Cengiz GÜLAÇ

HEPİMİZ SUÇLUYUZ

Cengiz GÜLAÇ

Adaba, ahlaka mugayir bir içeriğe sahip, izlemesi mide bulandıran, entelektüel yönü olduğu iddia edilen “Nefromanyak” diye bir film var. İzlemenizi çok da tavsiye etmiyorum.

            Nefromanyak, cinsel açlığını engelleyemeyen, önüne gelen erkekle yatan kadın demektir. Filmin konusu özetle şöyle…

            Genç kızlar aşkı tanımıyorlar. Şiir, sanat gibi insani manevi açıdan tatmin edecek bütün duyguları kaybetmişler. Hep bugün kaç erkekle birlikte olurum derdindeler. Argo ifadeyle, cinsellik onlar için sadece “skor” demektir. Aşk, aile onlar için yorucudur…

            Bir gün bedenleri iflas ediyor. Ağlamayı, duygulanmayı unutuyorlar. Çünkü aşkı, manevi hazzı tanımıyorlar. Artık makine gibi oluyorlar. Duyguları yer değiştiriyor. Ağmaları gereken yerde gülüyorlar, gülmeleri gereken yerde ağlıyorlar!

            Bir gün kızın babası ölüyor. Kız babasını çok seviyormuş, babasına çok düşkünmüş. Kız babasının cenazesinde ağlaması gerekirken orgazm oluyor! (Hepinizden özür dilerim)

*****

            Özeleştiri kültürümüzde yoktur. Hepimiz kendimizi hatasız görürüz. Bir eksiğini dile getireni, hatasını kabul edeni acziyetlikle, hatta döneklikle itham ederiz.

            Her nerede bir yanlış yapılmışsa Türk aydınının vebali çok büyüktür…

            Duygularımız yer değiştirdi. Ya salaklıkla hakikati göremedik, ya da menfaatlerimiz uğruna görmezden geldik. Sebep ne olursa olsun, işlenen suçlara ortağız. Tarih bugün olmasa da bir gün hepimizi lanetleyecek!

            Orduya kumpas kurulurken ağlamak, itiraz etmek, mücadele etmek yerine, alkışlamayı tercih ettik. Her ne kadar erken fark etsem de, ben hatamı kabul ediyorum ve bütün mağdurlardan özür diliyorum. Ağlamalıydık, güldük…

            Açılım zamanı devlet alan kaybedip, PKK şehir merkezlerine cephane yığarken tedirgin olmalıydık. Ağlamak yerine güldük…

            Bol “sayınlı” Apo güzellemeleri meydanlarda yapılıp, bebek katili şirin demokrat amca gibi yutturulurken dur demeliydik. Ağlamak yerine güldük…

            FETÖ kirli emellerine dini alet edip muhterem hoca efendi kılığında gezerken, Allah ile aldatılanlardan olmamalıyız demeliydik. İhaneti çok önceden görenleri taşladık, adamların hapislerde çürümesine seyirci kaldık. Ağlamak yerine güldük…

            Barzani resmi törenle ağırlanırken, bu adama güven olmaz, bir gün gelir bağımsızlık ister demeliydik, mal gibi seyrettik. Adam referanduma gidince uyandık. Ağlamak yerine güldük…

            Dini ticaretine, siyasetine, her türlü kirli niyetine alet edenlere tek ses etmeye korktuk. Her gün sapkının biri çıkıp belden aşağı sapıkça, saçma fetvalar vermeye devam ediyor. Ağlamak yerine güldük. Gülmeye devam ediyoruz…

*****

            Ben kendi sorumluluğumu kabul ediyorum. “Şu konuyu eleştirmiştim, şu konuda önceden uyarmıştım, filan meseleyi yazmıştım…” Türünden kolaylığa kaçmayacağım. Hiçbir mazeretin arkasına sığınmayacağım.

            Recep Tayyip Erdoğan bu ülkeyi dönüştürecek, arkasında çok ciddi bir toplumsal desteğe sahip olan tek kişidir. Etrafına çöreklenmek isteyen menfaat odaklarını, hakikati söyleyerek ifşa etmezsek tarihi bir fırsatı heba ederiz. Yanlışlar çoğalırsa hepimiz altında kalırız.

            Ağlanılacak yerde gülmek, gülmek gereken yerde ağlamak lidere sadakat değildir. Sadakat, aklına yatmayan bir şey olduğunda İslam Peygamberine bile itiraz edebilen sahabe ahlakıdır.

            Nefromanyak filmindeki kızın duygu karışıklığını hepimiz yaşadık, yaşıyoruz.

            Allah rızası için susmamak lazım. Eğer bugün sevdiklerimizin hatalarında susarsak, gün gelir birileri zaten konuşturmazlar.

            Ve lütfen artık duygularımız yer değiştirmesin. Hakikat karşısında vicdanlı olalım.

            Vicdanlı olalım ki insan olalım…

Yazarın Diğer Yazıları