E.Eren KURNAZ

BU TAKIM NEDEN OYNAMIYOR

E.Eren KURNAZ

     Yeni teknik direktörü ile ikinci maçına çıkan Elazığ Spor, kendi saha ve seyircisi önünde Bolu Spor'a 0-1 mağlup oldu. Rotasyon uyarılarına aldırış etmeden, takımdaki huzursuzluğun kaynağını bulamadan, teknik olarak takıma dokunmayan Kalpar, maç sonu açıklamaları ile tecrübesini konuşturdu.

     Son dört maçtır düşüşte olan takımımızda, özellikle Manisa ve Bolu maçlarındaki çöküşün teknik, idari ve bireysel sebeplerini irdelediğimizde asıl problemin; sıkıntıları öngörememe olduğunu net görüyoruz. Zamansız teknik direktör değişikliği, orta vadede oluşacak maddi sıkıntılar, oyuncuların mental ve fiziksel düşüşlerini göremeyip gerekli alternatifleri oluşturamamak gibi başlıklar altında sorunları değerlendirmek yerinde olacaktır. Bolu Spor maçının teknik-taktik analizi için pozitif anlamda ortada pek bir şey olmadığını söyleyebilirim. Organize atağımızın olmadığı, basit pas hatalarının haddini aştığı, kaleci atışından gol yediğimiz bu maçta enteresan olan başka bir konuda en az futbolcular kadar formsuz olan Hüseyin Kalpar Hoca'mızın taktik hamleleri ve oyuncu değişikliklerindeki isabetsiz tespitleri oldu. Oyunda kaldığı süre zarfında hem isteksiz hem de etkisiz olan Sarpong'u görememesi, takımın kalitesine güvenerek bu takıma geldiğini ifade edip, yedek kulübesinden dert yanan açıklamaları, golü bulma adına yaptığı defansif oyuncu hamleleri ne kadar formsuz olduğunu ortaya koymuştur.

                             ZAMANSIZ TEKNİK DİREKTÖR DEĞİŞİKLİĞİ

     Sportif anlamda başarılı giden bir takımda gereksiz ve lüks olan teknik direktör değişikliği yönetimsel olarak ciddi bir hataydı. Gerçi eski teknik direktörün giderken yaptığı açıklamaları (haklı veya haksız) baz aldığımızda gönderilmesinin takımın hayrına olacağını da anlamış bulunuyoruz. Zira bazı yöneticiler ve transferleri yapan yetkililer hakkında o tarz düşünceleri olan bir teknik direktörün bu yönetim ile başarı yakalamasının mümkün olamayacağını rahatlıkla söyleyebilirim. Geriye dönüp baktığımız zaman, sportif anlamda başarılı giden bir teknik direktöre müdahalede bulunmak, değişiklik için acele etmek gibi büyük yanlışlarla oyuncuların motivasyonunu bozan bu kararlar, kriz yönetiminde sınıfta kalan idarenin hatalarıydı.

                                                      MADDİ SIKINTILAR

     Haftalardır dilden dile dolaşan oyuncuların alacaklarını alamadıkları yönündeki söylemler, sahadaki performans ile  örtüşünce daha fazla anlam kazandı. Yabancı oyuncular ile yerli oyuncular arasındaki gözle görülen sürtüşmelerin maddi problemlerden kaynaklandığı da herkesin dilinde. Sürantrane olmuş bir takım görüntüsü çize oyuncu topluluğu, ilerisi için de umut vermiyor. En ürkütücü olan da oyuncuların hem fiziksel hem de psikolojik olarak tükenmiş bir görüntüde olmasıdır.

                                   BİREYSEL ROTASYONDA YAPILMAYANLAR

     Sarpong, Ahmet Aras, Onur, Adem gibi verimsiz oynayan oyunculara, Mehmet Yiğit, Soner, Alparslan gibi bireysel hatalarının yanında disiplinsiz davranışlar sergileyen oyunculara gerekli müdahalede bulunmadan, kaderine razı bir tavır sergileyen Hüseyin Hoca, bu takıma neden getirildiğini hissettirmeyecekse bir an önce bavulunu hazırlamalıdır. Haftalardır eleştirilen kaptan Onur'u dinlendirmeyip seyircinin önüne atmak da Onur'a ciddi zarar vermiştir. Onur'un golden sonraki çırpınışından da anlaşılacağı gibi psikolojik olarak tükenmiş bir vaziyette. Tecrübeli kurt bir hocanın bunu fark etmemesi de çok ilginç. Hüseyin Hoca; Tom ve Sarpong'un isteksiz oyununa, Ahmet Aras, Onur, Merthan, Mehmet Yiğit'in formsuzluklarına bir çözüm bulmak zorunda. Yeni gelen Hoca'nın yedek kulübesini heyecanlandırıp alternatif bulması gerekirken, bu oyuncuları yetersiz görmesi ve bunu dile getirmesi misyonuna yakışmıyor.

     Her ne kadar eleştirsek de bu oyuncu grubunun lig sonuna kadar playoffu kovalayacağına inanıyorum. 18 puanı daha zor bir fikstürde yine bu oyuncular kazandı. Maddi sıkıntılar çözüldüğünde, fiziksel kalite yukarı çıktığında ve Hoca'mız biraz form tuttuğunda bu oyuncu grubu tekrar ayağa kalkabilir.

     Ortada net olarak görülen bu sorunları çözme adına önce yönetime, sonra hocaya sonrada oyunculara önemli görevler düşüyor. Elazığ Spor Yönetimi, bu gidişatın sorumlularını kendi içinde tespit edip gerekeni yapmalıdır. İdari ve teknik radikal kararlar alınması elzemdir. Taraftarın haklı tepkisini dindirmenin zamanı gelmiş hatta geçmiştir.

 

Yazarın Diğer Yazıları