EN BÜYÜK KÂŞİFİ: Sayın Valimiz Çetin Oktay Kaldırım. Kendisinin yatırım konusundaki tecrübelerinden faydalanamasak da, Saklı Kapı ve Karaleylek Kanyonlarını şehre kazandırarak Sayın Valimiz 2019 yılında adından sıkça söz ettirdi. Kibar bir şekilde Malatya Valisinin iddialarını komik duruma düşürerek sempatik komplekslerimizin okşanmasına vesile oldu! Yılın kâşifi olmayı da hak etti.
EN YÜKSELENİ: Açık ara Belediye Başkanı Sayın Şahin Şerifoğulları. Seçimi kazanması bile bu unvan için tek başına yeterli aslında. Lakin Cumhurbaşkanından kronik sorunlarımız için söz alması, SGK binası sorununu çözmesi, kentsel dönüşüm için başka bir sorunumuzu çözmesi vs.… Derken, mütevazi kişiliğiyle Sayın Başkana Elazığ’ın açık ara yükselen siyasetçisi diyebiliriz. Umarım çok daha başarılı olur da, Elazığ adına güzel şeyler görürüz.
EN BABASI: Tabii ki Sayın Mehmet Ağar. Bu ülke çok genel başkan, bakan gördü ama hiçbirisi onun kadar vatan hainlerinin hedefi olmadı. Geçtiğimiz yılda da, öksürse FETÖ’cü ve PKK’lı itlerin hedefinde oldu. Vatan haini artıkların her ithamı kendisi ve de biz hemşerileri için şereftir. 2020’de kendisini sahnede daha fazla görürseniz hiç şaşırmayın. Tahmin de diyebilirsiniz, temenni de! Dolayısıyla babaaaa…
EN SAMİMİSİ: Aileden aldığı siyasi terbiye ile; eğitimi, dünyayı tanıyor olması gibi erdemlerle duygularını herhangi bir hesap yapmaksızın, parti menfaatlerini de her vesileyle ön planda tutarak dile getirdiği için Sayın Zülfü Tolga Ağar yılın en samimisidir benim gözümde. Tanımayan aslında Tolga Beyin duygusal bir insan olduğunu bilmez. Zaman zaman yerel çapsızlıklarımızla kendisinde hayal kırıklıklarına sebep olsak da, önümüzdeki süreçte partisi içinde önemli görevlere gelme ihtimali hayli yüksek. Sadece siyasette değil, ikili ilişkilerde de içten, yapmacılıktan uzak birisi olduğu için en samimi olmayı layıkıyla hak ediyor. Siyaset falan hikâye, bir yerde hayat gelip geçiyor. Her şey bir tarafa, Zülfü Tolga Ağar “güzel” bir insan…
EN ÇOK TEPKİ ÇEKENİ: Tabii ki Sayın Zülfü Demirbağ. Mecliste her yaptığı olay oldu. Başına gelenleri kendi üslubuyla anlatması bile gündem oldu. Kadın okurlarımdan özür dilerim, Sayın Vekilin televizyonda yaptığı halka tatlı hareketini düşünün, o bile olay oldu! 2020’de Trump Sayın Demirbağ’la kavga ederse hiç şaşırmayın!
EN TEŞKİLATÇISI: Sayın Metin Bulut. Partisinin genel merkezinin kendisine verdiği görev halen daha devam ediyor. İlerleyen zamanlarda daha önemli görevler verilir mi, bilemem. Şu an için genel merkezde ağırlığı olduğunu söyleyebiliriz. Son dönemde bazı konularda tek başına fotoğraf vermesinin diğer partililerde rahatsızlığa sebep olduğunu biliyorum. Haklı mıydı, haksız mıydı, başka bir güne. Sayın Bulut 2019 yılında teşkilatçılığıyla adından söz ettirdi.
EN RAHATSIZ EDİCİSİ: CHP Milletvekili Sayın Gürsel Erol. 41 yıl sonra Elazığ’da CHP’nin vekili oldu. Allah var, iktidarın burnundan fitil fitil getiriyor! Öyle ama! Ben memnunum. Maaşını bağışlama kaosu da bitti! Sayın Erol’dan yerel siyasetimize rahatsızlık vermeye devam etmesini bekliyoruz.
EN KAYBEDENİ: Eski Belediye Başkanı Sayın Mücahit Yanılmaz. Siyaset böyle bir şey. Makamlar baki olmuyor. İlerde ne olur bilmem ama bugün itibariyle belediye başkanlığı gibi bir makamı bırakmış olması siyasi kariyeri açısından bir gerileme.
EN MAĞDURU: Rektörümüz Sayın Kutbeddin Demirdağ. Geçtiğimiz yıl Bakan Murat Kurum ile yaşadığı gerginliğe hepimiz üzüldük. Keşke yaşanmasaydı ama olan oldu. Özünde Rektör Bey çok dürüst ve davranışlarında içten bir insan. Geldi geçti diyelim ve konuyu sonsuza kadar kapatalım.
EN HEYECAN VERENİ: Sayın Burak Soylu. O, onu dedi, bu, şunu dedi, filan destek oldu, nerden bu kadar güçlendi… Diye diye bir baktık ki, o da ne? ASTAV diye bir firma kurmuş ve teknolojiyi, Facebook’ta klavye kahramanlığı yapmak zannettiğimiz bu dijital çağda yerini almış bile. Bravo Sayın Soylu. Biz senin gıybetini yapalım, lütfen sen yazılım işlerine falan kafa yor. Biz köyümüzde böyle mutluyuz!
EN GÜZEL İNSANI: Eski Belediye Başkanı, şair, fikir insanı Sayın Şükrü Kacar. Yaşayan tarih. Bir iki cümleye sığmayacak, güzel insan. Rabbim sağlıklar nasip etsin.
EN POPÜLERİ: Mollakendi Belediye Başkanı Sayın Mehmet Enis Doğan. Eee, Türkiye Cumhuriyeti’nin son Başbakanı Elazığ’a geldi ve ziyaret ettiği tek resmi kurum Mollakendi Belediyesi. En popüleri de olsun canım!
EN GEREKSİZİ: Tam 10 cilt bu konuyu yazabilirim! STK’lardan başlayıp… Neyse! Herkes gönlünden geçeni yazsın.
EN SALAĞI: …………………. Yok valla bi şey demek istemiyorum! Aklıma isim gelmedi sadece!
EN KOMİĞİ: Yani! Tabii ki! Herhalde! Ne demek! Rica ederim kimse bu konuda benimle polemiğe girmesin. Zira çok hassasım. En komiği yerine tek komiği desek daha doğru olur. Zülfü Bal’dan bahsettiğimi söylememe gerer yok sanırım. Artık şov programları yapmıyor olması Elazığ tarihinin gelmiş geçmiş,.. Hatta yaşayan tek komedyeni olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
EN ÖZGÜRLÜKÇÜSÜ: Kanal 23’te Gece Görüşü Objektif programında kanal yönetiminin şahsıma göstermiş olduğu özgürlükçü yaklaşımı şerh düşerek… (Daha yeniyim kanalda. Umarım böyle de devam eder.) Bu şehrin en özgürlükçü kişisi Ahmet Toprak Ağabeyimdir. Canımın istediğini yazıyorum. Öyle ki, yeri geliyor kendi gazetemizin bir haberine çakıyorum, yeri geliyor bizatihi kendisine çakıyorum! Bir güne bir gün demedi ki, biraz az şey et! Yani yaz!… Anlayacağınız Ahmet Toprak sadece yakışıklı, karizmatik, seksi bir erkek değil, aynı zamanda düşünce özgürlüğüne riayet eden bir medya patronudur!
EN İYİ SUNUCUSU: Çok kıymetli isimler elbette ki var ama son dönemde ulusal kaliteyi yereldeki haber sunumuna getiren sevgili kardeşim Metin Erol ön plana çıktı. En azından cenaze haberiyle düğün haberini aynı ses tonuyla sunmuyor! Habere güler yüzlü bir şekilde yorumunu katmaktan çekinmiyor. Yolun açık olsun Sevgili Metin.
EN YAKIŞIKLISI: Sayın Metin İlhan Hocam da tasdik edecekse bu kategoriyi İhsan Tarakçı’ya ayırdım! Kelime israf etmenin anlamı yok, adam yakışıklı. Ne diyeyim, yakışıklı işte! Ha birde, yazmayı unutmuş olabilirim, adam yakışıklı! Metin Hocam neden mi tasdik etsin? O mevzuyu biliyor!
EN GÜZEL ORGANİZASYONU: Harput Senfonisi. Muhteşem bir geceydi. Emeği geçenlere tekrar teşekkür ederim.
EN TATLI İKİLİSİ: Efraim Gündem’le Mustafa Feyzi Koç. Nasıl izah edeceğimi bilmiyorum ama muhteşem bir ikili. Bu konuyu en iyisi kendileriyle yüz yüze konuşalım! Mustafa şişme, şişme, şişme!
EN AHLAKSIZI: Bağ bozumunu, bir festival adı altında kişisel ahlaksızlıklarına alet eden benim gibi kaç kişi varsa hepimiziz! Bizlere ahlaksız giller de diyebilirler yani! Ki, dediler!
EN AZGINI: Hepi topu bir festivalde şarkı söyleyecek olan Funda Arar’ın sanatı denince aklına kadının bacakları gelen, genelde çoğu tombul olan, ahlak zabıtası hedonist muhafazakâr amca… Yok yok. Yılın en ahlaksızı biz olduğumuza göre yılın en azgını olmak da bize düşer! Bana biraz ketçap verin!
EN İYİ MUHABİRİ: Önce hepsi, sonra da Haberkent’ten Sevgili Evren ve Fırat Gazetesi’nden Sevgili Alper sanki geçen seneyi bir tık önde bitirdiler. Ama mesleğe emek veren tüm arkadaşlar ayrı ayrı başarılı ve kıymetlidir benim için.
EN EFSANE GAZETECİSİ: Sevgili Arif Çakmak. Neden mi? Soran olursa, bugün gazeteciliğin ölü zamanlarında yazıp çizdiğimiz bir çağdan evvel, bu şehirden bir Arif Çakmak gelip geçmişti dersiniz de, o yüzden.
EN İYİ SANATÇISI: Bu senenin yükselen sanatçıları Sevgili Tamer Karaateş ve Zafer Döner oldu diyebiliriz. Ancak ozan gibi ozan olan Aygün Çam’sız bir Elazığ sanatı düşünülemez. Ve dahi tüm yerel sanatçılarımız ayrı ayrı kıymetlidir…
EN KORKULANI: Maden ilçemizin heyelan riski. Çok konuştuk. Boş mu konuştuk yoksa dolu mu, onu zaman gösterecek.
EN BÜYÜK GOLÜ: Toplanmasın diye ciddi uğraşların verilmesine rağmen Elazığ tarihinde ilk defa çoğunluğun sağlandığı Elazığspor kongresi yılın golüdür. Golcü de tabii ki Selçuk Öztürk’tür!
EN TATLI ŞEYİ: Yarcan! Yarcan kim mi? Yarcan işte!
EN GÜZEL TEMBELİ: Sami Demirbağ. Kendisi bu alanda o kadar başarılı ki, tek bir rakibi bile yok. Her hafta köşe yazacağını söyleyen kıymetli hocamın son yazısı 29.08.2018 tarihinde yayınlanmış! Allah aşkına, kendisine bu şehrin en güzel tembeli demeyeyim de, kime diyeyim? Sami Demirbağ, güzel insan…
EN MUTLUSU: Benim. Kırklı yaşlar insanın olgunluk yaşlarıymış derler. Uykusuz geçen her gecemde –ki her gece uykusuzum- kırk küsur yılımın eleştirisini yapıyorum. Her şeye rağmen, kızımla, eşimle, ailemle, dostlarımla… Ben hep bardağın dolu tarafına baktım. Elde edemediklerime değil, Rabbimin bana şükrettiklerine bakınca… Hamt olsun, mutluyum…
2020’de ve sonrasında, her şey gönlünüzce olsun…
Ha birde, selam ve dua ile!