Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

YAŞADIĞIMIZ ŞEHİR İÇİN

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Bir aydın,  eğitimci, gazeteci-yazar olarak,

İçerisinde yaşadığımız şehir için sorumluluklarımız var.

Bunları dillendirmeye sizlerle bu köşemizde paylaşmaya çalışıyoruz.

Bizim ecdattan miras olarak aldığımız en önemli miras hangisidir?

“Sohbet Kültürüdür…”

Ahmet Yesevi ’de o Kültür, “Hikmet Meclisleri…” olarak anılır

Hikmet pınarları, tarihimizde, ‘nehir yatağına…’ dönüşecektir.

Dün o meclislerin isimleri;

“Tekkeler, Zaviyeler, Dergâhlar, Ocaklar…” olarak anılırdı

Taptuk Emreler, Yunuslar, Hacı Bektaşi Veliler, Ahi Evranlar,

Şeyh Edebaliler, Emir Sultanlar, Hacı Bayram Veliler…

Anadolu’nun her şehrinde, “fütüvvet ereni…” görebilirsiniz!

Onları hala içimizde, ‘hidayet rehberleri…’ olarak anarız

O kültür şehirlerimizde, ‘irfan ocaklarına…’ dönüşmüştür!

Günümüzde isimlerine, ‘Edebi Mahfiller…’ vermekteyiz!

Selam, Ses, Söz, Sohbet Muhabbet; bu milletin örfünde, geleneğinde…

O sohbet meclislerinde, ‘bilgeler, ak saçlılar dinlenir’

Sözleri bir bakıma yudum yudum içilir…

O sözlerden feyiz alınır, ilham alınır, dersler alınır…

Günümüzde sıklıkla, ‘ortak akıldan…’ bahsederiz

Günümüzde sıklıkla, ‘paydaşlardan…’ söz ederiz

İnancımız bizlere, ‘istişareyi…’ emrediyor

İstişare de; ‘danışma’ vardır, ‘dayanışma’ vardır.

“Birlikte rahmet, ayrılıkta azap doğar!”

Bizlerin en büyük hastalıkları nelerdir?

“Kıskançlık, Haset, Öfke, Kin, Nefret…”

Bunların her biri, ‘negatif yüklü…’ bir enerjidir

Sürekli, ‘bardağın boş tarafını görmek/ göstermek’

Eleştiri Kültüründen ziyade, ‘istememezlik…’

Veya halk dilinde, ‘çekememezlik…’

Bizler, asıl olan ‘sorgulama kültürünü’ geliştirmeliyiz!

Bu kültür insanımızı, ‘yanlışlardan’ arındıracaktır!

Bu kültür, ‘hatalardan dönüşü’ sağlayacaktır.

Bir dörtlüğümüzde şöyle diyoruz;

“Ben olmasın,

Al yanakta ben olmasın

Sen var iken, biz var iken;

Her sözün başı, ben olmasın”

Bir başka dörtlüğümüzde de şöyle diyoruz;

Tuzak Olur,

Toprak haki, tuz-ak olur

İlim, Hikmet göç etti mi;?

Dağda şaki, yolda tuzak olur

Nefis,  cana tuzak olur”

Hadis, “Nefsimin şerrinden sana sığınırım”

Şehir Kavramı, ‘Uygarlık’ kavramının da karşılıdır.

Tebessüm eden bir şehir ne demektir?

İçerisinde yaşayan insanlarının,

“Huzura, Güvene, Emniyete, İstikrara…” erişidir

O şehir insanlarının, “birbirleriyle kaynaşmasıdır!”

Ali İmran Suresi 104. Ayeti birlikte okuyalım; birlikte tefekkür edelim;

“İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden,

Bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.”

Şehrimizde, sayıları ‘yüzleri aşan Sivil Toplum Örgüleri’ bulunuyor.

Öncelikle onlara sesleniyorum;

Bizim Medeniyetimizin Adı, “Vakıf Medeniyetidir!”

Ecdat, “Hayrı, hasenatı, iyilikleri müesseseleştirmiştir!”

Hizmeti, ‘fedakârlıklar üzerine…’ inşa etmişler.

Asla, ‘maddi bir karşılık…’

Veya ‘ticari bir hesap…’ dünyalık beklememişler!

Bu saye de, ‘hizmetler toplumun her kesimine nüfuz etmiş…’

Toprağın derinliklerine kadar kök salmıştır…

Sıklıkla bir ifade kullanırız; “sahipsiz şehir!”

Bu ifade, ‘her birimize…’ Kendi aczimize, çaresizliğimizedir…

İnancımız bizlere, ‘ümitsizliğe kapılmayınız…’ diyor.

İnancımız bizlere, ‘bağlarınızı güçlendiriniz’ diyor.

Biz buna, ‘dayanışma kültürü…’ diyoruz.

Birlikte, ‘karar verme…’ irade kullanma kültürü…

Bakınız, “kâğıt üzerinde…” sanal projelerle değil?

Uygulanabilir, ‘hayata geçirilebilir’ projelerle!

Tarihi roller üstlenebiliriz!

Hedef ve Stratejileri birlikte belirleyebiliriz!

Pozitif Enerjiye, Katkılara o kadar çok ihtiyacımız var ki…

Geliniz, ‘tarihi birlikte yazalım’

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları