Rivayet bu ya, bir gece Peygamber Efendimiz uyuya kalmış ve çırayı açık unutmuş. Evinin önünden geçen bir sahabe bakmış ki Resulullah’ın ışığı halen daha yanıyor.
Sabah olmuş, gece Efendimizin evinin önünden geçen sahabe diğer sahabelere, “Dün gece Efendimizin evinin önünden geçtim. Çırası sabaha kadar açıktı. Peygamberimiz sabaha kadar ibadet etti…” derken Resulullah söylenenleri işitiyor.
Rivayete göre Efendimiz diğer geceler sırf sahabe zannında yalana/hataya düşmesin diye her gün sabahlara kadar ibadet ediyor…
Dedim ya rivayet bu. Doğru mu, bilemem ama Efendimizin ahlakına çok yakıştığı muhakkak.
*****
Konu şiire geldiğinde İsmet Özel’e olan hayranlığımı mutlaka hatırlattığımı biliyorsunuz. O, yaşayan en büyük Türk şairidir.
Üstadın birçok şiirine hayranımdır. Sebeb-i Telif şiiri de çok sevdiklerimden bir tanesi.
“Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız” diye başlıyor şiir. İsterseniz bazı mısraları hatırlatayım…
“Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
Bakıp başkasının başkayla kurduğu bağlantıya
…….
Yer etmedi adalet duygusu
İçimde benim
Çünkü ben
Ömrümce adle boyun eğdim.
……..
Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
Ve devam ediyor başkalarının hınçlarıyla
Düşmanı gösteriyorlar, ona saldırıyoruz
Siz gidin artık
Düşman dağıldı dedikleri anda
Anlaşılıyor
Baştan beri bütün yenik düşenlerle
Aynı kışlaktaymışız…”
*****
Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim diyen Efendimizin hayatını ne kadar tatbik ediyoruz acaba? Karşısındakine güzel zanlar besleyen sahabe gibi olabiliyor muyuz?
Başkalarının hayatlarıyla başlıyor hayatlarımız. Başkalarının hınçlarına ortak ediliyoruz. Birisini seviyorsanız veya yakınsanız, bu insanlarla husumeti olanlara düşman olduğunuz düşünülüyor…
Sizi, olduğunuz gibi değil, görmek istedikleri gibi anlatıyorlar.
*****
Bu şehrin huzurunu bozan, insanların arasına fitne sokan, tek işi dedikodu olan arsız, kalitesiz, hayasız, omurgasız, azgın bir azınlık var! İnsanların çoğunluğu kendi sıradan, basit ve fakat dürüst hayatını yaşıyor oysa.
Bazen umutsuzluğa kapılıyorum. Bu hayasız güruhun dedikodularından yoruluyorum. Acaba yukarıda anlattığım sahabenin rivayetinde olduğu gibi, insanların zanlarına uygun mu yaşasak diye geçiyor aklımdan!
Sonra, “Abdestinden şüphen yok ki, namazından şüphen olsun.” Diyorum kendi kendime ve rahatlıyorum.
*****
Hadi Üstat İsmet Özel’in Amentü isimli şiirinden kısa bir bölümle yazımızı bitirip yerel yazarlığın dibine vuralım!
“……
Rahma çağdaş terimlerle yaklaşmak için
Bana deha değil
Belgeler gerekli
Kanıtlar, ifadeler, resmi mühür ve imza
…..”
Kirli ahlakları ve sefil hayatlarından başka kanıtı, ifadesi, resmi mührü ve imzası olmayanlara karşı susmak yok…