Sezonun en kritik maçında Elazığspor kendi sahasında Erzurumspor'a 0-1 yenilerek galibiyet hasretini 5 maça çıkardı. Gerilimi ve stres yükü fazla olan müsabakada, oyun hakimiyeti Elazığspor'da olsa da kazanmak için gereken golü bulamayan takımımız, tipik bir deplasman futbolu oynayan ve attığı golün üstüne yatan Erzurum Spor karşısında taraftarlarını hayal kırıklığına uğrattı.
Erman dışında ideal bir kadro sahaya süren Kalpar, kazanmak adına kenardan çırpınsa da oyun içine müdahale edemeyince 5. maçından da galibiyet alamadan ayrıldı. Elazığ Spor penceresinde baktığımız zaman; Sezgin ve Emre'nin yumuşak kaldığı sol kanadımızdan verdiğimiz açıklar, Tom'un verimsiz hücum denemeleri ve acemi top kayıpları, Tatos ve Tom'a alınan önlemler ve santraforsuz oynamak yenilginin ana sebepleriydi. Fizik olarak yetersiz kalan Sezgin ve Emre, hem savunma yapmakta zorlandılar hem de kazanamadıkları toplarla rakibin üstümüze rahat gelmesine sebep oldular. Hücumda son paslarda acele eden, daha dikkatli davranması gerekirken basit top kayıpları yapan Tom, ilk yarıda bulamadığımız skor üstünlüğünün baş mimarıydı. Tom ve Tatos'a yakın markaj uygulayan rakip taktik anlayış tutsa da, Ahmet Aras'ın sahada gezinmekten başka bir şey yapmaması Hüseyin Hoca'nın elini kolunu bağladı. Her ne kadar Ahmet-Alparslan değişikliği yanlış gibi görünse de oyunda kaldığı süre zarfında Alparslan'ın faydalı futbolu Ahmet Aras'ın ne kadar verimsiz oynadığını herkese göstermiştir.
Elmar ve Kadir'in maç boyunca gayretli ve faydalı oyunları, Mehmet Yiğit'in kazanma adına ortaya koyduğu çaba, Tatos'un isteki arzulu görüntüsü, maç boyunca pozisyona girmesek de topa sahip olan, pas yapan bir Elazığ Spor'da pozitif anlamda gördüğümüz detaylardı.
Yukarıda teknik analizini yaptığım detaylar dışında Elazığ spor'da ciddi problemlerin de olduğunu düşünüyorum. Hafta içi açıklanan transfer tahtasının kapanabilme ihtimali ve Erman'ın alacaklarından dolayı oluşan problem kaynaklı kadro dışı kalması hepimizi endişelendiren en önemli noktadır. Sportif başarının gelmediği bir ortamda maddi problemlerin çözümünün zorluğu yönetimin içinde bulunduğu kördüğümü net ifade ediyor. Oysaki Hüseyin Hoca ile birlikte sportif başarı da gelseydi şimdi çok farklı konuları düşünecektik. Buradan yola çıkarsak, geldiğinden beri sportif başarı anlamında hiç katkı vermeyen Hüseyin Hoca'nın geleceğini masaya yatırmak ayrı bir problemdir. Yönetim penceresinden oldukça zor görünen bu karar, problemlerin çözüm noktasında önemli bir detaydır. Kalpar sonrası için çizilecek yol haritasını belirlemek ve bunu hayata geçirmek, takımdaki diğer sorunların çözümü açısından daha kolay olacaktır. Zira her hafta bir oyuncusu atılan, kaybedilen her puanın sonrasında önümüzdeki maça bakacağız, kaybedilmiş bir şey yok gibi açıklamaların olduğu bir takımda, problemleri çözmek gibi bir yaklaşımın olmadığını net görüyoruz. 20 dakika oyunda kalıp iki itiraz ile oyundan atılan bir oyuncuda disiplin problemi yok demek , Kalpar'ın Elazığ Spor'u ne kadar hafife aldığını gösteriyor.
Maç bitiminde ve şeref türibününde yaşanan olaylar, Elazığ Spor açısından yaşanan acizliğin net göstergesidir. Gole sevinen Erzurum Spor genel menajerinin dışarı çıkartılması, şeref türibününe kolluk kuvvetlerinin girmesi alışık olmadığımız ve tasvip etmediğimiz görüntülerdi. Sezon başı Erzurum kampında gördüğümüz misafirperverliği öve öve anlatan yine biz değil miydik? Açılış maçına Elazığ'a gelen yine bu takım değil miydi? Maç bitiminde sahaya koşan Elazığ Spor'u temsil eden kişilere soruyorum, ceza aldırmak dışında neyi değiştirebileceksiniz? Elinize ne geçti? Mehmet Altıparmak'a iki laf söyleyeceksiniz diye Elazığ spor'a gelecek muhtemel cezayı hiç mi düşünmediniz? Söyleyeceğinizi söylediniz mi bari? içiniz rahat etti mi bari? İstifa diye bağıran çok küçük bir gruba küfür ile karşılık veren sayın Sedat Karataş Başkan'a da bu durum hiç yakışmadı. Bu istifa söylemlerini hiç hak etmediğini net düşünsem de maçın atmosferine yenik düşüp bu çıkışı yaptığını umuyor ve konunun tatlıya bağlanacağını düşünüyorum.
Son olarak bu krizin aşılma noktasında; yönetim, teknik heyet, futbolcular üçgeninde yeniden yapılanmanın şart olduğunu görüyorum. Mevcut durumun; hedefi küme düşmemeye doğru götüreceği aşikar iken, bu yapılanmanın bizi tekrar play off hedefine götürme ihtimalinin yüksek olduğunu birilerinin görmesi elzem olmuştur.
