Sevgili okur, uzun süre aptallığın biyolojik bir sonuç mu yoksa bilinçli bir tercih mi olduğu sorusuna kafa yordum! “Neden böyle bir çaba içine girdin? Biyoloji neyse de, bilincin olduğu yerde aptallık nasıl olur?” türünden üst perde kokan sorularınızı lütfen sormayın. Aptallık, oldum olası bende merak duygusunu uyandırmıştır. Başkaca da özel bir sebep gösteremem…
Aptallık üzerine kafa yorarken Maurizio Ferraris isimli yazarın bir röportajına rastladım. Spot cümlesi bir anda aydınlanmamı sağladı:
“Dünya, çoğunluğu özgün, dahi, yaratıcı olduğunu düşünen dallamalarla dolu!”
Röportajın tamamını köşeme aktarıp tembellik edip günü kurtarmak derdinde değilim ama bir cümlesini daha yazmalıyım:
“Deliler çok kalabalık değildir ve teşhis edilebilirler, oysa enayiler kalabalıktır ve her tarafa dağılmışlardır.”
Yazarın düşüncesinden hareketle, dünyada enayiler kalabalık olabilir ve de teşhisleri çok kolay olmayabilir. Aynı sıkıntı aptallar için de geçerlidir.
Teşhisin kolay olmamasının en büyük sebebi sanırım kimsenin zekasından şikayetçi olmamasıdır. 30 Nisan tarihli “Zekanızı değiştirmek ister misiniz?” başlıklı yazımda konuyu kendimce işlemiştim.
Psikiyatr Jean Tignol’un, “Kadınların %90’nı, erkeklerinse %70’i bedenlerinden memnun değil.” tespitinden hareketle, “Acaba insanların yüzde kaçı zekasından memnundur?” diye bir soru sormuştum.
Sonra ortaya çıkan sonucu şöyle değerlendirmiştim: “Lakin bu yaşıma kadar angut olduğu için derde düşeni hiç görmedim! Albert Einstein’ın zekâsı pazara çıksa alıcı bulamaz, o derece yani!”
Evet, Ferraris’in dediği gibi, dünya, çoğunluğu özgün, dahi, yaratıcı olduğunu düşünen dallamalarla dolu!
*****
Peki hiçbir ilmi değeri olmayan bu uzun girişi neden yaptım?
Çünkü, geleneksel hale gelen ve yaklaşık olarak bir hafta sürecek olan “Mücahit Yanılmaz Görevden Alınacak” şenlikleri başladı da ondan! Utanma ve rezil olma duygusunu yitirmiş herkese iyi eğlenceler diliyorum!
Onlarca defa FETÖ’den gözaltına alınan, sorgulanan, tutuklanan, yurtdışı yasağı konan, J. F. Kennedy suikastından aranan, Atatürk’e suikast girişimi davasından yargılanan, Papa’ya suikast teşebbüsünde Mehmet Ali Ağca’yı azmettiren ve daha bilmediğimiz birçok suçun faili olan Yanılmaz, kendisine özgün, yaratıcı, dahi süsü veren bir grup dallamaya göre yine görevinden alınacakmış!
Hadi sürekli olarak aynı dedikoduyu tedavüle sokanlara aptal, dallama, art niyetli, komplocu vs diyelim de… Her seferinde, yine, yeni, yeniden bu zırvaları aynı şaşkınlıkla dinleyenlere ne diyelim?
Sayıları çok olmayan ve fakat saçmalamakta sınır tanımayan bu dallama sürüsü her seferinde aynı senaryoyu yutturmaya çalıştığında yüzlerini kızartacak iki kelam etmeyecek miyiz?
*****
-Cengiz abe, Yanılmaz’ı da görevden alacaklarmış, duydun mu?
-Neden peki? Kötü bir belediye başkanı olduğunu mu düşünüyorsun?
-Haşa! Valla Allah var adam çalışi. Ama ne bilem, ele söliler!
-Bak Seracettin, Maurizio Ferraris diyor ki, dünya, çoğunluğu özgün, dahi, yaratıcı olduğunu düşünen dallamalarla doludur! Sayınız fazla olmayabilir ama bu türküyü kaç defa söylediniz ya hu? Yeter ama değil mi?
-Abe yoksa Yanılmaz türkü söylediği için mi alınacak deyisin?
-Seracettin, sana bakınca seksen milyonluk bir ülkede yetenek yarışmalarında neden köpeklerin birinci geldiğini şimdi daha iyi anlıyorum! Bu zekayla, bu yaşa gelmen… Neresinden bakarsan pes doğrusu?
-Sağol abe! Bir Seracettin kolay bugünlere gelmi tabi, doğru sölisin!
