Cengiz GÜLAÇ

ADAYLARIN PERFORMANSINI BEĞENDİNİZ Mİ?

Cengiz GÜLAÇ

            Artık seçimin sonuna geldik. Pazar günü hepimiz seçimin sonucunu doğru bir şekilde tahmin etmiş olacağız! Zira ben daha herhangi bir seçimde yanılmışım, tahmin edemedim diyene rastlamadım!

            Türkiye genelinde sonuçların ne olacağını bir dahaki yazımda yazmayı düşünüyorum. Daha çok Cumhurbaşkanlığı meselesini işleyeceğim. Şimdilik arzu ederseniz yereli değerlendirelim…

            Elazığ’da Ak Parti seçimlere eleştirilerle, homurtularla başladı. Aslında daha adaylar bile belli değilken seçmende bir yorgunluk olduğunu gözlemleyebiliyordunuz. Devamında adaylar açıklanınca tabanda ciddi bir tepki oldu. Sayın Sermin Balık’ın ikinci defa milletvekili adayı olduğu bir ülkede halktan siyaset konuşmasını beklemek biraz haksızlık olurdu!

            Eee, demokrasi böyle bir şey. Şimdi dağdaki çobanla benim oyum bir mi olacak diyen silikonlu angut gibi seçkincilik yapacak değiliz! Sermin Balık dahi vekil olabilir! Hem de ikinci sefer…

            Bu türden örnekler yüzünden ümitlenerek, değil midir ki her seçim öncesi onlarca maceracı aday adayı çıkıp, fantastik film kahramanı gibi vekillik hayalleri kuruyor! Kusura bakmayın, kimseye kızmaya hakkımız yok. Vasatın seviyesi ayaklar altına alınmışsa, bize de bu köşelerde kelime israf etmek düşüyor!

            Ak Parti’de Sayın Tolga Ağar tahminimin çok üstünde bir performans ortaya koydu. Öyle ki, bir ara Ak Parti’de başka aday yokmuş gibi, sadece Tolga Beyin kampanyasını izler olmuştuk. Kendisi hakkındaki olumlu izlenimlerimi, bazı konularda şerh düşmeme rağmen daha önce paylaşmıştım. Seçimden sonra değerlendirmeye devam ederiz…

            Sayın Metin Bulut seçime biraz düşük viteste başlamış gibi gelmişti bana. Lakin son dönemde gaza bastı. Özellikle tanıtım filmleriyle yapılan icraatları anlatması doğru bir hamleydi. Yavaş yavaş birinci sıra adayı olduğunu hissettirdi.

            Şahin Şerifoğulları hakkında aday adayı iken bir iki kelam etmiş ve tanımadığımı, hakkında olumlu şeyler duyduğumu yazmıştım. Bugün değişen bir şey yok, halen daha tanımıyorum ama siyasi performansını çok fazla beğenmedim.

            Sayın Şerifoğlulları sanki diğer adayların seçim konusu gibi oldu. Hepsi de Şahin kardeşimizi burada bırakmayalım diyerek dört vekillik garanti de, bir tek Şahin eksik gibi kolaycı bir seçim kurnazlığına kaçtılar. Şahin Bey de soyadının siyasetteki avantajından başka içi dolu, entelektüel birikimi yüksek bir profil sergileyemedi açıkçası.

            CHP birinci sıra adayı Sayın Gürsel Erol siyasette profesyonel olduğunu gösterdi. İl teşkilatının seviye olarak kendisinden 417 adım geride olmasının dezavantajını tolare ettiğini söylemem lazım! Ancak Sayın Erol’un Elazığ’ı bilmeyen danışmanları biraz yetersiz kaldı.

            Yavuz Temizer bildiğimiz Yavuz. 2011 yılında ilk aday olduğunda neyse, bugünde aynı. Üslubu zaman zaman sert olsa da, İyi Parti’nin Elazığ’da birinci sıra için gösterebileceği en doğru aday oluğunu belirtmeliyim. Başka kim oy çekebilirdi ki? Kendisine her zaman söylediğim gibi biraz daha yumuşak bir üslubu denese, daha iyi olur.

            Geçen hafta bir yazı yazmıştım. Yavuz Bey aradı, yazı konum için cevap verdi ve partisinin genel başkanı geldiğinde yaptıkları mitingde polisin kasıtlı olarak bomba araması yaptığını ifade etti. Neden yazmıyorsunuz diye de sitem etti. Konuyu araştırdım. Yetkililer yapılanın bütün mitinglerde zorunlu, rutin uygulama olduğunu belirttiler. Güvenlik amacıyla her mitingde meydanda hızlı bir şekilde bomba araması yapılarak gelenlerin arandıktan sonra turnikelerden geçirilip alana alındığını ifade ettiler. Öğrendiğim kadarıyla Başbakan geldiğinde de, CHP adayı Muharrem İnce miting yaptığında da aynı uygulama yapılmış. Temizer’in beyanını ve aldığım cevapları yazdım. Takdir sizlerin…

            MHP’ye gelecek olursak…

            İl Başkanı Oğuzhan Demir’in istifa ederek aday olması sonrası seçime bir ay gibi kısa bir süre kala il başkanı değiştirmek büyük bir riskti. Kabul edelim, yeni İl Başkanı Sayın Semih Işıkver riski avantaja çevirdi. Işıkver dokunduğu herkesi etkilemeyi başardı. Basından arkadaşlarla konuştuğumda Işıkver’in televizyon performansından hepsi de etkilenmiş. Kısa zamanda Işıkver partiyi toparladı, küskünlerin elini sıktı, çatlak seslerin çıkmasına mani oldu.

            İyi bir havayla seçime giren MHP, özellikle iktidar partisinin listesine gösterilen tepki sonrası, Sayın Devlet Bahçeli’nin söz konusu devletin bekasıysa için asla taviz vermemesinden ötürü milliyetçi, muhafazakâr sağ seçmenin ilgi odağı oldu. Ülke genelinde ne olur bilemem ama Elazığ’da seçmenden duyduklarımız sandığa yansırsa MHP tarihi bir başarı elde edebilir.

            MHP’nin gözle görülür bu yükselişinde adayların, il başkanının yürüttüğü siyasetin etkisi çok fazla. Dikkat ettiyseniz bütün MHP’liler önce partilerini, kendilerini anlatmak yerine hep Cumhur İttifakına vurgu yaptılar. Devlet Beye nasıl sahip çıkıyorlarsa Cumhurbaşkanımıza da aynı oranda sahip çıktılar. İttifakın ruhunu zedeleyecek söylemlerden özellikle kaçındılar. Aynı sahiplenmeyi Ak Partililer yaptı dersem, çok da doğru olmaz açıkçası. Maalesef bu konuda eksik kaldılar.

            Sayın Oğuzhan Demir tam bir teşkilatçı. Genel merkez ittifaka sahip çıkmışsa, bu sahiplenmek onun için emir hükmündedir. Son hafta az biraz sitemkâr olsa da, haklı olduğu noktalara rağmen ittifaka sadakatinden taviz vermedi. Bunu da seçmen görüyor tabii ki.

            Sayın Fahir Şaşmaz’a gelecek olursak…

            Kabul ediyorum, Fahir Beyin adaylığına biraz duygusal bakmış olabilirim. Tevazu, edep, adap, asalet konusunda kendisinden emindim ama vatandaşın ne düşüneceği çok da belli değildi.

            Bazen öyle şeyler olur ki, emin olduğunuz bir konuda insanların ne söyleyeceğinin hiçbir anlamı yoktur. Dünya da karşınıza dikilse, vicdanınız doğruyu bilir. Siyasetin bütün çirkefliğine rağmen, Tahir Şaşmaz okulunun adabını en iyi bilen birisi olarak, haklı çıkmak adına değil, haklı olduğumu bildiğim için Fahir Şaşmaz Elazığ siyasetine bir kalite getirecek dedim. Bugün görüyorum ki Fahir Bey, taraflı tarafsız herkesin damağında bir tat bırakmayı başardı. Seçilip seçilmemek nasip işi. Üç kuruşluk oy için bin bir hesabın içine girip kirlenmemek “Edep” işi…

            Her şey öğrenilebilir ama asalet öğrenilmez. İyi bir siyasetçi olabilirsiniz. Oyunu kurallarına göre oynayabilirsiniz… Lakin hiçbir reklam çalışmasıyla kumaşınıza kalite katamazsınız. Zorlama adamlık makyajlı kadına benzer. Boyanın altındakidir gerçek güzellik…  

            Fahir Şaşmaz seçim boyunca ne partilisini, ne muhaliflerini kırmadı. Dedikodu kazanının içine hiç girmedi. El öptürmenin kanaat önderliği olduğu bir ilde dün elini öptürmeye hayâ ettiği gibi bugün de oyuna talip olduğu insanların karşısında ceketini ilikledi…

            MHP’nin yakaladığı hava sandığa yansır mı, orası nasip ve takdir işi. Pazar günü sandık tahmini borsasında bahislerin sonuçları açıklanacak! Bekleyip görelim.

            Allah herkesin gönlüne göre versin ama vatanımız için hayırlısı neyse bizlere onu nasip etsin.

            Nasip olursa seçim öncesi son yazımızda da az biraz Recep Tayyip Erdoğan’ı yazalım. Zira dünya beşten büyüktür ama Erdoğan mazlum halklar için çok daha büyüğüdür…

           

Yazarın Diğer Yazıları