Cengiz GÜLAÇ

SIKIYORSA ELEŞTİRİN BAKALIM!

Cengiz GÜLAÇ

Sevgili okur, geçen gün şahit olduğum bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Aslında çok basit bir olay, ancak; toplumumuzun zihniyetini analiz etmek açısından önemli olduğunu düşünüyorum…

            Yanılmıyorsam pazartesi günüydü. Bir arkadaşımı ziyaret etmek için belediyeye gitmiştim. Girişte güvenlikçi arkadaşlar ziyaret edeceğim kişinin yerinde olmadığını söylediler. O esnada bir vatandaş daha gelmişti. Tahminen 55, 60 yaşlarında birisiydi.

            Güvenlikçi arkadaş vatandaşa gideceği yeri tarif etti. Tam vatandaş arkasını döndü gidiyordu ki, güvenlikçi çok kibar bir üslupla adını sordu.

            Dayının bir dönüşü vardı ki, tam Yeşilçamlık bir performanstı! Niye soruyorsun derken öyle bir üslubu vardı ki dayının, kendimi bir ara Tatar Ramazan setindeymişim gibi hissettim!

            Güvenlikçi yine gayet kibar bir üslupla, bütün ziyaretçileri kaydediyoruz efendim dedi. Ki birçok kurumda bu uygulamanın olduğuna şahit olmuşsunuzdur. Dayı, elini kolunu salladı. Yüzü sertleşti… Sonra adını söyledi. Güvenlikçi gideceği yeri tekrar hatırlattı, teşekkür etti ve görev yerine döndü. Dayının çok zoruna gitmiş olacak ki bu hareket, yüksek sesle söylene söylene gitti.

            Üşenmedim, olayı baştan sona gözlemledim. Sonra düşünmeye başladım…

            Aynı dayı mesela valiliğe veya emniyete gitse ve girişteki polis nezaketi geçtim, azarlayarak pantolonu çıkar dese, her ihtimale karşı donunu bile çıkartmaya hazırdır! İster devlete hürmet deyin, ister korku deyin.

            Toplum olarak atanmışları eleştirmekten her zaman imtina ediyoruz. Kabadayılığımız memurun gölgesini görene kadar sürüyor.

            Ama hepimiz oy verdiğimiz insanlara karşı yeri geldiğinde acımasız bir üslup takınabiliyoruz. Ben, vatandaş hakkını aramasın, gereksiz ve anlamsız hürmet gösterisinde bulunsun demiyorum. Ama en azından oy verdiği insana karşı da acımasız olmasın. Haklı olduğu konularda tabii ki eleştirsin. Seçilmişler de eleştirilere saygı göstermek zorundadır.

            Neden böyle, biliyor musunuz?

            Çünkü bizde demokrasi kültürü yoktur. En nihayetinde Ortadoğu pavyonu demokrasi bilincimizi de etkilemiş durumdadır.

            Yine şehrimize dönecek olursak…

            Bu şehirde dürüstlüğün ölçüsü Mücahit Yanılmaz’a vurmaktan geçmiyor mu? Etrafınıza bir bakın. Kırık dökük Türkçesiyle, yazdığı yazıları okuduğunuzda geri zekalı olduğunu düşündüğünüz çakma duayenlerin bu şehirde belediyeden başka kurumu eleştirdiğini gördünüz mü?

            Numunelik kıvamında sayılacak örneklerin haricinde bana somut üç tane eleştiri bulabilir misiniz?

            Sayın Valimiz Çetin Oktay Kaldırım daha yeni geldi. Allah var çok da heyecanlı başladı. Herkes iyi şeyler yapacağını düşünüyor ve kendisini destekliyor.

            Buradan Sayın Valimize peşin peşin söyleyeyim. Elazığ’daki görev sürenizde kesinlikle başarılı olacaksınız! Ayrıldığınızda çok büyük hürmet duygularıyla gideceksiniz. Kaç yıl görev yaparsınız, bilemem. Bildiğim, çok sevileceksiniz. Ve insanlar sevgisini hiç saklamayacak. Gerekirse abartılı bir şekilde gösterecek.

            Çalışıp çalışmamak, şehre bir şeyler katıp katmamak sizin vicdanınıza kalmış! Kimse sizin ne yaptığınızı bilmeyecek, hatta ilgilenmeyecek. Hele bir de OHAL var ki,! Eee, biraz sıkar devletin valisini eleştirmek! (Sizin bir şey yapacağınızdan değil. Huyumuz böyle!)

            Dedim ya, vicdanınıza kalmış. Siz bizim abartılı iltifatlarımıza aldanmayın. Dua edin de, seçimle makamınıza gelmediniz.

            Yoksa… Allah muhafaza!

 

Yazarın Diğer Yazıları