Bugün canım fıkra yazmak istedi. Hele bir yazayım, icap ederse bir yere bağlarız…
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Develer hesapçı, pireler ahir zaman fitnesi iken. Ben ninemin beşiğini, sırf mani olsun diye mantıksız bir şekilde sallar iken…
Ülkenin birinde bir kral yaşarmış. Adrenalin bağımlısı olan bu kralın canı bir ara öyle bir sıkılmış ki, nasıl bir manyaklık yapayım diye düşünürken aklına bir fikir gelmiş. Soytarısını huzura çağırmış ve şöyle demiş:
-Öyle bir gaf yapacaksın ki, sonrasında özrün kabahatinden beter olacak! Yoksa kellen gitti…
-Kelle derken kralım?
Soytarıyı almış düşünce. Hem suç işleyecek, hem özür dileyecek ama özrü suçundan da büyük olacak…
Soytarı ne olur, ne olmaz diye eş dostla helalleşmiş. Keşke zamanında KPSS sınavında iyi bir puan alaydım da, doğru düzgün bir işim olaydı diye düşünmüş! Ama çare yok, ya söyleneni yapacak ya da kelleden olacak…
Kral büyük bir balo vermiş. Saray tıka basa davetliyle doluymuş. Balo salonunun kapısı açılmış, büyük bir ihtişam içinde kral ve sultan eşi içeri girmiş ki, bizim soytarı arkadan krala yanaşmış ve kralı parmak atmış!
“Hayttt” diye zıplayan kral soytarıya, ne yaptın lan deyince bizim cüretkar soytarı cevabı patlatmış:
-Kusura bakmayın kralım, ben sultanım zannettim!
Özrü kabahatinden büyük olan soytarı böylelikle kelleyi kurtarmış olmuş. Kralın yediği parmak da kendisine kar kalmış!
*****
Fıkrayı nereye bağlayacağıma karar veremedim. Aklıma bir şeyler gelirse daha sonra bir yerlere bağlarız…
Ha bu arada. Aman kimse üzerine alınmasın! Şimdi durduk yere başımıza iş açmayalım!
CEVABI ÇOK MERAK EDİYORUM
Her sene, ramazan programlarında hocalara sorulan ilginç soruların geyiğini yapmak gelenek haline geldi. Zaman zaman ben de yapıyorum.
Nihat Hatipoğlu’na “Uzaya çıkmak günah mı?” diye bir soru sorulduğunu duyunca, yıllardır aklımı kurcalayan bir soruyu artık sormak farz oldu…
-Hocam salaklık günah mıdır?
Veya…
-Salaklık orucu bozar mı?
Her ihtimale karşı… Allah’ım sen benim bütün günahlarımı af et ve tuttuğum oruçları dergâhında kabul eyle!
O BİR EFSANE
Ben basketbolu, Murat Murathanoğlu’nun o muhteşem anlatımıyla izlediğim Michael Jordan’lu Chicago Bulls’la sevmiştim. Emin olun, benim için Michael Jordan efsanesini izlemiş jenerasyondan olmak büyük bir ayrıcalık.
Ama LeBron James’i izlemek de ayrı bir zevk…
Hangisinin daha büyük bir oyuncu olduğu yönünde yapılan polemik umurumda değil. İkisi de efsane, ikisini de izlemiş olmak ayrıcalık…
NBA’de playoff finalleri devam ediyor. Golden State Worriors, Cleveland Cavaliers karşısında seride üç bir önde. Lebron’u kaçırmamanızı tavsiye ederim.
Bir efsaneye sizler de şahitlik edin…
