Cengiz GÜLAÇ

ŞUAY ALPAY'DAN GÜRSEL EROL'A UZANAN SAFLIK SEVİYEMİZ!

Cengiz GÜLAÇ

            Zaman zaman köşemde bu şehirde hiçbir şey yapmadan çok şey yapar gibi görünüp efsane olmanın kısa yollarını yazıyorum! Yazdık diye hiçbir şey değişmiyor tabii ki.

            Zira sen sevgili okur,

            Zekânla, aslında naif olan o hoşgörülü yanınla alay edip, hiçbir halt etmediği halde, günü kurtarmak adına popülizm yapıp sana yağ çekenleri ne hikmetse çok seviyorsun! Ama bir vesile kafayı birisine de taktın mı, ayarsız sallıyorsun!

            Hemen yüzünü ekşitmeye gerek yok. Misal mi istiyorsun?

            MSB Bakan Yardımcısı Sayın Şuay Alpay’a yaptığın veya kişileri itibarsızlaştırma organize suç örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yaptığımız yardımdaki haksızlık orantısız değil miydi? Aynı Şuay Bey için bugün sohbetlerde “Valla adam çok etkili. Elazığ’a da faydası var yani!” diyor musun, demiyor musun?

            Az kalsın engizisyon mahkemeleri kurup adamı aforoz edip, bütün 7 Haziran hezimetinin faturasını onun üzerine bırakacaktık! Aslında o gün Şuay Bey neydiyse, bugün de aynı kişi. Tamam, belki biraz daha etki alanı genişlemiştir, doğaldır da. Ama o gün o kadar eleştiriyi hak etmiyordu, sadece birileri kulağına öyle fısıldamıştı. Sen de saf saf oltaya geldin!

            Tamam, kabul ediyorum. Ben de aynı bokun farklı tonda kahverengisiyim! O saf ekibin içinde ben de yer almıştım! Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyorum!

            Bir de efsane yapma konusundaki ayarsızlığımıza misal verelim de yazının vurgusunu güçlendirmiş olalım…

            CHP Milletvekili Sayın Gürsel Erol özel bir performans sergiliyor. Çok şey yapıyor, inanılmaz çalışıyor, bir dakika durmuyor… Falan filan!

            Sonuç?

            Sıfır elde var sıfır! Bir muhalefet vekili konuşup reklamını yapmaktan başka ne yapacak ki?

            Gürsel Bey neden, niye, nasıl hoşlandığımızı öyle güzel çözmüş ki, ben dahil o makyajlı imaja atlamayanımız kalmadı! (Bu cümleyle yazar ikinci defa özeleştiri yaparak objektiflik konusunda okurun gönlünü kazanmaya çalışıyor!)

            Her şeyde ayarsızız! Mesela Gürsel Bey ilk Elazığspor’a 20 bin TL verdiğinde kahraman ilan etmiştik ama diğer yandan da diğer 4 vekile edilmedik hakareti bırakmamıştık! Sakın Gürsel Beyi Elazığspor’a yardımcı olmaya çalışıyor diye eleştirdiğimi düşünmeyin. Tam tersi minnettarım.

            Ama örnek bir davranış gibi göstermek yerine diğer vekillere hakaret edip sonra da adamlardan yardım beklemenin çelişkisini anlatmaya çalışıyorum. Gürsel Beye teşekkür edilip diğer vekiller teşvik edilse daha doğru olmaz mıydı?

            Biz ne yaptık?

            “Helal sana Gürsel Erol! Diğer vekiller Allah belanızı versin!” ve daha bir dünya hakarete varan ifadeleri sarf edip, devamında adamlara yardım edin dedik.

            Gürsel Bey daha seçim sürecinde Elazığspor için yapılan yürüyüşte cevheri fark etmişti! Allah var etsin, maddi imkânları da yerinde. Elazığspor’a zaman zaman destek oldu ama siyaseten kat be kat faydasını da gördü.

            Ancak geçen gün bir TV programında Gürsel beyle partisinin il başkanı Sayın Zeki Kaplan arasında yaşanan tartışmayı kimse gündeme getirmedi.

            İl başkanı Kaplan partisinin vekilini çaktırmadan topa tutunca Gürsel Bey telefonla programa bağlanıyor. Kibarca birbirlerine laf sokuyorlar!

            Şehrin siyasetini dizayn etmeye çalışıp belediye başkan adayı arayışına çıkan Gürsel Beyin kendi teşkilatıyla herhangi bir bağının olmadığı ortaya çıkıyor. Kimse de demiyor ki aga bu ne hal!

            Neyse, Gürsel Beyin yerel siyasetimize renk kattığı ortada. Benim açımdan sıkıntı yok. Belli etmeseler de diğer siyasilerin Gürsel Beyden rahatsız olduklarını hepimiz biliyoruz. Kusura bakmasınlar. Rahatsızlarsa iddia ettikleri reklama alet olmasınlar.

            Erol siyasetin odak noktası edasıyla platformda zorla mı birilerinin elini kaldırdı? Birlik beraberlik vurgusu kişisel reklama alet olmadan da yapılabilirdi.

            Hem takdir makamı Gürsel Erol’muş gibi elini kaldırıp poz vereceksin, hem de adamı popülizm yapmakla suçlayacaksın! Yok öyle yağma!

            Ben en çok Erol’dan; yolsuzluk, kayırma, peşkeş çekme, din istismarı, cumhuriyet değerleri, temel hak ve özgürlükler, fikir ve düşünce özgürlüğüne baskı gibi konularda toplumu yönlendirmesini bekliyordum ama Erol’un bu meselelerde iktidar vekillerinden bir farkı yok. Gerçi çelişkiye düşmek gibi olmasın da bu konulara girse ne haber değeri olurdu ne de kimsenin umurunda olurdu! Belki iki satır haberi bile yapmadığı gibi adama anında din düşmanı, vatan haini gibi damgalar vururduk!

            Bana göre hava hoş. Ben Gürsel Beyi seviyorum, aramız da iyidir. Yazacak bir dünya malzeme veriyor bizlere. Daha ne isteyelim?

            Bildiğim kadarıyla vekillerimizin %40’ı lise mezunu, Sermin Hanım ve Gürsel Bey. Hatam varsa muhatapları düzeltebilir. %20’si ise yurtdışında eğitim görmüş! O isim de Tolga Ağar.

            Türkiye siyasetinde karşılığı, ağırlığı, karizması olan tek soyada sahip yurtdışında eğitim gören O %20; popülizm peşinde koşmadan Uluova sulaması gibi şehre inanılmaz katma değer katacak projelerin takip ederken bizler her kim bize yağ çekip hiçbir getirisi olmayan reklamların peşindeyse onun meftunu olmaya devam ediyoruz!

            Zaten taşraya da taşra siyasetçisi yakışırdı!

Yazarın Diğer Yazıları