Cengiz GÜLAÇ

BU YAZIYI BANA KİM YAZDIRDI?

Cengiz GÜLAÇ

Üniversiteye gittikten sadece bir ay sonra fakülteyi beş yılda bitireceğimi söylemiştim. Sözümde de durdum ve beş yılda bitirdim. Sonra da Ankara’da avukatlık yapacağıma dair kendime söz verdim. O sözümü de tuttum.

            On küsur sene gurbette bekar hayatı yaşadım. Çamaşır, bulaşık, temizlik, ütü… Az biraz elimden gelir. Söylemesi ayıptır en iddialı olduğum konu da yemek yapmaktır. Benim diyen ev hanımı benim pilavımın kıvamını tutturamaz mesela!

            Bugün size basit ama çok lezzetli bir yemek tarifi vereceğim. Palu Tav…

            Çepiç eti olabilir ama tercihen kuzu etini öneririm. Yağlı tarafından olmasında fayda var. Kemikli tarafından kuzu eti ile birlikte kuyruk yağı koyacaksınız. Tere yağını orama niyetine koyanlar da var ama artık tercih sizin.

            Biberler büyük parça halinde doğranacak. Odun ateşi yemeğin olmazsa olmazı. Kısık ateşte, yavaş yavaş yemeğimiz demini bulacak. Tepsinin alüminyum folyo ile kaplı olması lazım. 

            Tavamız kendi yağında yavaş yavaş piştikten sonra alüminyum folyonun açılıp ateşte hafiften yemeğin kızarması lezzet verir. Yanına et suyunda bulgur pilavını tavsiye ederim.

*****

            Bu yemek tarifinde hiçbir amaç taşımadığıma kutsal saydığım tüm değerler üzerine yemin ederim! Ne bu yazıyı birisi bana yazdırdı, ne bir maksat güttüm, ne de bir mesaj verme amacı taşıdım!

            Egomu da yazıya katmamaya çalıştım! Allah aşkına kimse bu yazıdan başkaca sonuç çıkartmasın. Vallahi kimse bana yazdırmadı!

            Paluculuk da yapmadım! Daha ben ne diyeyim?

            Yemek tarifi yazdım işte, ne yapayım?

BAŞINA BELA OLUYORUM

TEŞEKKÜRLER

            Yazdığım yazılarda her zülfü yâre dokunduğumda gazetemiz imtiyaz sahibi Sayın Ahmet Toprak’ın başına bela olduğumun farkındayım. Allah var, asla beni yalnız bırakmıyor.

            Bir köşe yazarının gücünün en büyük kaynağı gazetesidir. Eğer Ahmet Ağabey her zaman ve her şartta arkamda durmasa, bana destek olmasa, kendisine gelen baskılara göğüs germese… Bu kadar özgürce hareket edemezdim.

            Zaman zaman başına bela olsam da Ahmet Ağabey hiçbir zaman benden desteğini eksik etmedi. Eğer bu kadar özgürce yazıyorsam onun emeği çoktur.

            Sevgili Ahmet Ağabey, desteğin için çok teşekkür ederim. Söz veriyorum, başına bela olmaya devam edeceğim!

TEMBEL BİR YETENEK

            En basit imla kuralını bile bilmeyen insanların duayen kabul edildiği bir ilde Sami Demirbağ gibi bir yeteneğin tembelliğini görmezden gelemeyiz. Bu konunun üzerinde durmakta, kendisini taciz etmekte fayda var.

            Anadilini kullanmaktan aciz insanda fikir ne gezer?

            Yerel medyada vasatımız yerlerde sürünüyor. Sami Hoca gibi sınırlı sayıda yeteneğe sahibiz. Şanssızlığımız, o da fevkaladenin fevkinde tembel bir yazar!

            Hocam, seninle ne yapacağımı bilmiyorum? Elime dolasam… Kıyamıyorum. Sussam… Vicdanım mani oluyor.

            Söylesene Hocam, ben seni ne yapayım?

            Bak Hocam, sana bir bulaşırım! Kimse senin için program da yapmaz! Yazık olur sana.

Not: Sami Hoca benim canımdır. Bu çapsız medya düzeninde yetenekli bir insanı teşvik etmek için yazılmış ironik bir yazıdır. Yoksa amacım egomu tatmin etmek değildir. Lütfen kimse kıskançlık krizine girmesin!

Yazarın Diğer Yazıları