Osmanlı nın yıkılmasıyla mağduriyete uğramıştık. Şimdi bu mağduriyet gideriliyor Dünyayı yönetenler duysun, boşuna çaba göstermesin.
Bu mağduriyetin giderilmesi gerektiğine inanan Türk Devleti Batıdan sürekli sopa yemesine rağmen artık konuşabiliyor. Hem de büyük bir cesaretle, büyük bir özgüvenle.
Evet burnuma pis kokular gelmeye devam etse de, ne çapulcu başı Barzani, ne Katil ABD’nin Başkanı Trump, ne de Siyonistlerin kalesi İsrail bizi kolay, kolay köşeye sıkıştıramayacak.
Çünkü artık güçlü ve sözü dinlenen bir ülkeyiz.
Tabloya genel hatlarıyla şöyle bir baktığımızda; Türkiye artık 9-15 Mesafeyi iyi korumaya başladı. Bunu nereden anlıyoruz?
Kısasa kısas ile…
Yani sen Vize ambargosu korsan bende karşılığını verir, sesiz kalmam diyerek, gereğini yaparak.
Ha işte böyle olmalı Devlet. Sesiz kalıp yetimhanenin sesiz çocuğu gibi boynumuzu bükseydik. Tepelemeye devam edeceklerdi.
İhanet ayrı, cehalet ayrı sözünden yola çıkarak, Türkiye yanarken vicdan eksinini kayıp etmiş sözde müttefikler (!) Türkiye dengeye ve denkleme hakim olduğu için dört koldan saldırıyor. Türkiye bölgesinde izin vermediği sürece hiç kimsenin hiçbir şey yapamayacağını anladılar artık.
Bakınız PKK ile mücadele de çok etkin ve değerli mücadele yapılıyor artık. Belki Türkiye iç kamuoyunda bunu fazla değerlendiremiyor ama, PKK ya Kuzey Suriye de bir ordu kurutturuldu halde, Türkiye de nerdeyse PKK sıfıra indirilmiş durumda.
Terör olayları üç haneli rakamlardan iki haneli rakamlara düştü.
Evet Türkiye ye karşı asimetrik bir saldırı söz konusu. Kendileri direk ortada yoklar ama, ABD nin aldığı son karar, Almanların Türkiye ye karşı tavırları bütün batı ülkeleri hakeza öyle. Ortada bir karar var belli ki, bu karanın önündeki engel de Türkiye. Türkiye yi bertaraf etmeleri gerekiyor.
Şimdi Devletler arasında ki güç mücadelesi eskiden olduğu gibi savaş yöntemiyle değil Taşeron örgütler üzerinden gerçekleştiriliyor. Batılı aktörler de buna uzun zamandır hakim. Kimi zaman PKK kimi zaman PYD ile Türkiye yi hizaya getirmeye çalışıyorlar. Türkiye nin mücadelesi de bunların mücadelesini boşa çıkarmak.
Bakınız, 25 Eylül ‘de Molla Mustafa nın MOSAD tasmalı oğlu eli kanlı Mesut Barzani uluslararası desteği de yanına alarak Referandum yaptı. Kime güvenerek tabi ki, ABD ve İsrail’e güvenerek.
Bakınız şimdi şu Aşiret ağasına karşı Irak hava sahasını kapatalım diyoruz. Lakin Irak hava sahası kimin kontrolünde ABD nin. Bunu kim kapatabilir. Gerçekçi olmak gerekirse, Barzani Türkiye, Irak ve İran’ın yapamayacağını bildiği için elini kolunu sallayarak bu taahhütlerin altında Referandumunu yaptı ve sürecin arkasında da duruyor.
Gücün oluşturduğu bir hukuk ve statüko söz konusu. ABD Türkiye, Rusya İran üçlüsü karşısında.
ABD artık Türkiye’yi kayıp ediyor. Nasıl mı? iki yüzlü politikaları ve müttefiklik anlayışına sığmayan düşmanca tavırları ile.
Şimdi ABD nin Barzani konusunda iki yüzlü tavrı, PYD konusunda tavrı ve son olarak Vize ambargosu ile düşmanlığı Türkiye ye açıktan mesajlar vererek, “Bende bir gece ansızın gelebilirim” mesajları veriyor.
Hal bu ki, Aziz Millet bu konuda antrenmanlı. Evet gelirse ne olur? Gelirse Vietnam da Afganistan da aldığı mağlubiyetin iki mislini alır.
Nasıl mı? Osmanlı da mağduriyet yaşamıştık. Bu mağduriyeti bir daha yaşamamak için, ülkenin bir ferdi ölür, ölür.
Selam ve Dua ile.
