Cemil TURGUT

AK PARTİ KAZANMAK İSTEMİYOR GİBİ

Cemil TURGUT

            31 Mart yerel seçimleri için süreç tüm hızıyla devam ediyor. Seçime girecek siyasi partiler adaylarını büyük oranda belirlediler. Seçim propagandaları da neredeyse kıran kırana yürütülüyor. Seçime giren bütün partiler tabi ki seçimi kazanmak istiyor. Ancak son düzlüğe girilen şu sıralar gerek bakanların gerekse Ak Parti yetkililerinin yaptığı açıklamalar ve yapılan uygulamalar sanki Ak Parti’nin bu seçimi kazanmak istemediğine dair bir izlenim oluşturuyor.

            Seçimlere kısa bir süre kala Milli Eğitim Bakanının Temel Liseler ile Özel Öğretim kurslarının kapatılacağına ilişkin açıklamaları kafaları karıştırmaya yetti de artı. Yaklaşık sekiz milyon öğrenciyi ilgilendiren bu açıklama kanaatimce oy oranını da etkileyecektir. Zira hem oy verme çağına gelen öğrenciler hem de öğrenci velilerinin özellikle kursların kapatılmasına en azından şimdilik karşı olduklarını gözlemliyoruz. Milli Eğitim Bakanının bu kursların alternatifi olarak Halk Eğim merkezlerini ve okullardaki hafta sonu kurslarını önermesi doğrusu gerçekçilikten oldukça uzaktır. Geçmişte de okul kursları önerilmişti. Gelinen nokta ne? Okullardaki kurslara ilgi neredeyse sıfıra yakın. Hele hele Halk Eğitim merkezlerinde bu kursların yürütülmesi hiç ilgi görmeyecektir diye düşünüyoruz. Hem öğrencilerimizin hem de velilerimizin para almayan kurslara sıcak bakacaklarını sanmıyoruz. Kursların kaldırılmasına toplumun tüm kesimlerinin özellikle de cebinden yüklü miktarda para çıkan velilerin karşı olacağı bir gerçektir. Ancak kursların yerine daha ciddi bir takım alternatifler konulmadıkça bir takım yapay çözümlerle eğitime katkı sağlanacağını düşünmüyoruz. Hal böyleyken Bakanlığın belki seçimden sonra gündeme getirmesi daha mantıklı olacak bir durumu seçimden önce gündeme getirmesini nasıl yorumlayacağız.

            Seçimi Ak Parti’nin aleyhine etkileyecek bir başka konu da Ak Partili milletvekili ve parti üyelerinin yaptığı açıklamalardır. Bir eski bakan ve milletvekilinin “31 Martta Ak Partiye vereceğiniz oy kıyamet günü sizin berat belgeniz olacaktır” meyanında yaptığı açıklamayla Ak Partiye oy vermeyi inanç dairesine çekti. Bazı belediye başkan adaylarının ve vekillerin “bizim arkamızda ağamız var, dolayısıyla hükümet desteğinden biz daha çok yararlanırız “demelerini de örnek gösterebiliriz.

            Ak Parti yetkililerinin zaman zaman Ak Partiye ya da Cumhur İttifakına oy vermeyenleri bir bakıma hainlikle itham etmesi de başka partiye oy verecekleri ciddi ciddi üzmektedir.  Bu bakış açısı da insanları ayrıştırmayı ve ötekileştirmeyi derinleştirecektir.

            Öte yandan çarşı ve pazardaki sebze meyve fiyatları aldı başını gidiyor. İnsanların temel gıda maddesi olarak tükettikleri soğan, patates ve yeşillik denilen sebzelerin fiyatları uçtukça uçtu. Bakliyat ürünlerinde de durum pek farklı değil. Pirinç, bulgur, mercimek, kuru fasulye, nohut gibi bakliyat ürünlerinin fiyatlarının çok yüksek olduğunu ifade edebiliriz.  Yani özellikle dar gelirli vatandaşların cebi yanıyor. İşte fırsatçılar var, aracılar var gibi söylemler vatandaşı etkilemiyor. Tamam, fırsatçılar var da fırsatçılara fırsat vermeyecek de hükümet yetkilileridir. Doğal olarak vatandaş problemleri hükümet yetkililerinin çözmesini bekliyor. Mevsim ve hava şartlarının piyasaya negatif etki yaptığını söylemek mümkün ancak esas mesele denetimlerin yeterli olmamasıdır. Çarşıda, pazarda, markette oda başkanlarına, belediye ya da maliye ekiplerine rastlayan var mı?Elektrik ve doğalgaza yapılan gizli zamlarla vatandaşa yansıyan yüksek faturalar da cabası. Bu konuda vatandaş doğal gaz ve elektrik şirketlerinin bildiklerini okuduklarını bağırarak dile getiriyor ama hükümet kanadından dinleyen yok.

            İşsizliğin giderek artması, gençlerin iş bulamaması da Ak Parti açısından bir başka handikap. Üniversite mezunu binlerce gencimiz işsiz ve birçoğu da hükümetin verdiği gazla evlenip çoluk çocuğa karışıyor. İş için büyük ümitlerle KPSS, ALES, YDS gibi merkezi imtihanlara giren birçok genç mülakat adı verilen bir saçmalıkla elemeye tabi tutuluyorlar. Merkezi imtihandan yüksek not alıp bir yere müracaat edenler, kendilerinden daha düşük not alanların; ya siyasilerin tavassutuyla ya da ideolojik yakınlıktan dolayı kendi yerlerine başkalarının tercih edildiklerine şahit oluyorlar. Bazı kurumlarda ve üniversitelerde bu çok açık yapılıyor.

            Sağlıkta da durum içler acısı. Hastanelerin özellikle üniversite hastanelerinin çoğu sağlık ocağına dönmüş durumda. Eskiden olduğu gibi sabah namazından hemen sonra sıra için hastanede sıra kuyruklarına yetişmeye çalışan insanların koşuşturduğu bir dönemi yaşıyoruz. İlaç stokluğu yapıldığına dair iddialar da yabana atılacak iddialar değil.

            Bütün bunlar elbette bu iktidarın çözmesi gereken problemler. Peki bu problemlerin çözülmesine yönelik Ak Parti iktidarı gerekli ve yeterli adımları atmıyorsa ne düşüneceğiz sanki Ak Parti yerel seçimleri kazanmak istemiyor diye düşüneceğiz. Ayrıca gerek belediye başkan adaylarının ya da vekillerin maksadını aşan cümleler kurması da başka amaçlarının olduğunu aklımıza getiriyor. 

 

Yazarın Diğer Yazıları