Cengiz GÜLAÇ

BELEDİYE BAŞKANININ MERCEDES'İ

Cengiz GÜLAÇ

            Bu aralar ne hikmetse kiminle otursanız Belediye Başkanının kiraladığı Mercedes konuşuluyor. Tahmin edeceğiniz üzere de neden konuyu yazmadığım soruluyor. Sorunun altında yatan ima da yandaşlıkla itham edilmeye çalışılmam! Bildik mesele yani!

            Eşi dostu kırmanın anlamı var mı? Yazalım, bakalım mesele nereye varacak?

            Haberkent Gazetesinde yazdığım zaman konuyu köşemde ele almıştım. Kiralama yönteminin vergi mevzuatı açısından avantajlarını anlatmıştım. Tekrar aynı meseleyi yazmanın anlamı yok. Başka açıdan konuyu ele alacağım.

            İsmini yazamayacağım bir arkadaşım bana; “İş yaptığım resmi kurumlar içinde sadece bir müdür benden avanta istemiyor. Adam inanılmaz dürüst birisi…” demişti. (Sadece o arkadaşın iş yaptığı kurumlardır maksat. Yoksa bütün müdürlükleri zan altında bırakma gibi bir niyetim yok.) Bu beyandan hareketle, şehrimizde sanki bütün kurumlar çok dürüst işliyor veya hiçbirinde savurganlık yokmuş gibi, ne zaman dürüstlüğümüzü ispatlamaya kalksak akla ilk belediye geliyor!

            Utanmasak dolar belediyenin yüzünden çıktı diyeceğiz!

            İlimizdeki belediye haricindeki diğer resmi kurumların hiçbiriyle ilgili bir usulsüzlükler, verdikleri işler, savurganlıkları konuşulmuyor. Yemiyor diyeceğim, ayıp olacak! Benim tutumum net. Çalanın da, çaldıranın da, göz yumanın da Allah belasını versin.

            Tekrar Mercedes meselesine dönelim…

            Sevgili okur, Belediye Başkanı S kasa Mercedes’e biniyor. Belediyeye ait konut yok. Bildiğim kadarıyla Başkan kirada oturuyor. Kendi evi de olabilir, önemli değil.

            Yanlış hatırlamıyorsam Ömer Faruk Koçak valimiz 11 ay kadar Elazığ’da görev yaptı. Daha sonra Murat Zorluoğlu valimiz bir buçuk yıl kadar kaldı. Şimdiki valimizin görev süresi bir yılı aştı. Ne kadar devam eder, bilemem.

            Her vali değişikliğinde vali konutundaki eşyaları gelen valinin devlet kesesinden iğneden ipliğe değiştirme hakkı olduğunu biliyor muydunuz? İsterse yüz binlerce lira tutsun. Bir vali 1 gün bile kaldı ya, gelen vali isterse her şeyi yenileyebiliyor.

            Valilik konutunda aşçı, hizmetçi ve de bahçıvan var. Faturalar ve maaşlar devlet tarafından karşılanıyor, hatam varsa bilenler uyarsın. Valilik konutu büyük bir alana kurulu ve değerini tahmin bile edemiyorum. O arazi parayla alınmaz.

            Sonra şehir merkezindeki konutta sıkılmasınlar diye valilik için Harput’ta milyonluk, yani trilyonluk bir konut daha yapıldı. Yakışır, emin olun gözüm yok.

            Vali beyin makam arabası S kasa Mercedes’in muadili olan BMW 7 serisi. Güvenlik nedeniyle zırhlı mı, bilmiyorum. Zırhlı değilse bile fiyatlarının aynı olduğunu biliyorum. Bir tane de Mercedes S serisi var. Zannedersem vali beyin eşine tahsis edilmiş. Hatam varsa özür dilerim. Yine valiliğin Mercedes’in en pahalı cipi olan G serisi var ki, parayla alamazsınız! Sonra bildiğim kadarıyla, ki defalarca valinin bindiğini gördüm, bir tane de özel yapım, lüks minibüs var. Ayrıca valilik korumaları Volkswagen Passat’a biniyor.

            Kafanız karıştı, sayalım ki, karışmasın!

            1 BMW 7 serisi araba, 1 Mercedes S serisi araba, 1 Mercedes G serisi cip, 1 özel yapım minibüs, 2 tane servet değerinde konut, bir dünya çalışan…

            Valinin evi, arabası umurumda değil. Mesele vali değil. Bir yere varmaya çalışıyorum sadece.

            Tüm bunları söyleyince size, “Ama belediye Başkanı Mercedes’e biniyor!” diyorlar!

            Kol Ordu Komutanı S kasa Mercedes’e biniyor. Konutu var. Konutta çalışanı var mı, imkânları nelerdir, bilmiyorum. Ki mutlaka vardır.

            “Ama belediye Başkanı Mercedes’e biniyor!” diyorlar!

            Rektör Audi A 8’e biniyor. O da Mercedes S kasa ile aynı para. Konutu var. Konutta çalışanı var mı, imkânları nelerdir, bilmiyorum.

            “Ama Belediye Başkanı Mercedes’e biniyor!” diyorlar!

            Gelin görün ki valiyi eleştirmek biraz şey istiyor! Siz Türkçede nasıl diyor!… Kaba et istiyor diyelim de adaba, ahlaka mugayir ifadeler kullanmamış olalım! Nasıl olsa anladınız!

            Rektörün bindiği arabayı anlatan yok, Kol Ordu Komutanından da tırsıyorlar ama belediye Başkanı Mercedes’e biniyor diyorlar.

            Araya gireyim efendim. Şu an bana yandaş diyen arkadaşlar varsa onlardan ricam, yazdığım kişiler için iki kelam etsinler. En azından “vallahi adamda kaba et varmış!” deriz!

            Sıkılmadığınızı ümit ederek, devam etmek istiyorum efendim…

            Şimdi bir belediye başkanı düşünün ki, dört yılı aşkındır görevde. 417 kere Mercedes mevzuunun ısıtılıp ısıtılıp tedavüle sokulması haricindeki tüm iddialar dedikodudan ibaret. Örnek mi?

            Üç beş arkadaş sohbet ediyorduk. Mesele geldi belediyeye ve onun üzerinden Elazığspor’a. Dediler ki, birisinden Elazığspor’a dört buçuk trilyon almışlar ama iki trilyonluk bağış makbuzu vermişler. Aradaki fark iki buçuk trilyon! Düşünün, bir ayda ancak kazanıyorum! Tamam tamam! Özür dilerim. Buram buram züğürtlük kokan bir espri oldu! Meseleye devam edelim…

Dedim ben bunun peşini bırakmam, isim verin. İsmi aldım ve teyit edip edemeyeceğimi sordum, edebilirsin dediler.  

            Sayın Sedat Karataş’ı aradım. Meseleyi anlattım. Karahan Çelik konuya daha hakim, istersen onu ara dedi ama belli ki içine dert olmuş, beş/on dakika sonra belgelerini mesaj attı. Aradı, belgelerin haricinde tek lira verilmişse bağış sahibiyle de, bunu sana söyleyenlerle de yüzleşmeye hazırım dedi.

            Meseleyi arkadaşlarıma aktardım, buyurun, belgeler dedim. “Yaw daha başka neler var, neler!” dediler!

            “Allah Allah! Verdiğiniz isim doğru çıktı mı ki, vermediğiniz isimlere inanayım?” Dedikten sonra arkadaşların yanağından makas almak geldi içimden!

            Ama haklı oldukları bir şey vardı. Başkan Mercedes’e biniyordu!

            Tekrardan çalanın da, çaldıranın da, göz yumanın da Allah belasını versin diyerek yazımıza devam edelim...

            Sonra bütün Mercedes’çilerle sohbet ederken meseleyi başka yere getirmeye çalışıyorsunuz ama sonuç hep aynı. Mesela,

            Çöpten enerji santrali yapıldı kötü mü oldu diyorsunuz,

            “Ama Belediye Başkanı Mercedes’e biniyor!” diyorlar!

            Cip Mesire Alanı, Fethi Sekin Mesire Alanı, Kültür Park derken kişi başına en fazla yeşil alanın düştüğü il olmuşuz diyorsunuz,

            “Ama Belediye Başkanı Mercedes’e biniyor!” diyorlar!

            ELBÜS’ler ulusal basının gündeminden düşmüyor, Fatih Altaylı da mı yandaş, bu da mı gol değil, diyorsunuz,

            “Ama Belediye Başkanı Mercedes’e biniyor!” diyorlar!

            Türkiye’deki birkaç hayvan hastanesinden birisi de Elazığ’da, ne güzel işte diyorsunuz,

            “Ama Belediye Başkanı Mercedes’e biniyor!” diyorlar!

            Kuzey İmar yolu güzel olmamış mı, bir git bak diyorsunuz,

            “Ama Belediye Başkanı Mercedes’e biniyor!” diyorlar!

            Demiryolu üzerinde dört tane köprü yapıldı, haberin var mı diyorsunuz,

            “Ama Belediye Başkanı Mercedes’e biniyor!” diyorlar!

            Elazığ tarihinde ilk defa bilmem kaç kilometrelik üç şeritli yolumuz oldu diyorsunuz,

            “Ama Belediye Başkanı Mercedes’e biniyor!” diyorlar!

            İstasyon caddesi ve alt kavşağına, eski Cuma Pazarına battılı, çıktılı, köprülü yollar yapıldı diyorsunuz,

            “Ama Belediye Başkanı Mercedes’e biniyor!” diyorlar!

            Adam belediyeyi şu kadar borçla devraldım, şu kadar borca indi diyor, ki o farkla en az 60 tane Mercedes S alırsın, diyorsunuz,

            “Ama Belediye Başkanı Mercedes’e biniyor!” diyorlar!

            Hayır Çarşısı kaç defa ulusal basına konu oldu diyorsunuz,

            “Ama Belediye Başkanı Mercedes’e biniyor!” diyorlar!

            ……………

            ……………

            ……………

            Sen geri zekâlı mısın diyorsunuz,

            “Evet ama Belediye Başkanı Mercedes’e biniyor!” diyorlar!

            Hay o Mercedes’in Allah belasını versin! (Son iki yazımda çok beddua ettiğimin farkındayım! Her kim ki beni o Fetullah papazına benzetirse, evlerine ateşler düşsün, Allah onu top etsin!)

            Şimdi Sevgili okur, dönüp dolaşıp hakkında Mercedes’ten başka bir mevzu bulunamayan bir Başkana sahip olduğumuz için sevinelim mi, yoksa Mercedes de Mercedes diye tutturalım mı?

            Kendimi tutamıyorum, yine beddua edeceğim! Çalanın da, çaldıranın da, göz yumanın da Allah belasını versin!

            Kimse bana neler var, neler, demesin. Ne varsa ortaya koysun. Valinin arabalarını, evlerini, imkânlarını yazdım. Ona susanlar, bana Mercedes ile gelmesin!

            Yaz dedin, yazdım Abdurrahman Çavuş! Mercedes haaa!

            Sayın Mücahit Yanılmaz, sizden ilk defa bir şey rica edeceğim…

            Seviyenin böyle olduğu bir şehirde o arabayı kiralamanız yanlış olmasa da, keşke çapsız insanların lakırdılarını önceden öngörmüş olsaydınız! Ama Allah aşkına geri falan vermeyin! Ölümü öpün bakın! Yok Yok, ölümü öpmeyin ama rica ediyorum sizden. Ellerinde bir tek Mercedes kalmışsa, bu aslında sizin için şereftir!

            Ha bir de, n’olur, verin bi tur bineyim!

            Yazıma burada son verirken, beni yandaşlıkla suçlayacaklara valiliğin araçları, konutları ve verdiği işler hakkında da iki kelam etmelerini beklediğimi söyleyerek, kaba etlerinin çapını ispatlamalarını bekleyeceğimi belirterek, çalanın da, çaldıranın da, göz yumanın da Allah belasını versin dedikten sonra büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden, Mercedes’in yıldızından öperim!

            Evet, dediğiniz gibi…

            Ama Belediye Başkanı Mercedes’e biniyor!

Yazarın Diğer Yazıları