Barzani’nin 25 Eylül de ki sözde bağımsızlık referandumuna, sadece İsrail değil bölgeyi diyazn etmeye çalışan ABD’nin hatta bu dönemde körfez ülkelerinin de destek verdiğini düşünüyorum.
Barzani’nin Kürdistan hayalinin tarihsel bek raundu da var. Geçmişe bakıldığında İsrail ‘in hep bu Kürt bölgesini Mesut Barzani ye Saddam Hüseyin döneminde hep destek verdiğini bunun üzerinden bir politika geliştirme çalıştığını biliyoruz.
25 Eylül ile birlikte bu mesele ayyuka çıkmış oldu. Kabullenmek gerekir ki, İsrail ‘in resmi politikası bu. Bu anlamda Türkiye ile İsrail arasında çok ciddi sıkıntılar yaşanacaktır diye düşünüyorum.
İran, Irak Türkiye Kürdistan kurulmasına karşı. ABD ye rağmen burada bir operasyon gerçekleşir mi ? Bölge ülkeleri tarafından. Bu aslında olayların nasıl geliştiğine bağlı ama, Türkiye Irak ve İran açısından ciddi bir tehdit algısı var.
Her üç ülkede Kürt referandumunu açık bir tehdit olarak görüyor. Böyle bir noktada kimin ne dediğine açıkçası bakılacağını tahmin etmiyorum. Türkiye nin geçen yıl Fırat Kalkanını yaparken ABD den icazet almadığı açıkça ortaya çıktı.
PKK ile mücadele de Katil ABD’nin PYD’ye verdiği destek ortada. Bence Irak merkezi hükumetinin bu bağımsızlığa karşı bir hamlesinin olması gerekir. Ona destek yönünde belki İran'ın tavır alacağını bekliyorum. Irak'ın Kürt bölgesel yönetimine savaş ilan edeceğini düşünmüyorum. Bağdat merkezi hükumetinin bu konuda sert bir çıkış yapması gerekir diye düşünüyorum.
Irak Hükümetinin Kürt bölgesini kayıp etmesiyle birlikte alanın daralmasıyla Musul ve Kerkük gibi iki petrol kentinin elden çıkması çok ciddi bir jeopolitik kayıp olacaktır. O açıdan karşılıklı bir nefret var. Bu sadece Irakla sınırla kalmayacak. Suriye de de etnik Kürt –Arap savaşı yayılabilir. Bunu da PYD nin ele geçirdiği yerler ve Kürtlere uyguladığı baskı eğitimi Kürtçe olarak zorunlu tutması Arapçası kaldırmaya çalışması bunlar çok önemli faktörler.
İsrail’in 60 yıldan beri bir Kürdistan kurulması hayali ile karşı karşıyayız. Burada sadece İsrail değil. Suudi Arabistan ve Mısır’ı da zikir etmek gerekir. Körfez ülkeleri içinde iki ülke İsrail’in çıkarlarına hizmet etmiştir.
25 Eylül de bağımsızlık referandumu var. Bundan vazgeçileceğini zannetmiyorum.
Ben bu anlamda bölgede Kürt-Arap savaşı olasılığını yakın gibi görüyorum. ABD’nin zaten Kürdistan üzerinde çalışıp kendine alan açmaya çalıştığı aşikar.
Türkiye o kadar büyük bir açmazın içende ki, Türkiye hep NATO tartışmaları da gündemde.
Bakınız öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki, her ülkenin Atom bombası, füzesi artık var. Türkiye de yok.
Evet Türkiye bir NATO üyesi müttefiklerimiz dediğimiz ülkelerle çeşitli anlaşmazlıklar söz konusu. Canları istediğinde Türkiye ye gelip füze konuşlandırıyorlar, bir siyasi anlaşmazlıklar olduğunda da füzelerini çekip gidiyorlar. Almanya ve ABD örnekleriyle Peki bu müttefiklik ilişkisi nasıl sürecek.?
Türkiye’nin Rusya’dan alacağı ES -400 füzelerine ABD ” Bunu siz NATO sistemlerine entegre edemezsiniz” diyor.
Evet Bizim Rusya’dan Füze sistemi almamız Batılıları rahatsız ediyor etsin. Etmesi de bizim açıdan avantaj. Tek alternatifin onlar olmadığını görmek zorundalar.
ES 400 gelişmiş bir füze fakat bu sistemin hangi unsurlarıyla birlikte alacağımız kamuoyuna açıklanmadı.
Şimdi İsrail’e her türlü silahı sağlayan ABD, bunca yıllık müttefiki olan Türkiye ye bu kolaylığı göstermemesini Türk ekonomisinin güçlü olmamasına bağlıyorum.
ES 400’ler niye bu kadar yaygara kopardı Aslında temel nokta siyasi değil ekonomik. Çünkü çok önemli savunma şirketleri var ABD dede. Bu savunma şirketleri uzun yıllardır Türkiye’nin NATO’ya katılımından beri Türkiye ye en önemli pazarlardan biri olarak görüyor. Çünkü Türkiye NATO’nun 3. Büyük ülkesi. Ve en önemli alıcı Pazar boyutunda.
Türkiye NATO’dan yana çok büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor. Suriye başladığı günden bu yana. Aslında sınırlarını koruyamayan bir NATO gördük biz. Türk devleti NATO üyesi olması itibarıyla sınırları da NATO güvencesi altındadır. Dolayısıyla Türkiye kendine bir çıkış yollu ararken ES 400 lerin alınması normaldir.
Selam ve Dua ile.
