Erol KARA

KADIN CİNAYETLERİNİ LANETLEMEK YETMİYOR

Erol KARA

Ümmeti olmaktan övünç duyduğumuz peygamberimiz Hz. Muhammed’in kadına bakışı çok farklı.

Ne deniyor;

“Cennet anaların ayağı altındadır.”

Kadın demek; bu ülkenin omurgası demek, gelecek neslimizi hayata hazırlayan insan demek, ana demek, eş demek, kardeş demek, öğretmen demek.

Evet, kadın cinayetleri ülkemizde hızla artarken meselenin sosyolojik boyutu çok önemli.

Önemli olduğu kadar da vahim.

İçimizi yakan kadın cinayetleri yalnız ülkemizde değil Dünyanın birçok ülkesinde yaşanırken, geride gerçekten çok vahim tablo karşımıza çıkıyor.

Yapanın yanına kar kaldığı ülkemizde, cinayet olayı sadece birkaç gün güncelliğini korurken, olan yine ölene ve geride kalan çocuklara oluyor.

Evet, Sayın Cumhurbaşkanı her fırsatta “İdam Meclise gelirse onaylarım” diyor ama ne istedi de yaptıramadı kendi Milletvekillerine?

Neden idam meclise getirilmiyor anlamış değilim.

Bu konuda ben Sayın Cumhurbaşkanının samimi olduğuna inanmıyorum.

Yani Sayın Cumhurbaşkanı bir an evvel idam konusunda dersinize çalışın, TBMM’ye getiren derse sözünün üstüne söz bırakılır mı? sizce.

Yok, yok her şey söylenildiği gibi olmuyor.

Söz yerinde kalıyor bu aziz topraklarda ölen sadece ölene oluyor, kalanlarda telef olup gidiyor.

Kadın cinayetlerini sebebi üzerinden tartışmanın bir manası var mı? Yok mu? Bilinmez ama boğazından bıçaklanarak öldürülen bir erkek oysaydı ne değişirdi?

Bu nedenle hiçbir şey olması gerektiği gibi ele alınmıyor ülkemizde.

Bana göre kadın cinayetlerine karşı çıkmak, lanetlemek yerine bunun sebeplerini araştıran STK’ların ve Üniversitelerin olması gerekir diye düşünüyorum.

Eğer bunlar yapılmazsa Devletin aile hayatına ve şiddete yeteri kadar müdahale etmediğini düşünmekte haksız sayılır mıyım bilmiyorum.

Tamam, Dünyanın hiçbir yerinde böyle işlenmiş cinayeti önleyecek bir mekanizma olmayabilir ama devlet, vahşete en ağır cezayı vererek böyle bir vahşeti aklından geçirenleri caydırmaya çalışır.

Hâdiseler, sâdece kadın veya erkek olarak değil de muhakkak "kadın ve erkek" yani "aile" esasından değerlendirmelidir.

Aslında bu tur olayları minimize eden bir sistem var.

O da İslam…

Biz insanları İslam’a göre eğitir, yaptıklarının hesabının sorulacağı bir başka dünya olduğuna kalpten inandırır, sonra da İslam ceza hukukunu uygularsak bakalım cinayetler en aza iniyor mu? İnmiyor mu görürüz.

Yoksa laik ve seküler hukuk da bunu önleyemez. Nice Emine Bulutlar öldürülür.    

Evet, ülke insanı cinayet haberleri ile sarsılıp dururken, kan ve gözyaşının son bulması için tekrar ediyorum Üniversitelere ve STK’lara büyük görevler düşüyor.

Medya ise üzerine düşeni yaparak özellikle aile içi şiddeti meşru kılacak programlardan uzaklaşıp Türk toplumunun derinden yaralayan şiddetin kullanılma şeklini asla göstermemelidir.

Aksi halde kadın cinayetleri ölenin veya öldürenin kimliği üzerinden tarif edilmeye çalışıldığı kadar meşrulaşacaktır.

Selam ve Dua ile.

 

Yazarın Diğer Yazıları