Gaziantep maçı öncesi yaşanan olaylar neticesinde oluşan krizin anlam yüklediği maçta rakibini 2-0 yenen Elazığspor dört hafta sonra galibiyet ile tanıştı. Maçın; öncesi, anı ve sonrası açısından oldukça şaşırtıcı ve heyecan dolu olduğu, sürprizlerin yaşandığı bu müsabakada başarılı bir performans sergileyen Muammer Hoca, takımına üç puandan çok daha fazlasını kazandırdığını söyleyebiliriz.
Rakibin gücü doğrultusunda, 4-4-2 sistemi ile, savunmayı öne çıkararak oyunu rakip alan yığan bir taktik anlayış ile maça başlayan Muammer Hoca, maçı maçtan önce oynayıp dersine iyi çalıştığını herkese gösterdi ancak, bu oyun sisteminde bağlantı oyuncu dediğimiz ayağı düzgün dikine oyun kurabilen ve dripling yapabilen bir arta saha oyuncusu kullanmamakla hata yaptı. Nitekim ilk 45 dakikada tek kale oynamasına rağmen pozisyon bulamamasının tek sebebi buydu. Rakibin gol atacak bir kapasitede olmadığını maçın henüz ilk 10 dakikasında görmemizde bu tezimizi doğrulayan bir gelişmeydi. Oyunu rakip alana yığan bir anlayışta, geriden oyun kurmanın önemini farketmiş ki Muammer Hoca, Erman yerine Sezgin ile başladı ve bu değişikliği gayet mantıklı bulduğumu söyleyebilirim. Tom'un henüz sakatlık etkisinden kurtulamaması, Sarpong'un aşırı top kaybı yapması, Ahmet Aras'ın da formsuz olduğu ilk yarıda etkisiz kalmamız, sebepler arasındaydı.
HAMLELER
Oyun kurucusu sakat olan takımın, ikinci yarıya Kayalı ile başlamasını beklerken değişiklik yapmayan Muammer Hoca, ilerleyen dakikalarda çok büyük bir risk alarak Sezgin-Maranhao değişikliği ile 3'lü savunma - 3'lü forvet ile 3-4-3 sistemine döndü. Döndü ama yine de bu değişiklik ilaç olmadı. Aksayan Sarpong'un yerine Berk hamlesi direnç anlamında çok katkı sağladıysa da asıl hamle Merthan-Kayalı değişikliğiydi. Kayalı oyuna girdikten sonra pozisyon bulmaya başlayan takımımız aradığı golü, Kayalı'nın organize ettiği bir atakta Tom'un asisti ile Maranhao'nun ayağından buldu. Oysaki Sezgin yerine Onur'u çıkartıp, üçlü savunmaya dönse belki Mehmet Yiğit'i kaybetmeyecektik. Ayrıca Berk ile de sol kanatı kapatmak zaten kolay olacaktı. Stopere geçen Onur'un, acemi kademeleri ile ofsaytı bozduğu iki-üç pozisyonda kalemizde golü görmemiz an meselesiydi. Savunmada havadan ve yerden takımın imdadına yetişen Alparslan son yarım saatin kahramanı olsa da maçın genelinde son haftalardaki performansını arattı. Mücadeleleri ile Elmar ve Adem alkışı hakkettiler.
KORKUTAN TAVIRLAR
Tahminen hafta içi yaşanan olayların ve takımdaki maddi problemlerin etkisiyle olacak ki; maç içerisindeki bazı görüntüler acil önlem alma anlamında tavsiyelerimizi zaruri kılmıştır. Tom'un isteksiz görüntüsü, Alparslan'ın takım arkadaşlarına olan tavırları, Mehmet Yiğit'in riskli ileri çıkışları ve agresif görüntüsü, Ahmet Aras'ın formsuzluğu yanında kazanılan frikik pozisyonundaki gereksiz inisiyatif girişimi ve oyuna sonradan giren Maranhao ve Kayalı'nın fiziksel eksiklikleri göze çok çarpan detaylardı. Acil önlem alınması elzemdir!!!!
ALTIPARMAK SENDROMU
Sezona; detaylı bir araştırma neticesinde takımın başında başlatılan Mehmet Altıparmak, 10 haftada 15 puan alarak 7. sıradayken takımdan gönderildi. Sportif başarısızlıklar ve adaletsiz forma dağıtımı sebep gösterilerek yollar ayrıldı ve buraya kadar ki gelişmeler gayet normaldi. Ancak krize dönüşen bu ayrılıkta gerek yönetimin gerekse de teknik direktörün yaptığı açıklamalar profesyonel bir takım anlayışına uymayacak nitelikteydi. Her iki tarafın da haklı ve haksız olduğu bazı hususlarda krizi yönetemeyenler Elazığspor'a zarar vermiştir. Kadro seçimi ile ilgili sezon başından beri yapılmak istenen müdahaleleri herkes biliyor ve kabul edilemeyecek bir durum olduğunu belirtmek isterim. Teknik direktörün haklı olduğu bu durum, yapılan basın açıklamasındaki gereksiz ve kendisini ilgilendirmeyecek hususlar ile baltayı ayağına vurmasına sebep olmuştur. Ayrıca sezon başından beri maddi sıkıntıların olduğu da herkesçe bilinen bir gerçektir. Karşılıklı haddini bildirme söylemleri her iki tarafa da yakışmamıştır. Elazığ'da hatırı sayılır bir geçmişi olan, kendisini çok seven bir çok dostu olan Mehmet Altıparmak ile, içi boşaltılmış bir takımda tekrardan iyi bir ekip oluşturacağına inanılan (ve bunu başaran) 15 puan toplamasına vefa göstermeyen yönetim; karşılıklı anlaşarak (maddi kazanımları ve manevi kayıpları bir kenara bırakarak) yolları ayırabilirdi. Her iki tarafa yakışan da bu olmalıydı.
SAYGILARIMLA