Erol KARA

ÇALIŞKAN BELEDİYELER AJANDA DA SAKLI TUTULMALI

Erol KARA

Bulunduğumuz şehirde herkesin birbiriyle sosyal ve iktisadi bağları var. Lakin, hayatın kavgası nefsimizle vicdanımız arasında sürüyor.

Niye bilmem ama, Vallahi, Billahi, Tillahi diyerek anı kurtarmaya çalışıyoruz. Bugün koluna girdiğimize ertesi gün kılıç çekip kan dökmeye çalışıyoruz.

 

Temelinde acizlik ve yenilgi de olsa, Allah cc adını ağzımıza alarak Vallahi, Billahi, Tillahi yeminleri ederek yalan söyleyip bugünü kurtarıp ahireti zehir ediyoruz.

 

Fisebilillah dedik. Kimseye iftira atmak gibi bir niyetimiz yok. Ama, şehir şehir değil artık sanki her an zemheri.

Geçmişi unutup, yemin etmek. Geçmişi unutup kılıç sallamak. Geçmişi unutup geldiği yerde kibir ve enaniyetli davranmak. Geçmişi unutup nefsimizle ve vicdanımız arasında kalmak sanki hayatın bir parçası haline geldi.

Düşünün bir kere, yaşadığımız şehirde kazanmayanların gözü kazananların helal lokmasında ise oturup iki kere düşünmek gerekir.

 

İftira, kıskançlık kol gezerken herkes birbirinin oturduğu koltuktan inmesini bekliyor veya arzu ediyor.

Bunu en çok siyasi arenada görmek mümkün. Milletin hür iradesi ile gelen bir siyasetçiyi, seçmen işi görülmemişse taşıdığı koltuktan hemen aşağı indirmek istiyor.

Evet siyasetçi ve yönetici olanlarda hoşgörü ve gönül almayı unutup kendilerini adeta yenilmez hissediyor.

 

Edeb Ali’nin Osman Gazi’ye öğüdü şöyle :

“Beysin, bundan sonra öfke bize; uysallık sana...

Güceniklik bize; gönül alma sana...

Suçlamak bize; katlanmak sana...

Acizlik yanılgı bize; hoş görmek sana...

Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana...

Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana...

Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana.. 

Üşengenlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana...

Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı.

Allah (c.c.) yardımcın olsun.”

 

Evet Bürokraside ve Siyasette yönetici olanlar bu sözlere kulak vermeyenleri yanında tutmaktan sakınmalıdırlar. Siyaset yapacaksa biri, önce bunu bilmeli, merhameti gazabından, sevgisi nefretinden büyük olmalı.

 

Şimdiii...

Bu söze kulak vermeyen ahir zaman alameti siyasetçi görmek çok kolay. Nefsi ile hareket edip amirini müdürünü, Liderini gündüzün ışığında beysin, gecenin karanlığında o kim oluyor ki, sözleri ile  takmayan zat-ı muhteremler oturduğu koltuğa yapışıp kalırken, kendisini getiren iradeye saygısızlık yaparak bensiz olamazsınız demeye getiriyor.

 

Söz dönüp dolaşıp siyasette gelirken, bulunduğu şehre hizmet etmeyen kendisi için çalışan, bulunduğu şehre tek bir kazma bile vurmayanların akıbeti mensubu olduğu partiden kovulmaya kadar gidiyor.

 

Evet Ak Partide defolu kaşarlanmış siyasetçiler temizlenmeye çalışılırken, bulunduğu şehre değer kazandırmayanlar bu temizlik harekatında öncelikli olmalı. Yaşadığı şehri şantiyeye çeviren, şehrin nefes almasını sağlayan, modern ve yaşanabilir şehirler için mücadele eden, risk alan siyasetçiler veya belediye Başkanları ise liderin Ajandasında saklı tutulmalı.

 

Şehir mutsuz.

Şehir gürültülü.

Fakat büyük devrimler, büyük dönüşümler, büyük sarsıntılar, büyük olaylardan sonra gerçekleşir.

Unutulmamalı ki,  Karanlığın en koyu anı, aydınlığa en yakın olduğu zamandır.

 

Selam ve Dua ile.

 

Yazarın Diğer Yazıları