Cengiz GÜLAÇ

ZAMPARANIN BASILMA ANI

Cengiz GÜLAÇ

Cem Yılmaz’ın “Bir Tat Bir Doku” isimli tek kişilik bir oyunu vardı. Belki de bugüne kadarki en iyi oyunuydu diyebilirim.

            Orada “Zamparanın basılma anı” diye bir bölüm var. İzleyenler hatırlayacaktır, çok komik bir bölümdür.

            O bölümde evli bir kadınla basılan zaninin ruh halini, olaydan nasıl yırtacağını Cem Yılmaz esprili bir dille anlatır. Gardıroba saklanıp suçüstü basılmış zamparanın ne söylerse söylesin pişkinliğin son noktası olacağını anlatan Cem, kendince zaninin nasıl cevaplar verebileceğini kurgulamaya çalışır.

            Bugünlerde ABD’nin hallerine bakınca aklıma Cem Yılmaz’ın gösterisinde anlattığı zaninin pişkinliği geliyor…

            1960 darbesini yaptır, kimse hesap soramasın. 1971 darbesinin arkasından sen çık, ağzına alacak babayiğit bulunamasın. 1980 darbesinde pişkin pişkin sırıtmaya devam et. 28 Şubat darbesini medya/asker işbirliği ile planla…

            Ama 15 Temmuz hain darbe/işgal girişiminde bulununca Recep Tayyip Erdoğan diye birisi çıksın ve hesap sorsun!

            E haliyle, her seferinde demokrasimizi iğfal etmeye alışmış zani ABD’de de bir şaşkınlık oluyor!

            Şaşkınlıkları hem cüretimizedir hem de suçüstü yakalanmış olmanın mahcubiyetinedir. Bu yüzden değil midir ki, konsolosluk görevlisi olan FETÖ’cü personelin tutuklanmasında panik yaşıyorlar… Ve değil midir ki, FETÖ’nün 17/25 Aralık yargı darbesinin peşine takılıp, onların başaramadığını yapmak hayaliyle Reza Zerrap’tan medet umuyorlar…

            Haydutluk böyle bir şey olsa gerek! Ben yaparım ve kimse benden hesap soramaz…

            O eskidendi be koçum! 15 yıldır bu ülkeyi Erdoğan diye birisi yönetiyor, haberiniz yok mu?

YATAY VE DİKEY SAMİMİYET!

            Toplum olarak sevgi, saygı gibi kavramların içini o kadar boşalttık ki, samimiyetsiz duygular yüzünden yalakalık geçer akçe oldu…

            Kimse merak etmesin. Bu eleştiriye kendimi de dahil ediyorum! Mutlaka bir yerlerde hata yapıyoruzdur.

            Sayın Valimiz Çetin Oktay Kaldırım’ın şehre geldiğindeki heyecanı herkesi memnun etmişti. Şevkini kırmamızın uzun sürmeyeceğini düşünüyordum. Abartılı iltifatların siyaseten rol çalmak için olduğundan emindim. Zira şehrimi tanıyordum!

            Sayın Valimiz kutuplaşmanın hat safhada olduğu bir dönemde Elazığ’a atanmıştı. Hakkını teslim edelim, elinden geldiği kadar tarafsız kalmaya özen gösterdi. Şehre değer katmak için uğraştığına şahitlik ederim.

            Bu mesele nerden mi aklıma geldi?

            Bu aralar hepimizin çevre mühendisi ve mimar olduk ya, oradan aklıma gelmiş olsa gerek!

            Sayın Valim,

            Şehri artık daha iyi tanıyorsunuz değil mi? Ara ara bu köşede yaptığım telkinlerde haksız mıymışım?

            Naçizane benden tavsiye, yatay ve dikey samimiyetsizliklere dikkat ediniz!

Yazarın Diğer Yazıları