E.Eren KURNAZ

FUTBOL CAHİLLERİ

E.Eren KURNAZ

     Sezonun ikinci yarısına İzmir'de Altınordu deplasmanıyla başlayan Elazığspor, rakibine 2-1 yenilerek lige yine kötü başladı. Ekonomik sıkıntılardan dolayı devre arasında transfer yapamadan eski kadrosu ile ama 6 oyuncu kaybederek maça çıkan Elazığspor, ortaya koyduğu performans ile hayal kırıklığı yaşattı. Mevcut kadrodan en doğru 11'i bularak maça çıkmaktan başka çaresi olmayan Kalpar; defansif bir kadro ile önce rakibi durdurup sonra da puan veya puanlar almayı hedeflemişti. Temposuz ve takım savunmasında eksik kalan Sarpong'u yedek bırakıp orta sahada daha diri oyuncuları tercih eden Kalpar, forvette de Diarra'ya görev verdi.

     Sahaya çıkan oyuncuların isimlerinden ziyade, takımın oyun yapısı ve ortaya konan mücadelenin konuşulduğu bu müsabakada yaşanan hayal kırıklığı, umutla bekleyen tüm taraftarları şok etti. Futbol anlamında tam bir fiyaskonu yaşandığı Elazığspor'da ilerisi için bir umut görememek en belirgin detaydı. Alparslan'ın müsait pozisyonda kaptırdığı topta kaleci Soner'in henüz maçın başında yaptığı inanılmaz hata ile yenik duruma düşen takımımız, 90 dakika boyunca sahada varlık gösteremeyince yenilgi kaçınılmaz oldu. Elazığ Spor gibi bir takımın bu erken gole reaksiyon gösterememesi, yenilgiyi kabul eder bir görüntü çizmesi kabul edilecek bir şey değil. Sakatlığı geçmemesine rağmen oynatılan Tatos, hocamızın yıllardır biriktiği deneyimine hiç yakışmadı. Bu tarz durumlarda yedekte bekletilip ihtiyaca göre oyuna alınması daha doğru iken, ilerleyen maçları da riske atmak tam bir acemilikti. Elmar, Kadir ve Alparslan ile orta sahayı üçlememize rağmen doğru dürüst pas yapamayan , kanatları kullanamayan, hücumda çoğalamayan Elazığspor, devre arasında ne çalıştı çok merak ediyorum. Eksiklerimiz çok net biliniyor iken, hiç biri için arpa boyu kadar ilerleme olmaması çok düşündürücü. Ayrıca maç kazanma arzusu, seyirci dili ile Ruh , oyun disiplini gibi konularda da aynı tas aynı hamam görüntü olması problemin büyüklüğünü görmemize vesile olmuştur. Tom'un bireysel oyun yapısı takıma zarar verdiği gibi, pozisyon kısırlığımızın ana sebebini oluşturmaktadır.  Soner'e, Tom'a, Alparslan'a takım disiplini aşısını kim yapacak çok merak ediyorum.

     Devre arası transfer sürecini kimlerin yönettiğini de çok merak ediyorum. İlk maça transferlerin yetişmemesi aşikar iken, takımdan 6 oyuncu göndermek ne kadar doğru. Ahmet Aras ve Sarpong ile ilgili çıkan haberler için açıklama yapılmaması bu oyuncuların da gönderilmesi ihtimalini kuvvetlendirirken boşalan mevkiler için bayağı transfer yapılacak yorumlarını yapabiliriz. Devre arasında çok fazla oyuncu almanın ya da çok fazla oyuncu göndermenin mantıklı bir izahı var mıdır acaba? Teknik Direktör'ün bir suçu yok diyenlere sormak istiyorum, bu oyuncuları kim gönderiyor, alınacak oyuncuları kim belirliyor, ilk maça bu kadro ile çıkmak zorunda bırakılan sayın Hoca'mız acaba rahatsızlığını niye dile getiremiyor?  Yönetimsel ciddi sıkıntılar olduğu bir gerçek ancak, sportif süreç yürüyor, yenilebilirsiniz ama bu takımın her ne şart altında olursa olsun sahada maksimum mücadele ve iyi futbol oynama sorumluluğu sayın Hoca'mızdadır. Bu oyuncu grubundan maksimum verim alma görevi var iken, suya sabuna dokunmaz bir tavır ile Hoca'lık yapması kabul edilemez. Oyuncuların fizik kondisyon durumu oldukça kötü, takım ve oyun disiplini hiç yok, genç bir rakibe karşı olgun futboldan uzak, amatörce oynanan futbol Elazığspor adına tam bir utançtır. Kadrosunda süper lig ve TFF 1. Lig tecrübesi olan 11 futbolcu ile sahaya çıkan bir takım böyle mi futbol oynamalı!!!!

     Transfer sürecini acemice yöneten, sahada amatör zihniyetle acemi oyuncular gibi futbol oynayan Elazığspor'a ciddi bir çeki düzen lazımdır. Playoffdan ziyade küme düşmemenin konuşulmasının asıl sebebi de budur. Elazığspor'un bu futbol cahillerinden bir an önce kurtulması ivedidir. Altınordu maçındaki performans ile içerde Eskişehir'i yenmeyi düşünmek bu şartlar altında imkansızdır.

Yazarın Diğer Yazıları