Cemil TURGUT

MASKELERİMİZİ ÇIKARALIM

Cemil TURGUT

Bilmem farkında mıyız günlük yaşantımızda ne kadar çok maskeyle dolaştığımızın. Evde, iş yerinde, sokakta, parkta, kahvehanede, oturduğumuz diğer mekânlarda hep faklı yüzlerimiz var. Gelin kendimizi bu anlamda test edelim. Kendimize sorular soralım ve cevaplar arayalım.             Evde sabahları uyandığımız zaman çoğunlukla asık suratlı değil miyiz? Çocuklarımıza ve eşlerimize içten ve gülümser bir yüzle bir günaydın ya da hayırlı sabahları çok görmüyor muyuz? Oysa iş yerine geldiğimizde çalışma arkadaşlarımıza gülümser bir yüzle günaydın demiyor muyuz? Birçoğumuz evden kahvaltı yapmadan çıkarak simit, poğaça ve benzeri şeylerle iş yerinde kahvaltı yapmıyor muyuz? Oysa eşler erken kalksa güzel bir kahvaltı hazırlasalar ailece birlikte güle oynaya sohbet ederek kahvaltı yapılsa fena mı olur? Bu anlamda dışarıya mutluluk tabloları çizen ailelerin büyük bir bölümü maskeli dolaşmıyor mu? Dışarıda başkalarının çocuklarına müşfik olup kendi çocuklarımıza zaman zaman canavar kesilmiyor muyuz? Televizyon izlerken kendi çocuğumuz bir şey sorsa onu tersler ya da ilgilenmeyiz. Fakat böyle bir durumda başkasının çocuğu bize gelip bir şey sorsa ona en güzel cevapları verir ve onunla ilgileniriz.             Çoğumuz dışarıdaki insanlara gösterdiğimiz anlayışın yüzde birini eş ve çocuklarımıza göstermiyoruz. İş yerinde, kahvehanede, kafede veya diğer eğlence yerlerinde bir bayana çay kahve ısmarlamak veya sigarasını yakmak için elinden geleni yapan beylere sormak lazım, evdeki eşlerinize en son ne zaman bir kahve veya çay ikram ettiniz? Ya da bayanlara sormak lazım dışarı çıkarken giydiğiniz giysileri ne zaman eşiniz için giydiniz ya da yaptığınız makyajı ne zaman sadece eşiniz için yaptınız? Dışarıda süründüğünüz parfümleri ne zaman beyleriniz için süründünüz?             Günlük konuşmalarımıza bir bakalım. Hangimiz evde ya da arkadaş ortamlarımızda İstanbul Türkçesi konuşuyoruz? Birçoğumuz yerel dilimizi konuşmuyor muyuz? Okulda, dışarıda, iş yerinde İstanbul ağzıyla konuşurken, evde eşimize ve çocuklarımıza yerel ağızla konuşuyoruz. Alın size bir başka maske durumu. Neden her yerde İstanbul ağzı ile konuşmuyoruz?             Dışarıda rahat para harcarken, örneğin bir arkadaşımıza rahatlıkla lokantada veya başka yerlerde yemek ısmarlarken ailemizi bu konuda ihmal ederiz. Onları lokantaya veya pikniğe götürürken bir sürü bahane bulurken dostlarımıza veya arkadaşlarımıza oldukça cömert davranırız.             Örnekleri çoğaltmak mümkün tabi belki yüzlerce örnek bulabiliriz. Gerçekten de başka yerlerde maskelerimizle dolaşıyoruz. Oysa Mevlana’nın dediği gibi “ya olduğumuz gibi görünmeliyiz ya da göründüğümüz gibi olmalıyız”.             Bu değerlendirmeyi yaparken genel bir yaklaşım sergilediğimiz göz ardı edilmesin. Elbette maskeyle dolaşmayan, gerçekten olduğu gibi olan insanlarımız var. Onlar örnek insanlardır. Onların hayatlarında yapmacıklık yoktur. Asla yalan söylemezler, dürüsttürler, cömerttirler, tebessümü, Müslüman’ın diğer insanlara sadakası olarak algılar ve devamlı tebessüm ederler.             Gelin bundan sonraki hayatımızda maskelerimizi bir kenara bırakalım. Bakalım o zaman hayat bize daha mutlu bir atmosfer hazırlıyor mu hazırlamıyor mu? Bir bakıma hayata daha pozitif bakmamıza katkı sağlar mı sağlamaz mı? Denemesi bedava.  

Yazarın Diğer Yazıları