Bugüne kadar yüzlerce yazı yazdım. Sayısız konuyu ele aldım. Tüm yazılarımda şu fikri vurgulamaya çalıştım…
İnsanın hayatta en büyük gayesi zihnini özgürleştirmek olmalı. Hiçbir kişi veya düşünceye aklını ipotek altına koymayan insanların oluşturduğu bir toplumda temel hak ve özgürlükler gelişebilir. Özgür insanlar sanat, felsefe üretip ortaya sağlıklı bir yapı koyabilir.
Sık sık Batı medeniyetine atıfta bulundum. Doğunun erdemlerini bilmekle birlikte Batı uygarlığının geldiği seviyeyi yakalamak gerektiğine inandım.
Demokratik kazanımlarımızın ve cumhuriyetin kıymetini bilmemiz gerektiğini düşündüm. Alışıla gelmiş fikirlere değil, toplumda şok etkisi yaratacak düşüncelere saygının özgürlük kriteri olacağını kabul ettim…
Asla ve asla din, dil, ırk, mezhep ayrımı yapmadım. Tüm bu farklılıkların aslında zenginliğimiz olduğunu gördüm…
Meseleyi Mardin, Diyarbakır ve Van büyük şehir belediyelerine atanan kayyum meselesine getirmeye çalışıyorum.
Seçimle gelmiş iradeye devlet saygı göstermelidir. Sıradan insanların otorite karşısında sandıktan başka gücü yoktur. Bu özgürlüğün insanların elinden alınması halinde toplumda kaos çıkar.
Şeddeli bir ammma ile meseleye farklı bir açıdan bakmalıyız.
Yukarıda da ifade ettiğim üzere, zaman zaman köşemde “kutsadığım” Batı medeniyetinde bir belediye;
Kaynaklarını terör örgütüne aktarırsa,
Devletinin askerine, polisine kurşun sıkan insanları kutsarsa,
Terör örgütü üyeleri için şehitlik yaparsa,
Terör örgütünün atadığı insanlar belediyeye eş başkan olursa,
Şehit yakınlarını belediyeden atarsa,
Verdiği ihalelerden terör örgütüne kaynak aktarırsa,
Kendi ülkesinin meşru bayrağını kabul etmeyip, her nerde bir toplantı varsa terör örgütü paçavraları altında nutuklar atarsa,
Biz götümüzü terör örgütüne dayamışız derse,
İtler sizi tükürüğü ile boğar derse,
Terör örgütüne üye kazandırmak için uğraş verirse,
Belediyedeki ihtilafları örgüt yargılarsa,
O ülkede on binlerce askeri, polisi o belediyenin desteklediği örgüt şehit etmişse,
Yüzlerce milyar dolar kaynak terör uğruna heba olmuşsa,
Köyler basılıp, öğretmen, mühendis, kadın, çocuk, ihtiyar… Siviller şehit edilmişse,
O örgüt yol kesiyorsa, haraç topluyorsa,
Ve daha binlerce hainlik yapılıyorsa o medeni Batı dünyası ne yapar diye düşünüyor muyuz hiç?
Fransa’da dandik bir terör eylemi oldu, senelerce OHAL ilan ettiler. ABD’de yukarıda saydıklarımın binde biri olsun yapanın yedi sülalesinin burnundan fitil fitil getirirler.
Hatta ABD kendi ülkesindeki teröristi geçtim, başka ülkede ABD çıkarlarının karşısında olduğunu düşündüğü insanları Guantanamo hapishanesinde insanlık tarihinin en iğrenç işkencelerine tabi tutuyor.
Tekrar ediyorum… Bizde olanın binde biri Batılı bir ülkede olsun, bizden milyon kat sert davranırlar. Ne demokrasiyi dinlerler, ne temel hak ve özgürlükleri takarlar ve ne de kimsenin gözünün yaşına bakarlar…
Evet, doğrudur. Batı kendi insanına karşı çok hoş görülüdrü. Düşünce özgürlüğü konusunda Batı gerçekten bizden çok ileri düzeydedir. Ama teröre karşı bizden bin kat daha sertlerdir.
Ülkemizde düşünce özgürlüğünün, basın özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması için mücadele edelim. Bu köşe, bu mücadelenin şahididir.
Ama terörle arasına mesafe koymayan, mesafe koymayı geçtim, terör örgütlerinin lojistik destek birimlerine dönüşen belediyeler içinde kimse bana demokrasi havariliği yapmasın. Herkes hukuk karşısında hesap verecek.
Çapulcuyla aynı safta olmam!