Cengiz GÜLAÇ

BELEDİYE BAŞKAN ADAYIMI AÇIKLIYORUM

Cengiz GÜLAÇ

16 Ocak 1978 yılında tanıştım. Dile kolay tamı tamına 40 yıl geçmiş. Gerçi tanışmamızdan sonra ilk üç beş yılı hatırlamıyorum ama bayağı bir zaman geçmiş.

Haa, 16 Ocak 1978 yılı olduğunu nerden mi hatırlıyorum? Doğum tarihim! Ben O’nu doğduğum günden beri tanıyorum da…

Haftada en az üç dört gün görüşürdük. Tesadüf biz iki erkek, bir kız kardeştik. Onlarda aynen bizim gibi üç kardeşti. Erkekler büyük, kızlar son kardeşlerdi.

Akşam oturmalarında babamla Hasan Hüseyin amca sohbet eder, biz de bıkmadan oyun oynardık. Benim öz amcam yok. Hasan Hüseyin amca annemin amcası olsa da biz onu öz amca bildik hep. Çoğu zaman yatıya kalırdık. Sabah oyunlar kaldığı yerden devam ederdi.

Bütün oyunlarımızda benle O ortak olurduk, ağabeyimle de Bülent. Biz aramızda Bilo deriz! Bu ortaklık tercihi bilinçliydi tabii ki.

İki evin efendileri fırlamaları paylaşmıştı! Zira benimle Bilo gibi fırlamaları analar çaputlara sarmamıştı!

Biz Bilo ile zaman zaman birbirimize, çoğu zaman da kapı komşuya, önümüze gelen herkese taarruz ederdik ama abimle O hep efendiydi! (Kavgalarımızda hep ben Biloyu döverdim! Lütfen kayıtlara bu şekilde geçsin!) Sonra büyüyünce Bilo ile asla birbirimizin kalbini kırmadık ama o zaman az yaramaz değildik. Lakin O’nunla kavga ettiğimizi, birbirimizi incittiğimizi hiç hatırlamıyorum.

Amiral battı oynardık. İsim, şehir, artist oynardık. Bir kibrit oyunumuz vardı mesela. Dik durursa 10 puan, yan durursa 2 puan. Top sektirmece oynardık. Oynardık derken, ben çift haneli saydırdığımı hiç hatırlamıyorum!

Şimdi inkâr edecekler ama futbol hariç bütün oyunlarda biz iyiydik! Zira aramızda ciddi bir zekâ farkı vardı! (Bu kısmı abimle Bilonun okumadığını ümit ederek yazıya devam edelim!)

Üç ay yaz tatilinde, 15 gün yarıyılda köyde hep beraberdik. Durmadan top oynardık. O ve ben aynı takımda olurduk, abimle Bilo da diğer takımda. Rüzgarspor ve Şimşekspor diye iki tane takım kurmuştuk. Her maçın sonucunu kaydederdik. Gol krallığı, sonuçlar…

Sonra Doğukent’te aynı sitede oturmaya başladık. Evlerimizin arasında on metre bile yoktu. Diyebilirim ki anamın ekmeğinden çok O’nun annesi Hanım ablanın ekmeğini yemişimdir.

Sonra büyüdük, hepimiz bir hayat mücadelesine girdik. Kırk yıl boyunca bütün sevinçlerimizi, hüzünlerimizi bir aile gibi paylaştık.

Çünkü biz akraba değil, kardeştik…

VASKİ Genel Müdürü Ali Tekataş’tan bahsediyorum…

Ali Ağabey geçenlerde bir TV programında belediye başkanlığı konusunda aday adayı olmayı düşündüğüne dair açıklama yapmıştı.

Elazığ İlbank Bölge Müdürü iken ilimize katkılarını hepimiz biliyoruz. Ali ağabeyin buradaki başarılarını en iyi bilebilecek konumda olan eski valimiz Sayın Murat Zorluoğlu Van

Valisi olduktan sonra Van Belediye Başkanlığına kayyum olarak atandı ve Elazığ’dan sadece Ali ağabeye görev teklif etti.

Van’da, VASKİ Genel Müdürlüğünde neler yaptığını ulusal basından takip edenler biliyordur. Her gün göğsümüzü kabartıyor.

Elazığ Belediye Başkanlığına aday gösterilir mi, nasip meselesi. Dürüstlüğüyle, tecrübesiyle, çalışkanlığıyla sonuna kadar hak ettiğini biliyorum.

Her yiğidin gönlünde bir aslan yatarmış. Muhakkak ki çok kıymetli isimler yarışacaktır ama her şeyini bildiğim, adamlığına kefil olduğum Ali ağabeyin layıkıyla belediye başkanlığını yapacağını biliyorum. Siyasetten çok fazla anlamadığını da biliyorum. İyi ki de böyle. Bürokrasideki başarısı en büyük referansı zaten. Hem siyasi söylemlerden bıkmadık mı?

*****

Keşke hiçbirimiz bir şey olmasaydık,

Keşke zaman dursaydı,

Keşke bu akşam mesela kibrit oyunu oynasaydık da bu saçma oyundan manyakça zevk alsaydık(!),

Keşke babalarımız hep genç kalsaydı da birbirleriyle şakalaşmalarına gülseydik,

Keşke Biloyla akşam kavga edeydik de babalarımız kahkaha atarak bizi ayırsaydı,

Keşke sabah akşam abimden dayak yemeye devam edeydim,

Keşke dedem hayatta olaydı, Ali ağabeyin dedesi hayatta olaydı da yine evin penceresinde saatlerce oturaydı,

Keşke Ali ağabeyle beraber sebze sulamaya gideydik,

Keşke Ali ağabey yine tarlada bize türkü söyleyeydi,

Keşke hep çocuk kalsaydık…,

Kim iyidir, kim kötüdür, bilemem…

Bildiğim, adı gibi hanım olan Hanım ablanın sütü helaldir. Sütünü içen adam da, adam gibi adamdır…

 

Yazarın Diğer Yazıları