Sevgili okur, yazının hemen başında kamu spotu kıvamında bir uyarıda bulunmam lazım. Bu bir yandaş yazısı değildir. Mümkün olduğu kadar yorum yapmamaya özen göstereceğim. Belediye meclisinde son yaşanan tartışmayı aktaracağım ve sizlere gerçek bir olay anlatacağım.
Takip edenler bilecektir, Belediye Meclisi Nisan ayı toplantısı gergin bir şekilde sonuçlandı. Başkan Yanılmaz kürsüden bazı iddialara cevap verdi, sataşmalarla birlikte ortalık bayağı gerildi.
Görüntüleri izleyen herkes gibi ben de çok şaşırdım. İlk defa Sayın Mücahit Yanılmaz’ı bu kadar sinirli gördüm. O İngiliz soğukkanlılığını her ortamda muhafaza eden, asla duygusunu karşı taraf hissettirmeyen Sayın Yanılmaz belli ki çok içerlemişti. Bir anlamda içini döktü.
Önce kısaca konuşulanları yazayım, devamında bir olaya bağlayacağım…
İki dönem belediye başkanlığı yapmış olan ve halen MHP grubunda belediye meclis üyesi olan Sayın Behçet Susmaz zaman zaman imar revizyonunu eleştiriyordu. Mecliste de eleştirilerini yinelemişti. Sayın Yanılmaz Behçet beyin başkanlık yaptığı dönemlerde imzaladığı imar örneklerini fotoğraflarla kürsüde gösterip eleştiriyordu. MHP üyeleri yerlerinden cevap vermeye çalışıyorlardı. Tam bu esnada Sayın Susmaz, “Ben vatandaşa 8 kat verirken oturup pazarlık yapmadım, buraya bu kadar, buraya şu kadar ver demedim!” deyince Mücahit Bey de son derece sert bir şekilde cevaben; “Eğer bir vatandaşla pazarlığa oturan adi ve şerefsizdir, bunu ispatlamayan da adi ve şerefsizdir! Utan, Utan!” dedi.
Yanılmaz’ın restleşmesine MHP grubundan meslektaşım Av. Fahri Çınar şöyle bir delil sundu! “Yav bütün Elazığ söylüyor ha onu!”
*****
Kısa bir reklam arası verip konuya dönelim…
Sayın Fahri Çınar zaman zaman belediyenin borcunu soruyormuş ve güya cevap alamıyormuş. Yanılmaz da cevaplarken Çınar’a sitem etti. Elindeki tutanakları okuyarak defalarca Çınar’ın borcu sorduğunu ve cevaplandırıldığını anlattı. Sonunda da ironik bir üslupla belli ki TL aklınızda kalmıyor, dolar olarak açıklayayım dedi ve borcu açıkladı. 70 milyon Dolar borçla belediyeyi devraldıklarını, şu anki borcun ise 34 milyon Dolar olduğunu söyledi.
Akşam Kanal Fırat’ta haberleri izliyorum. Haberi aynen şöyle sundular: “Yanılmaz bütçeyle ilgili eleştirilere cevap verdi ama borcu yine açıklamadı!”
Acaba bu arkadaşlar bizi salak mı zannediyor diye kısa bir süre şaşkınlık yaşadıktan sonra malımı tanımış olmamdan ötürü kendime geldim! Sunduğunuz haberi hiç mi izlemediniz sevgili dostlar!
Sanki Papua Yeni Gine’den bir haber sunuyorlar da, haber merkezlerinde o ülkenin dilini bilen yokmuş! (Papua Yeni Gine’nin resmi dili İngilizce ama gerçekte nece konuşulduğunu bilmiyorum!)
*****
Gelelim anlatacağım olaya…
Bir vesileyle Mücahit Yanılmaz, Behçet Susmaz, Osman Dilek, Sedat Karataş, Karahan Çelik ve ben bir konu hakkında konuşurken Sayın Yanılmaz laf arasında “Behçet Bey belediyemizde usulsüzlük yoktur çok şükür…” der demez, Behçet Bey ve Osman Bey ellerini göğsüne koyup, “Haşa Başkanım, böyle bir şey iddia edemeyiz…” dediler…
Sohbete şahit olanların anlattığım diyaloğu inkâr edeceklerini zannetmiyorum…
Kendisine sevgimi de, saygımı da bilen Behçet Bey o gün kendisine yakışanı yapmıştı. Usulsüzlük var diyebilmesi için ispatlaması gerekirdi. 10 yıl Başkanlık yapmış birisi sözün kıymetini bilebilecek durumdaydı…
Aradan zaman geçti, kamera olmayınca Mücahit Yanılmaz’ın dürüstlüğüne kefil olan Susmaz, kameralar önünde ağır bir ithamda bulundu. Ben iki diyaloğa bakınca hangi Behçet Susmaz’a itibar edeceğimi bilemedim!
Artık Yanılmaz’ın sert karşılığına Behçet Bey delil sunmak zorunda. Aksi takdirde siyasette jübile yaşına gelmişken ciddi yara almış olacak. Kendisi adına üzülürüm…
Sevgili meslektaşım Fahri Çınar’ın sunduğu delili kendisine hiç yakıştıramadım. Bize hukuk fakültesinde müddei iddiasını ispatla mükelleftir diye öğretirlerken, “Ele deyiler!” diyerek mi ispatlayın dediler?
Birisi çıkıp Fahri Çınar şöyledir, böyledir dese ve delil olarak da “Ele deyiler” dese, ilk önce ben karşılarına dikilirim. Kayıtları tekrar dinlediğinde eminim Fahri Bey de söylediklerine üzülmüştür, pişman olmuştur…
*****
Gelelim meselenin Milli İttifak boyutuna…
Geçtiğimiz hafta MHP İL Başkanı Sayın Oğuzhan Demir Kanal Fırat’ta Zeki Akbıyık’ın konuğu olmuştu. Ben o programda Oğuzhan Beyi son derece sağduyulu gördüm ve her ortamda da izlenimlerimi anlattım.
Gayet yapıcı bir şekilde konuşuyordu. Söz belediyeden açıldı, Akbıyık imar revizyonunu sordu. Demir; “İyi yapılan şeylere bugüne kadar olduğu gibi destek olacağız, alkışlayacağız. Ama şehrin zararına olduğunu düşündüğümüz konularda belediyeyi uyarmaya devam edeceğiz…” mealinde şeyler söyledi. İttifakın ruhunu zedeleyecek açıklama yapmamaya özen gösterdi.
MHP içinde muhalifler kazan kaldırdıktan sonra Oğuzhan Demir il başkanı olmuştu. O dönemlerde, şu an için halen daha meclis üyesi olanların muhalif adaylarla pozlar verdiği dün gibi aklımda. Görünen o ki, Demir’in işi çok zor. Bir yandan partisini seçimlere hazırlayacak, diğer yandan ittifakı hazmedemeyen ama partili gibi görünmeye devam edenlerle mücadele edecek. Allah yardımcısı olsun…
*****
Fahri Beyin “ele deyiler” delilini kabul etmediğimi belirttikten sonra iddialarını ispatlamalarını beklediğimi vurgulamak isterim. Delil sunarlarsa yazacağımı da taahhüt ederim…
Yoksa… Yanılmaz’ın resti unutulmaz. Benden söylemesi…
Hani Elazığ’da “ele deyiler” derler de… Bir de “Pis etti” derler!
Vallahi Mücahit Bey pis etti! Tamamen objektif yorumumdur. Pis etmese niye pis etti diyeyim! Çok pis etti! Keşke bu kadar pis etmeyeydi, daha iyiydi de, işte pis etti!
Yazıyı bitirmeden bir hayır işleyelim bari. Kanal Fırat’ta haberleri hazırlayan arkadaşlara birisi söylesin, 70 milyon Dolarla devralınan borç 34 milyon Dolara inmiş. Yani belediyenin borcu üç aşağı, beş yukarı yaklaşık olarak 130, 135 milyon TL civarında imiş! Belli ki haber merkezinde Türkçe bilen yok, Türkçeyi Türkçeye ben çevirmiş olayım! Ne zaman ihtiyaç olursa ben buradayım…
Hadi selametle…
