Erol KARA

ŞEHİR HASTANESİ DRAMI

Erol KARA

Biz yalnızca Burjuva kesimin halkla ilişkiler müdürlüğünü yapmıyoruz.

Dün, güçlünün işaretiyle kovalayanların; bugün daha güçlü birinin işareti ile kaçmaya başladığının; kaçanın da, kovalayanın da aynı inden, aynı dehlizden, binadan, şatodan, saraydan çıktıklarının farkında olduğumuzu belirtmek istiyoruz !

Zamane pravdalığı yapmayacağım.

Hiç kimse homurdanmasın…

Tepki almaktan hoşlanan…

Nasıra basmayı hobi edinenlerden olmadım. Çünkü onların anlamadıkları, müzik çoktan bitti, dans edenler farkında değil.(!)

Gelelim saadete…

Ne olacak şu bizim meşhur Şehir hastanesinin halli? Derken Branş hastanesi olan Diş hastanesinin kapatılıp şehir hastanesi bağlanması ile başlayan sıkıntı hallen devam ediyor.

Diş hekimleri döner sermayeleri az olduğu gerekçesi ile hastalara bakmıyor çevre “illere gidin” talimatları yağdırıyor haberlerini alıyoruz.

Ülkenin makus talihine bakın ki, Sağlık ve Milli eğitim deki sorunlar bir türlü düzelmiyor. Her geçen gün daha da kötüye gidiyor

Davulla zurna ile karşıladığımız Şehir hastanesi zamanından erken açılarak hizmet vermeye başlarken, manzara aynı, İnsan aynı, Doktor aynı, değişen bir tek fiziki mekan olarak karşımıza çıkıyor.

Yapılan bina som altından olsa ne yazar ki, İçini doldurmadıktan sonra. Hastaneye girdiğinde devasa bir mekan. Ancak asık suratlı Doktorlar hemşireler. Her yerde ışıklar.   

Sahi tebessümü biz sadaka olarak bilirdik. Şu hekimler yaptıkları ilmin sadakası olarak hastalara “tebessüm” etse ne olur?

Yok, yok bunu yapamazlar çünkü onlar yorgun (!)

Sayın Cumhurbaşkanımızın önem verdiği şehir hastaneleri bence iyi yetişmiş insanla doldurulur, fiziki mekanın hiçbir önemi yok.

Evet il sağlık genel sekreterinin donanımlı olduğunu biliyoruz lakin, siyasetçilerin veya bürokrasinin keskin kılıcından kurtulmamış olacak ki, Diş hekimlerini çağırıp, ”Ya çalışırsınız, ya gidersiniz” nasihatinde bulunmamış olacak ki, sıkıntılar halen devam ediyor.

Hele birde gece o hastanenin o boşa yanan ışıklar yok mu? Baktıkça insanın içi gidiyor.

Sahi ; gündüz sahibi olan hastanenin gece sahibi yok mu?

Ahh Cahit beyyy, ahh.

Yahu Allah geceyi de, gündüzü de ayrı yaratmış anladık da,

Sorumluluk omuzlarda ise veballin en büyüğünü siz taşıyorsunuz öyle değil mi?

 

Hani arada sırada bir habersiz denetimle bazı taşların yerine oturacağını bilen biri olmanıza rağmen şu devasa dediğimiz hastanenin önce Acil kısmını, sonra nöbetçi doktorların yerinde olup olmadığını bir kontrol etseniz. Taşeron kadrosunda olup halen elini kollunu sallayıp gezenleri bir yerlere gönderseniz. MHP’li diye bir kenara attığınız eski hastane müdürleri ve müdür yardımcılarına bir görev verseniz. Hemşire kadrosunda olup müdürlüklerde idari görev yapanları ihtiyaç lüzum eden bölgelere gönderseniz,

Hem işinizi yapmış olur hem de sevaba girmiş olurunuz diye düşünüyorum.

Yazımın başında dediğim gibi Nasıra basmayı hobi edinen…lerden olmadım. Lakin hatırlatmadan geçersem bende sizin gibi vebali üzerime alacağımdan korktuğum için iki tane horata ettik.

Suc-u lisan ettikse af ola.

Selam ve Dua ile.

 

Yazarın Diğer Yazıları