Cengiz GÜLAÇ

KİM DAHA ŞEREFSİZ?

Cengiz GÜLAÇ

Adam uzun zamandır evliymiş. Bir türlü çocuğu olmuyormuş. Adam uzun bir iş gezisine çıkmış, evine döndüğünde karısının kucağında bir bebek bulmuş. Hem de zenci!

            Tahmin edeceğiniz üzere adam karısından durumu izah etmesini istemiş. Kadın da izah etmiş:

            “Kocacığım sen seyahate çıkmadan önce hamile kalmışım. Daha sonra çocuğu doğurdum. Daha sonra ne olduysa sütten kesildim. Ben de ancak zenci bir sütanne buldum. Çocuğumuzun sütannesi zenci olunca çocuk da böyle oldu!”

            Adamın kafası karışmış ve meseleyi gidip annesine danışmaya karar vermiş. Annesine olayı anlatınca annesi şöyle cevap vermiş:

            “Olur tabi oğlum. Sen doğunca ben de sütten kesildim. Sonra seni bir ineğe emzirdim. Bak işte boynuzların yeni yeni çıkmaya başlamış!”

*****

            Meşru kılmak adına değil ama belli ki yalan bir ihtiyaç! Söylenmese daha iyi olur elbette. İnanan için yalanın dindeki yerinin hiç de iyi olmadığını hepimiz biliriz. İnanmayan için de yalanın ahlaki bir davranış olmadığı muhakkak…

            Yalanla ilgili o meşhur paradoksu bilmeyeniniz yoktur. Yalan söylediğini bildiğiniz kişi yalancı olur mu? Bir insanın yalan söylediğini biliyorsanız yalanı söyleyememiş olur. Yalancı, yalanı söyleyebilen kişiye denir…

            Neyse…

            Yerel seçimlere az bir süre kaldı. Allah başkanlığı kime nasip edecek, hep birlikte göreceğiz. Sonra seçilen başkan mazbatasını alacak. Beş yıl boyunca yeni başkan hakkında konuşacağız. Bir dünya dedikodu ortaya saçılacak.

            Bugüne kadar hep böyle oldu da, ondan biliyorum…

            Sonra seçilecek olan başkan belki bir dahaki döneme aday olmayacak, belki nasip olursa bir beş yıl daha başkanlık koltuğunda oturacak.

            Bugüne kadar hep başkanları konuştuk. Her belediye döneminde zenginleşen insanları hiç konuşmadık!

            Köşeyi döndüler. Köşeyi dönerken hepimiz biliyorduk bu zenginlik nerden geliyor. Gözümüzün içine baka baka sütannem zenci olduğu için böyle oldum dediler! Sonra yeni başkanlar geldi. Bu isimler unutuldu. Yerlerine yenileri geldi. Her seferinde onların da sütanneleri zenci çıktı!

            İmar zenginleri…

            Hangi belediye meclis üyesi köşeyi döndü…?

            Biz yalanı bildiğimiz halde ikiyüzlü davranarak, yalan söylediklerini yüzlerine vurup, servetlerindeki haramı söylemediğimiz için onlar zenci gibi aramızda gezdiler.

            Gayrimeşru kazancın zenci servetleri…!

            Biz yalan söylediklerini, rızıklarına haram kattıklarını biliyorduk.

            Şimdi soruyorum…

            Onlar mı hırsız…?

            Yoksa hırsızlık yaptıklarını bile bile söyledikleri yalanları yüzlerine vurmayan bizler mi şerefsiziz?         

Yazarın Diğer Yazıları