Cemil TURGUT

DEVLET KURUMLARINDA AĞALIK YAPANLAR

Cemil TURGUT

Okuyucularımız zaman zaman bizlere; gerek bizzat yüzümüze, gerekse e-mail ya da sosyal medyadan ulaşarak bazı konularda serzenişte bulunmakta, hatta ciddi eleştiriler yaparak problemlerini dile getirmediğimizden yakınmaktadırlar. Dolayısıyla bu hafta hem kendi gözlemlerimizi hem de okuyucularımızın bize ulaştırdıkları problemleri sizlerle paylaşacağız. Belki yapılan hataların düzeltilmesi noktasında küçük de olsa bir katkımız olur.   Yaşadığımız çağ ve ülkemizin geldiği düzey itibariyle ağalık kavramının çok çok gerilerde kalması gerekirken ne yazık ki bazı kurumlarımızda hala devletin kendisine verdiği makamı kullanarak ağalık yapmak isteyenler var. Kanun yönetmelik tanımayan, kanunu yönetmeliği hiçe sayarak hala kendi kurallarına göre hareket etmek isteyenler var.   Devlet, vatandaşına her türlü hizmeti, her türlü kolaylığı sağlamaya yönelik hukuki zemini oluşturmaya çalışarak kurumlara idareci atamış. Fakat gelin görün ki idarecilerin bir kısmı devletin vatandaşına yaklaşımını anlamak istemeyip adeta “burada devletin değil benim kurallarım geçerli” anlayışıyla hareket etmektedirler. Hem devleti yönetenlerin hem de devletin kendi felsefesinde millete hizmetkar olmak varken birilerinin ellerindeki makamın imkanlarını kullanarak adeta ağalık yapmaları doğrusu anlaşılır şey değil.   Bir okuyucumuzun başından geçen bir hadiseyle konumuza devam edelim. Okuyucumuz çocuğuna, evlerine yakın Anadolu Lisesi düzeyinde bir eğitim kurumundan destekleme kursu aldırmak ister. Bilindiği gibi özel dershanelerin kapatılmasından sonra öğrencilerin derslerine takviye olsun diye Milli Eğitim Bakanlığı okullarda destekleme kursları açılmasına karar verdi. İlgili yönetmeliğe göre isteyen öğrenci kendi okulunda veya evine yakın her hangi bir okulda bu kurslardan yararlanabilecek.   Bu imkandan dolayı öğrenci internetten müracaatını yapar ve hafta sonu kursa gider. Ancak öğrencinin hafta sonu kursuna kabul edilemeyeceği okulun idarecisi tarafından beyan edilir. Şimdi buradan sormak lazım. Devlet eğitim düzeyini yükseltmek, gelecek kuşakların daha iyi bir eğitim almasını sağlamak için çırpınırken, bu okulun idarecisinin keyfi uygulamasını nereye koyacağız. Bu ağalık değil de nedir. Tam da burada aslında milli eğitim müdürlüğü uyuyor mu demek lazım ama yine de biz serin gelip bir kişinin yaptığı hatayı genellemeyerek haksızlık yapmayalım. Fakat şunu da il milli eğitim müdürlüğünden beklediğimizi ifade edelim. Yetkililer lütfen okulları yeterince denetlesinler. Zaman zaman haber vermeden okullara ziyaretler gerçekleştirsinler. Okullardaki öğrencileri, hatta çevredeki velileri dinlesinler. Eğitimdeki aksaklıkların azaldığı görülecektir.   Bir başka konu ilimize yapılacak yatırımla ilgili. Yapılacak bir yatırımın önündeki bürokratik engelleri, kişisel kıskançlıkları dinlediğimde aktaran kişiye “of yeter artık daha fazlasını dinleyemeyeceğim.” dediğimi hatırlıyorum. Büyük bir şirket ilimizde ciddi bir yatırım yapmaya karar verir. Önce arsa bulma, sonra yatırımın alt yapısını oluşturma süreci başlar. Bu arada diğer bürokratik işlemler başlar. Ancak bazı kurumlarda o konuyla sadece bir kişi ilgilenmektedir. O da eğer bayram izni veya rapor almışsa yatırım yapacak firmanın vay haline. Artık ne zaman gelirse iş o zaman yürüyecektir. Sadece bir belge için ilgili ilgisiz en az on iki, on üç kurumdan yazı gelmesi gerektiğini söyleyelim de gerisini siz anlayın.     Basit bir belge alınacak kuruma günlerce gidilip gelindiğine hepimiz şahit olmuşuzdur. Bir kurum yetkilisiyle üstelik kurum yetkilisinden randevu talep ederek görüşmek için kaz kez gidip gelindiğini bizler biliriz. Günlerce görüşme talebine cevap vermeyen rektörler, daire başkanları, genel sekreterler vs. Devleti yönetenler işler yürüsün, vatandaş mağdur edilmesin, yatırım yapılsın diye çırpınırken birilerin ağalık hevesinden kaynaklı engeller çıkarması doğrusu anlaşılır bir şey değil.   Önerimiz ağalık taslayan makam sahiplerine ağa değil hizmetkar olduklarını bir vesileyle hatırlatmak olacaktır.    

Yazarın Diğer Yazıları