Kars’tan Edirne’ye sevgi durağım
‘Gönül Coğrafyamız’ deriz adına
Her taşın, toprağın şehit adağım
Bir koca yıldızsın, bayrak adına…
Seksen bir ilime, şehir gözüyle
Bakarım tarihin veciz sözüyle
“Bayrakları bayrak yapan hazzıyla!”
Yerlere düşmeyen kutsal adına…
Muş’u Elazığ’dan,
Van’ı Kahramanmaraş’tan,
Urfa’yı İstanbul’dan,
Samsun’u İzmir’den,
Adıyaman’ı Ankara’dan,
Dağını, taşını, toprağını birbirinden ayırabilir misiniz?
Vatan Coğrafyasın neye benzer biliyor musunuz?
Aklıyla, fikriyle, zikriyle, vicdanıyla, iradesiyle birlikte;
Organlarıyla, dokularıyla, hücreleriyle, sinirleriyle birlikte;
İnsan vücuduna o kadar benzer ki…
Ülkemin bir başından öte başına kadar;
Kuzeyinden Güneyine, Doğusundan Batısına;
Gönül gözüyle görmenizi,
Sevda dolu yüreklerle; taşına, toprağına dokunmanızı isterim…
‘Sevmek veya sevdalanmak…’ o kadar ulvi bir kavram ki
Erdemli insan, ‘sevdiğinin üzerine toz bile kondurmaz…’
Türkülerimizi dinler misiniz?
Gönülden bir çağrımdır, ‘dinlemenizi…’ arzu ederim!
Bizim türkülerimizde, ‘vatan ve aşk içiçedir…’
İnsanı, ‘vatansız olarak’ düşünemezsiniz…
Vatan bizlerden neler bekliyor?
Sadece, ‘sınırlarda nöbet tutmayı mı’?
Mezar taşına kadar, ‘Sıla-ı Rahim…’ yapmayı
Coğrafyayı, ‘imar ve ihya etmemizi…’ istiyor
Ekilmeyen, biçilmeyen, işlenmeyen toprak;
Bilir misiniz, ‘Hak katında…’ sizlerden davacı olur!
İnancımız bizlere, ‘Oku’ ve ‘Çalış’ diyor!
Kendine, ‘yücelikleri seç…’ diyor!
Hiçbir zaman da, ‘alçalma…’ diyor!
Yaşadığınız Coğrafya da, ‘seferberlik ilan edeceksiniz’
Bir defa, ‘kalkınmaya ahd ettiniz mi’ ?
Ecdat, “Niyet hayır, akıbet hayır!” diyor
Geliniz, “birbirimizle hayırda yarışalım!”
İnancımız, “insanın başıboş yaratılmadığını!” belirtiyor
İnancımız, Miskinliği, ataleti, tembelliği, karamsarlığı, gayesizliği,
Ufuksuzluğu, iradesizliği yasaklıyor…
İnancımız, “İki günü eşit olan kimse zarardadır!” buyuruyor
Geleceğe, ‘güçlü adımlar atacağız’
Buna günümüzde, “strateji ve hedefler!” deniyor
İçerisinde yaşadığımız şehrin, ‘hedefleri, stratejileri nelerdir’
Lütfen bunları sıklıkla, ‘paylaşınız’
İstişare Kültürünü, dolayısıyla; “ortak aklı…” geliştiriniz!
Eksiğimiz, ‘kendimizi ifade edemeyişimiz’
Bir araştırma dergisi, ‘94 Başlık Altında’ verileri biraraya getiriyor
Bu verilerle, “Yaşanabilir Şehirleri…” belirliyor
Şehirleri; “yaşanabilirlik, yenilikçilik, hizmetlere erişilebilirlik,
Üretim potansiyeli, ticaret becerisi” verilerine göre sıralıyor.
Bu sıralamada İstanbul İlimiz, “68,9 genel Endeks Puanıyla” ilk sırada
İstanbul İlimizi Ankara (66,13), İzmir (62,39) puanla ilk üçü paylaşıyorlar.
Elazığ İlimiz, büyük bir performans gösteriyor…
Doğu ve Güneydoğu İlleri arasında, ‘en yüksek puana; 50,53 puana ulaşıyor’
Muş İlimiz, Genel Endeks Puanıyla, 29,71 le 81.sırada yer alıyor…
İstanbul ile arasında, uçurum diyebileceğimiz bir fark gözlemleniyor!
Burada Doğu İllerimize baktığımızda;
Şırnak (30,45), Hakkâri (30,94), Siirt (31,57), Bitlis (31,85), Ağrı (32,44),
Iğdır (33,86), Ardahan (33,96), Van (35,51), Batman (35,55), Bingöl (36,46),
Mardin (37,23), Diyarbakır (37,23), Kars (38,24), Tunceli (40,57),
Şanlıurfa (41,09), Erzincan (42,71), Erzurum (44,05), Malatya (47,36)
Bu tablo önünde, ‘idare edenler, siyasiler, aydınlar, sivil irade…’
Şehrin ‘Aksaçlıları ile birlikte’ biraraya gelecekler…
O şehirde yaşayan insanların, “7’sinden 70’ine kadar’
Sorumlulukları bilecekler ve de paylaşacaklar!
Gözle görülebilir, ‘uygulanabilir projeler’ geliştirecekler!
Ekonomi, Kalkınma, Kültür, Spor, Eğitim Kurultayları…
“Toplu vurdukça yürekler…”
Sektörler, Üniversitenin öncülüğünde ‘Scot Analizleri’ yapabilmeli
“Güçlü Yönlerini, Zayıf Yönlerini” okuyabilmeli
“Fırsatları ve Tehditleri” yorumlayabilmelidir…
Muş’tan Elazığ’a,
Van’dan Kahramanmaraş’a,
Urfa’dan İstanbul’a,
Samsun’dan İzmir’e,
Adıyaman’dan Ankara’ya,
“Haydi, Türkiye, kalkınmaya azmet!” diyoruz