Cengiz GÜLAÇ

UNESCO'DAKİ ABİLER KEŞKE YİMPAŞ BİNASINI GÖREBİLSEYDİ!

Cengiz GÜLAÇ

“Batı’yı anlamak için sadece görmek değil, okumak da gerekir…”

            Çok okuyan mı bilir yoksa çok gezen mi bilir türünden ortaokul müsameresi seviyesinde bir tespitte bulunmak değildir muradım…

            Batı’dan, koca bir uygarlıktan bahsediyorum. Bir iki Avrupa ülkesini görmekle bir medeniyetin inşasını anlamak mümkün değildir…

*****

            Altı yüz yıllık Osmanlı devletinde çok kıymetli padişahlar tahta çıkmıştır. Ama içlerinde belki de bir tek Fatih Sultan Mehmet Han dahi seviyesinde kabul edilmiştir.

            Fatih İstanbul’u fethettiğinde yeniçerilere üç günlük yağma hakkına izin veriyor ama kitaplar benim diyor. İstanbul’daki bütün kitapları topluyor. Büyük bir iştahla inceliyor ve bazılarını Arapçaya ve Farsçaya çevirtiyor. Zira o dönem Müslüman toplumun bilim dili Arapça ve Farsçadır. Dünyadaki tüm Müslümanlar kitaplardan faydalansın istiyor.

            Fatih’in Roma’ya hayranlık düzeyinde ilgi duyduğunu bilmeyenimiz yoktur. Bu sebepledir ki İstanbul’un fethi onun için çok önemli olsa da, asıl olarak aklında Roma’yı fethetmek vardır.

            Fatih bu hayranlıktan olsa gerek kendisini Osmanlı Padişahı olarak değil Bizans Kayseri, Roma İmparatoru olarak tanımlamıştır. Kanuni’nin Fransa Kralına yazdığı mektubu okuduğunuzda onun da kendisini aynı şekilde tanımlandırdığını görürsünüz.

            Osmanlı Padişahlarında Roma bir hedeftir. II. Mahmut zamanında basılan paraları incelediğinizde “Kostantiniye” yazar. Roma, yani Batı uygarlığı Osmanlıyı hep cezbetmiştir.

            Peki Roma’yı bu kadar önemli kılan nedir?

            İlber Ortaylı İstanbul’un fethi için şöyle der: “Roma, o güne kadar bilenen devletler için ışıktır. İstanbul’un fethiyle ışık Osmanlı olmuştur,…”

            Osmanlı’nın bilimde, sanatta, felsefede ne kadar ışık olduğu tartışmalıdır lakin Roma için yapılan tespitin tartışmasız olduğu ortadır.

            Osmanlı İstanbul’un fethinden sonra Batı’ya karşı psikolojik üstünlüğü eline geçirmiş olsa da Payitaht haricinde asıl Türk tebaasını barındıran Anadolu’da bir tarihi kültür ortaya koyamamıştır. Bugün Anadolu’da tarihi miras olarak kalan yapıtların neredeyse tamamı Selçuklu eseridir.

            Öyle zannediyorum ki Osmanlı, Selçuklularla sona eren ve şehirleşme yolunda adım atan göçebe Türklerin köylüleşmesinden öte bir kültür mirası ortaya bırakamamıştır. (Farklı fikirlerde olanlarla tartışmaya, anlamaya çalışmaya hazırım.)

*****

            Antik Yunan ve Roma felsefesi üzerine kurulup, Rönesans ve Reform ile bugünkü temelini atan Batı medeniyetini sadece teknolojik oyuncaklardan ibaret sanıp, insan kalitesinin, bilimin, sanatın ve felsefenin geldiği seviyeyi anlamamak “Batı’yı okumamak” demektir.

            Bu sebepledir ki, Batı’yı anlamak için sadece görmek değil, okumak da gerekir…

            Batı medeniyetini anlamak için görmek yeterli olsaydı, uçaklarda gurbetçilerin elinde salça, turşu bidonlarıyla, bulgur çuvalları yerine Batı klasikleri olurdu!

            Pisa Kulesini pastırmalı, karışık veya sucuklu pizza yapılan atölye sanmak salt bireysel cehaletin değil, genetik bir mirasın etkisidir!

*****

            Sayın Mücahit Yanılmaz geçtiğimiz hafta Paris’teydi. Sayın Yanılmaz, Harput’un UNESCO’nun tarihi mirasları geçici listesine girmesi için bir dizi temaslarda bulundu, konuşmalar yapıldı…

            Sayın Yanılmaz’ın belediyecilik faaliyetleri herkesin takdirinde olan bir konudur. Ancak üç yılı aşkın süredir ifa ettiği Belediye Başkanlığı döneminin en heyecan verici ve desteklenmesi gereken çabası Harput’un UNESCO’nun tarihi miraslar geçici listesine girmek için yaptıklarıdır.

            Gerçekçi olmak gerekirse, başarılı olma ihtimali düşük görünüyor. Ama sıkıcı taşra yalnızlığımızdan kurtulup, şehrimize evrensel değerler ışığından bakmamız gerekiyor. Unutmayalım, daha düne kadar adı Yimpaş Binası olan ucubeyi yıkmak için yıllarca mesai harcamış bir şehirden bahsediyoruz!

            Bir ucubenin yıkılmasının siyasi vaatler arasına girdiği bir şehirden, dünyada tanınan en büyük beş kuruluştan birisi olan UNESCO’nun hedefe alınması bile tek başına takdire şayandır.

*****

            Tüm bu yazdıklarıma şöyle bir bakış açısıyla da bakabilirim:

            “UNESCO neyim anlamam gardaş. Harput’a tuvalet lazım! Elin pizzasını mı, kulesini mi, nedir… Övecegez, bizim milli lahmacunumuzu övün! İdarecilerde vizyon olaydı Yimpaş binasını yıkmazdılar. UNESCO’daki abeler keşke Yimpaş Binasını bi görediler!”

            En doğru tespitleri sonunda yapmışsın demeyin!

            Allah aşkına, korkutmayın beni!

Yazarın Diğer Yazıları