Cengiz GÜLAÇ

AK PARTİLİLER FARK YİYEBİLİRDİ!

Cengiz GÜLAÇ

Perşembe akşamı Ak Partililerle Türkiye liseler arası futbol turnuvasında şampiyon olan Kaya Karakaya Lisesi futbol takımı arasında halı saha maçı yapıldı. Çok keyifli anların yaşandığı maçı sizlerle de paylaşmak istedim.

Maçın hikâyesi aslında Sayın Tolga Ağar’ın danışmanı Seyfi Alçınsu ile başlayıp onunla bitiyor!

Maçtan önce Seyfi Abi bir tabak bifteği boğunca merak edip sordum. Abi maça çıkmadan önce böyle ağır yemek yenir mi?

O her zamanki sempatik tavrıyla güldü, bir şeyler söyledi. Söylediklerini anlamayınca yanımızdaki yeminli Seyfi lisanı çevirmeni Baki Ağar abiye sordum, ne diyor diye!

Baki abi, “kaleci olacağım, bir şey olmaz dedi!” şeklinde tercüme edince, tedirginliğim azaldı.

Sonra maç başladı…

Seyfi Abi kalede, Tolga bey sağ stoper, sol stoper mevkiinde Ak Parti Gençlik Kolları Başkanı Uğurcan Güleç vardı. Sayın Metin Bulut sağ açık, Sayın Korkut Şerifoğulları sol açık, Hüseyin Sezgin Çelik ön libero, orta saha. Sekiz numara gibi siyebiliriz. Sayın Şahin Şerifoğulları ise forvete yakın orta saha gibiydi.

Kadro, bir ara Barcelona’da gündeme gelen forvetsiz, 6 orta saha düzenine benziyordu.

Maç başlamadan bir konuda tedirgindim. Acaba dedim sahada iki vekil var, gençler fark atmasın diye milletvekillerinin şahsında TCK 301’den… Yani “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçundan gençlerin gözünü korkutmuş olmasınlar!

Baktım yok, gençler öyle tehdide pabuç bırakacak gibi değil. Rahatladım…

İlk 15 dakika gençler nerdeyse top göstermedi. Maç sıfır sıfır devam ederken Tolga Bey bir anda forvete geçti. Bir iki cılız ataktan sonra on sekizin içinde, sağ taraftan düzgün bir vuruşla Tolga Bey ilk golü attı. Bir de vole vuruşu vardı ki, harikaydı. Sonrasında karşılıklı goller gelmeye başladı.

Şöhretler karmasında en iyi uyum Şahin ve Korkut Beylerin arasındaydı. Belli ki daha önce beraber çok top oynamışlar. Özellikle Şahin Beyin şahsi oynamayıp, daha çok ara pasları tercih etmesi, futbol kültürünü iyi bildiğini gösteriyordu. Korkut Bey son vuruşlarda biraz şanssızdı.

Ben en çok Metin Beyin danışmanı Hüseyin Beyi beğendim! Şöyle söyleyeyim… Bir futbolcuda olmaması gereken her şey Hüseyin beyde var! (Hak ettin, biliyorsun!) Maçtan sonra da Metin Beye şöyle dedim: “Görüntüleri Comolli izlerse, Hüseyin Beyi kesin Fenerbahçe’ye transfer eder! Hüseyin Beyin Reyes, Frey, Slimani, Benzia’dan neyi eksik ki? En az onlar kadar kötü!”

Bir ara sağ kanattan Metin Bey muhteşem bir gol attı. Doksan diye tabir edilen yerdeki örümcek ağlarını Allah rızası için temizledi! O derece yani! Kesinlikle gecenin golüydü. Bir de, ilerleyen yaşına göre Metin Beyin deparları çok iyiydi…

Gençler bir iki gol yiyince hırslandılar. Pozisyon üzerine pozisyon bulmaya başladılar. Ama kalede…

İnanılmaz kurtarışlarla Seyfi abi adeta kalede devleşti. Devleşti derken, bir ara gencin biri izlemeye yeni gelmişti. İki metreden bir kafa vuruşunda Seyfi Abi doksana uçup golü engelleyince, genç “Kalede bir şey uçuyor!” dedi! Dedim kardeşim o uçan şey Seyfi Abi!

Maç 8-8 berabere bitti. Kimse kusura bakmasın, beraberliğin iki sebebi vardı. Yoksa gençler kesin fark atardı…

Gençler abilerine fazla yüklenmedi. Kalede efsane bir performans vardı…

Güzel bir akşam oldu. Gençler için özel bir anı oldu. Umarım Sırbistan’da düzenlenecek turnuvada başarılı olurlar. Bu gençlerde iş var. 57 maçtır hiç yenilmemişler. Elazığspor bu gençlerden çok faydalanacaktır.

Maçtan sonra eve gittim. Maçı düşündüm. Allah’ım, sen çok büyüksün dedim kendi kendime. Seyfi Alçınsu gibi bir yeteneği yaratırken aynı anda Hüseyin Sevgin Çelik’i de yaratabiliyorsun! Hikmetinden sual olunmaz Allah’ım dedim!

Sonra mı?

Yattım yaw! Sürekli Hüseyin’i düşünecek değilim!

Yazarın Diğer Yazıları