Cengiz GÜLAÇ

HEM APTALSINIZ HEM DE YETENEKSİZ!

Cengiz GÜLAÇ

            Kaç sefer yazdım, hatırlamıyorum, aptallık kaderimiz olmamalı diye…

            Bu ülkede hiçbir zaman, hiçbir kimse özgürlükleri dert edinmemiştir. Belki bir avuç insan haricinde, geriye kalan milyonlarca insanın özgürlükten anladığı devlet otoritesini ele geçirip kamu imkânlarıyla rant elde etmek ve devamında kendisi gibi düşünmeyen gruplar üzerinde baskı kurmaktır…

            Bu dün de böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacak. Zira özgürlük, demokrasi gibi kavramlar yüksek niteliğe sahip insanların savunabileceği erdemlerdir.

            Dün baskı ve zulme uğrayanlar bugünün zalimleridir. Emin olun, ilk fırsat ele geçtiğinde bugünün mağdurları da yarının zalimleri olacaktır…

*****

            16 yılın sonunda Ak Parti Meclis çoğunluğunu kaybetti. MHP ile gönüllü olmayan bir ittifak kuruldu. Ekonomi kötüye gidiyor. Toplumda fırsat eşitliğine inanan yok. Yolsuzluk algısından Ak Partililer bile rahatsız. Yargının durumu içler acısı…

            Eski söylemlerle toplumu ikna etmek zor görünüyor. Ak Parti yerel seçimler öncesi çıkış arıyor. Tam da bu noktada ne mi oluyor?

            Zorlamayla komik olmaya çalışan bir avuç boş beleşin trajikomik söylemleri Ak Parti’ye can suyu oluyor!

            Sözü; altın varaklı saçlarıyla sürekli kendisini övmesinden gına getirdiğimiz Uğur Dündar’ın Halk Arenası isimli programına getirmeye çalışıyorum.

            Bu programla ilgili epey bir zaman önce köşemi bir seferliğine telef etmiştim! Bu sefer ayarı iyice kaçırdılar.

            Halk Arenası isimli programın “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganıyla açılması galiba zorunlu! Ayrıca komik olduğunu zannettikleri her saçmalama çabasından sonra Pavlov’un “şartlı refleks” deneyindeki gibi altın varaklı Dündar seyirciye her bakış attığında aynı slogan tekrarlanıyor!

            Önce kahkaha atıyorlar. Sonra ne alakaysa, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan atıyorlar!

            Ben de, esprilerine olmasa da espri yapma çabalarına bolca gülüyorum!

            Sevgili slogan Atatürkçüleri, askerlik şerefli ve kutsal bir meslektir. Ancak Atatürk, sizler asker kafasına bürünesiniz diye cehaletle mücadele etmedi. Atatürk’ün istediği, özgür düşünen nesiller yetiştirip, bilimi hayatın merkezine alıp, ülkeyi; hem gericilerin hem de sizin gibi postal kafalıların ipoteğinden kurtarmaktı!…

            İşte sevgili okur, bu programda geçtiğimiz haftalarda Yılmaz Özdil denen kibirli, faşist, itici arkadaş öyle bir laf etmişti ki, Ak Partililerin balıklama atlamaması mümkün değildi! Ki, atladılar! Özdil programda, “Tayyip Erdoğan bir tek bira içseydi bugün çok daha iyi bir Türkiye olurdu.” diyor.

            Özdil’in fikirlerini sevmem. Seçkinci tavrında sıkıntı yok. En azından tehlike arz etmiyor. Ama o faşist fikirleri tehlikelidir. Bugün Özdil’in elinde imkân olsa 28 Şubatı mumla arayacağımıza emin olun.

            Tamam, kimse kimsenin hayat tarzına müdahale etmesin ama bu ne çeşit bir salaklıktır ya hu! İnsan hiç mi ülkesini tanımaz? Özdil’in sürekli İzmir güzellemesi yapması umurumda değil. Kendin çal, kendin oyna oyunundan bıkmadınız mı? Programda zil çaldığında salyaları akarak slogan atan bir avuç sefili güldürmek için insan böylesine zırvalar mı?

            Ak Parti seçmenini bu şekilde ikna edeceğini mi zannediyor bu adam? Ne yani, Ak Partililer bu programdan sonra şöyle mi diyecek: “Ne, Erdoğan hiç mi bira içmemiş! Abooo, bilmiyorduk! Artık Erdoğan’a oy moy yok!”

CHP’ye oy veren insanların duygularına oynayıp, onları motive ederek Ak Partililerin Erdoğan’a oy vermemesini istiyorlar, sonra da aptallıkları yüzünden kaybettikleri her seçim sonrası yaşadıkları hüsranla seçmene hakaret etmekte çareyi arıyorlar!

            Son bombayı da Müjdat gezen denen zoraki komedyenle beyni dahil her tarafı yağ bağlayan Metin Akpınar patlattı!

            Akpınar programda Erdoğan’ın demokratik yollarla devrilmemesi halinde ayaklarından asılabileceğini, mahzenlerde zehirlenebileceğini söylemiş. 

            Bak Metin, bizler zaman zaman Ak Parti’yi, Erdoğan’ı eleştiriyor olabiliriz. Lakin asla bizler ne Erdoğan’ın asılmasını, zehirlenmesini temenni ederiz, ne de buna müsaade ederiz.

            Bizim mücadelemiz sandıkla gelenin sandıkla gitmesi içindir. Ve de muradımız, sen dahil herkesin özgürce fikrini beyan edebileceği bir ülkede yaşamaktır.

            Unutma Metin, ben dahil milyonlarca insan senin arzuladığın bir ülkede yaşamak yerine, en azından kimsenin ayaklarından sürüklenip asılmadığı, zehirlenmediği Erdoğan’ın ülkesinde yaşamayı tercih ederiz. Sıtmaya razıysak, sizlerin ölüm çığırtkanlığınızdandır!

            Kabul edin artık. Beceremiyorsunuz…

            Kibriyle tiksinti uyandıran Yılmaz zaman zaman komik olsa da, sizler ne komiksiniz, ne yeteneklisiniz, ne de toplumun diğer kesiminde zerre kadar karşılığınız var. Sanatçıyım diyorsunuz ama ortaya bir sanat eseri koyamıyorsunuz. Yıllarca yokluktan, aynı mimiklerle, aynı tiplemelerle malı götürdünüz!

            Erdoğan diktatör diye değil, yeteneksiz olduğunuz için zırvalıyorsunuz. Zira diktatörlük umurunuzda değil. Diktatör içinizden birisi olsun, görürüm sizi!

            Bugüne kadar; farklı olanın hukukuna sahip çıkmak adına, içinde özgürlük geçen bir tek cümle kurduğunuzu gösterin… Bütün bu yazdıklarımı yutmaya hazırım!

            Arada kaldığımız tercihlere bakar mısınız?

            En samimi duygumla söylüyorum. Aptallık kaderimiz olmamalı…

Yazarın Diğer Yazıları