Cengiz GÜLAÇ

ŞERİFOĞULLARI'NIN YERİNDE OLSAM AYNI ŞEYİ YAPARDIM

Cengiz GÜLAÇ

Seçimin sonuna geldik. Bir aksilik olmazsa uzun süre seçim olmayacak. Hem vatandaşlar siyasi gerginliklerden yoruldu, hem de siyasilerde artık yeni bir seçimi kaldıracak derman kalmadı.

Hangi parti kazanır gibi konulara girmenin anlamı yok. Bu saatten sonra herkes için hayırlısı neyse o olsun.

Kaç gündür yazmayı düşündüğüm bir konu vardı. Bir türlü nasip olmadı yazmak. Mesele şu…

Ak Partili yılları yaşamaya başladıktan sonra her seçim döneminde diğer partiler Ak Parti adaylarıyla televizyonlarda tartışmak, birlikte program yapmak istiyor. Ama bu istek bir türlü gerçekleşmiyor.

Bu seçimde de bir gazeteci arkadaşımız çağrı yaptı ve tüm adayları televizyonda kozlarını paylaşmaya davet etti.

Çağrıya ilk cevap Saadet Partisi adayı Sayın Haluk Arslan’dan geldi. Daha sonra Sayın Semih Işıkver, Sayın Bilal Çoban, Sayın Gürsel Erol ve Sayın Ali Şekerdağ da çağrıya cevap verdi ve ekranlarda bütün adayların vatandaşın huzuruna çıkmalarını istediler.

Böyle bir program yapılmasını ben de bir vatandaş olarak isterim. Çünkü renkli bir program olur. Gazetecilik açısından bol malzeme çıkar.

Gazetecilik açısından yapılan çağrı ne kadar doğruysa, Ak Parti adayı Sayın Şahin Şerifoğulları’nın diğer adaylarla ekrana çıkmaması da bir o kadar doğru. Ben Şahin Beyin yerinde olsam, ben de çıkmazdım.

Neden mi?

2014 yerel seçimlerinde Ak Parti merkezde 105 bin oy almış. Saadet Partisi 7 bin oy almış. Yani arada tam 15 kat fark var. Şimdi bekliyoruz ki Ak Parti adayı bir önceki seçimde partisinin 15’e katladığı bir partinin adayıyla birlikte ekrana çıksın!

Yine 2014 seçimlerinde MHP 54 bin, CHP 13 bin ve dediğim gibi SP 7 bin oy almış. O zaman İyi Parti yok. Bu partilerin toplamı 74 bin oy ediyor. Toplamları Ak Parti’den 31 bin oy eksik.

Son yerel seçimlerde rakiplerinin toplamına bile fark atan bir partinin adayı neden tüm adaylarla birlikte ekrana çıksın ki?

Aradan 5 yıl geçti, köprünün altından da çok sular aktı diyecek olanlara başka bir hesap yapabiliriz…

En son seçim 24 Haziran 2018 yılında yapıldı. Bu seçimde Ak Parti merkezde %52,30 almış. Saadet Partisi %1,80 oy almış. Arada tam 29 kat fark var.

2018 seçimlerinde merkezde MHP %15,30, CHP 12,00, İyi Parti 9,20, Saadet Partisi 1,80 oy almışlar. Bu partileri topladığınızda oy oranı %38.30 yapıyor. Ak Partiden yaklaşık olarak %14 daha az.

Ak Parti kendi oylarıyla 4 vekil çıkartmış, her fırsatta haklı olarak 41 yıl aradan sonra CHP’den vekil olduğunu dile getiren Gürsel Bey ancak üç partinin oylarıyla seçilebilmiş!

Şimdi bu tabloda Sayın Şahin Şerifoğulları çıkıp “Siz önce kendinizi halka bir anlatın sonra çıkıp ekranda bana anlatırsınız!” dese, haksız mı olur? Ak Parti’nin fazladan alacağı oy yok ki, adayı diğer adaylarla birlikte ekrana çıksın. Mevcut oylarını korusa fark atıyor, oy kaybetse bile kazanıyor.

İşin yüzdeli kısmı bir tarafa, başka bir detay daha var…

Şahin Bey sadece aday, belediye başkanı değil. En fazla vaatlerini anlatabilir. Ama katılacağı bir programda Ak Parti’nin 17 yılı ve kendinden önceki partisinin başkanlarının dönemleri eleştirilecektir. Ne diye kendisi haricindeki bir konuyu savunmak zorunda kalsın ki?

Sayın Mücahit Yanılmaz aday gösterilmeyince diğer partilerin temsilcileri ağız birliği etmişçesine Sayın Yanılmaz’ı birden bire övmeye başladı. Ama ortak bir programda Ak Parti eleştirilecek diye Sayın Yanılmaz’ın dönemini de eleştireceklerdir. Şahin Bey neden böylesi bir konunun muhatabı olsun ki?

Son bir detay daha var. Onu da yazıp, selamlama faslına geçeyim…

Çağrıyı yapan partiler, arkadaşlarımız çok demokrat bir tavır sergiliyorlar. Fikre, düşünceye, eşit yarışa vurgu yapıyorlar. El hak, itirazım yok…

Madem öyle, daha yakın zamanda %1.80 oy almış bir partinin adayı programa katılıp, eşit şartlarda düşüncelerini aktaracaksa 2018’de HDP merkezde % 8.20 oy almış. HDP’nin adayını da programa davet etsenize!

Olmaz değil mi?

Madem öyle, kendi şartlarınıza göre istediğiniz zaman demokrasi abdestinizi bozabiliyorsanız, Şahin Beyden de aradaki muazzam farka rağmen sizlerle ekrana çıkmasını bekleyemezsiniz.

Özetle…

Gerek yok! İhtiyaç yok! Sadece fantezi peşinde koşmak olur…

1 Nisan sabahı şehir yeni bir belediye başkanına uyanacak. Tüm adaylar aylardır gece gündüz demeden çalıştı. Birbirlerini yıpratmamaya gayret gösterdiler.

Allah başkanlığı birisine nasip edecek. Kim başkan olursa olsun, tüm adaylarda takındıkları tavırlarıyla kıymetli insanlar olduklarını gösterdiler.

Sandıklar insanların değerlerinin tartıldığı yerler değildir. Siyasi kanaatler bireysel adayların önüne geçebiliyor. Sonuç ne olursa olsun, bütün adaylara nezaketleri, demokratik olgunlukları için teşekkür ederim.

Hepsine başarılar diliyorum…

Yazarın Diğer Yazıları