemedi mi, Hz. Yakub’un oğulları kardeşleri Yusuf’u kuyuya atmadılar mı?

Demek ki;

Siyaset “güven” değil, “denetim” müessesesidir. Siyasette “Bana güven” diyene güvenmeyin!

“Beni bana bırakma” diyene güveneceksin.

Bakınız, Vicdanınız varsa Müftüye gerek yok derlerdi eskiden. Lakin siyasetçilerde bunu göremiyoruz. Vicdan eksinini kayıp etmiş siyasetçilerin kötü yönetimi ile kurumlara ahbap çavuş ilişkileri ile atamalar yapılıp. Hak, hukuk adalet yerlerde pas, pas oluyor.

Yazık, hem de çok yazık.

Biz dürüstlük ile birlikte kamuda ehliyet ve liyakat önemlidir diye düşünürken,  Cahil, zalim, müfsit, korkak, para, makam, kadın ve güce tamahı olanları sahnede görüyoruz.

Yani siyasetçilerin nefsani kararlarıyla “AYAKLAR BAŞ OLUYOR”

 Diğer bir tanımla da, aygır bir ata dönüşüyor.

Halbuki,  “Kemalat ile Kemalat olmaz” ama bunu anlayan yok.

Bakınız yukarıda bahissini ettiğim konuları en çok Sağlık sektöründe ve Belediyelerde görüyoruz. Çünkü bu alanlarda liyakat esas alınmadan güce tamahı olanlar hedefi yüzde yüz vuruyor.

Liyakat erbabı olanlar düğmesini iliklese de, aşırı yetenek ve bilgiden beyni parçalansa da nafile.

Sağlık da konuşma özürlü de olsan, birkaç yer değişir sonra en iyi yeri kaparsın, Belediyelerde ise bir iki fikir sağdan soldan çalar çırpar başkana satarsan, ya danışman, ya da müdür olursun.

İşte böyle...

Başa dönecek olursak, seçimler kapıda. Siyasetçiler, şu an yaşanan olumsuzlukları göz önüne alarak oluşabilecek muhtemel sorunlara çözüm olabilecek projeler ile halkın karşısına çıkmalı dürüst ve vicdanlı davranmalıdır. Asla ve asla seçim kazanma uğruna vicdanı eksenini kayıp etmiş kişilere ehliyet vermemelidir.

“Beni bana bırakma” diyenle yolla çıkmalıdır.

Selam ve Dua ile.

Yazarın Diğer Yazıları