Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

YIL/BAŞI…

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

31 Aralık gecesi…

TV’lerde, özel programlar…

Her biri, ‘eğlence’ ağırlıklı…

Malum, ölçüleri kaçırırız!

Maalesef, ‘tefekkürsüz’ geceler!             

Cemal Safi bir şiirinde;

“Ne bir demet karanfil, ne bir damla gözyaşı

Bir hal hatır sormayı dener diye bekledim”

Bekleyişler öksüz,

Nağmeler gönülsüz,

Sevgiler rağbetsiz,

Çığlıklar sessiz,

Yılbaşı geceleri; Islıklar içinde,

Işığımı alıp gideyim gibi…

Günahlarım sizlere kalsın!             

Gazete yapraklarını çeviriyorum;

“Yeni” bir yılın bekleyişinde…

Bin bir gece masalını andıran,

Sorular hücum ediyor üzerinize…

“Nerelerdeyiz,

Nerelere doğru gidiyoruz…”

Olaylar, notasız ve rotasız akıyor!

Her biri çarpıyor, ‘akıl rampalarına…’

Uğurlar olsun dediğiniz,

Bazen yaşlı gözyaşları…

Bazen sevinç çığlıkları…

Garibim dünya; “dört mevsim gibi”

Rengârenk sayfalar, sayhalar uzanır…             

Sezai Karakoç ne diyor;

“Sen bana yeni yılsın her dakika

Her dakika bir yaşıma daha giriyorum

Sen benim üstüme titrediğim güzel ve yeni

Saatim kadar saadetimin gözbebeği zamansın”

Dün, elimizden bir sabun köpüğü gibi kaydı…

Sadece hatırası kaldı, dünün bizim üzerimizde!

‘Zaman’ üzerinde titrediğimiz,

‘Aman’ dediğimiz, mücerret bir kavram…

İçinde mi, dışında mıyız zamanın bilinmez!

Sadece bir kurgusu var, ‘hesabını vereceğimiz’ zamanın!

İster, ‘güneş yılı’ ister, ‘ay yılı’ olsun;

Ürkütür beni her geçen yıl…             

Hasan Öz bir şiirinde;

“Nedendir niçindir sevinir insan

Sanki biten o gün ömür değildir

Coşar yılbaşıyla her kesim insan

Sanırsın geçen yıl zayi değildir”

Ben nelere yanarım,

‘İsraf ettiğim’ günlere, haftalara ve aylara…

Aşksız ve rağbetsiz geçen zamana…

Yıl/Başı geceleri,

Kaynar bütün Türkiye…

Sadece, Türkiye’mi;

‘Yer yuvarlağı…’

Bütün sessizliğini bozar;

‘Gecenin tam ortasında…’

Bir siren sesi midir nedir?

Gök aydınlığında, çığlıklar yükselir…

Islanmamış göz kapaklarının,

Olanca ‘feryadı yükselir’ sanki!

Öksüzlüğünü anlar da, görmez ürperişin!             

2020 yılına, ‘merhaba’ diyoruz!

‘Yılbaşı tebrikleri’ eskilerde kaldı…

Asıl, haberleşme ‘çağlar’ atladı…

Duygularınızı karşı tarafa nasıl iletirsiniz bilemem…

“Elektronik Posta” zehir zemberek bir şey!

Karşı tarafa anında ulaşıyorsunuz!

Belki biraz sevdasız, biraz ruhsuz, biraz da özensiz;

Kalemden ve sözün sıcaklığından biraz uzak;

Uzak diyarlara, ‘yeni yılınız kutlu olsun’

Zincirleme binlerce mesaj…

 ‘yeni yılın’ ilk gününden itibaren,

Resmi tatillerinde, ‘ilkindeyiz…’

Takvim yapraklarını artık birer birer çevireceğiz!

İnşallah, 2020 yılının ‘365’ günü,

Bu milletin, ‘dolunayı’ olur!

Her güne, ‘sağlık, huzur ve güvenle’ uyanırız…

Bilhassa, ‘bölgemizde’

‘Barış’a, merhaba deriz!

‘Kardeşliğe’ merhaba deriz!

‘Öfkelerimizi’ ayaklarımızın altına alır,

“Büyük Türkiye” sevdasıyla uyanırız…

Niyetler, ameller ve istikamet…

Her birinin, ‘çarpanında’ neler vardır?

Doğruluk, dürüstlük, adalet, eşitlik…

İki nefes arasına, ‘sabır yolculuğu’

O yolculuğun her anını, ‘şükürle andık’ diyebilmeliyiz!

Her birimizin, üstlendiği roller var…

Rolümüzü, en iyi şekilde oynamak kuralı!

‘İyi İnsan’ olmaktan geçiyor…

 “Yıl/Başı”

Yılın ilk yazısı ile sizlere tekrar merhaba diyeceğiz…

Soru yumakları,

“Bir yılın muhasebesini…” yaptık mı?

İnancımız, “iki günü eşit olan zarardadır!”

Acaba, 365 gün içerisinde; ‘geleceğe kaç adım attık!”

Mevlana ne diyorlar;

“Her gün bir yerden göçmek ne iyi,

Her gün bir yere konmak ne güzel

Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş,

Dünle beraber gitti cancağızım

Ne kadar söz varsa düne ait

Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”

2020 Yılında, ‘Yeni Şeyler’ söylemeliyiz!

2020 Yılına, ‘Yeni Ufuklar’ çizmeliyiz!

En azından, ‘düğümleri…’ çözmeliyiz!

Kalbi dualarla, ihlasla, ‘Yeni Sayfalar…’ açmalıyız!

YENİ YILIN HAYIRLARA VESİLE OLMASINI DİLERİM

SELAM, MUHABBET VE DUA İLE…

 

 

 

 

           

 

 

           

 

 

Yazarın Diğer Yazıları