Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

TÜRK ASKERİNİN OLDUĞU YERDE HUZUR VAR!

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Küresel İşgalci, Sömürgeci Güçler, ‘gittiği yerlerde kan döktü…’

Gözyaşı döktü… Nifak tohumlarını ekti… Sürekli fitneyi uyandırdılar…

27 Şubat 2020 tarihinde TSK başlattığı bir harekât vardı;

İsmi ile müsemma, ‘dirilişi-uyanışı soluklandırıyordu’ insanımıza

İnşallah, Mehmetçiğin “Bahar Kalkanı Harekâtıyla…”

15 Mart 2011 tarihinden itibaren devam eden;

Suriye İç Savaşına da bir nihayet verilir…

O harekete sinsi bir tuzak kuruldu;

“34 Mehmetçiğimizin şehadet şerbetini içtiği…” çetin bir tuzak!

Kendi insanıyla bütünleşen Mehmetçik, ‘tuzağı bozacaktı…’

Eset Güçleri, Rejim Güçleri, ‘yerle bir edilecekti…’

İdlib ’de,  ‘küresel güçlere inat’ bir tarih, bir destan yazılıyordu…

Bu tamamen, Allah’ın bu millete yardımı, inayetiydi…

5 Mart 2020 tarihinde, Türkiye-Rusya arasındaki görüşmeler;

“Ateşkesle nihayetlenecekti…”

 

Küresel Dünyaya, Şer ittifaklara, onunla ittifak halindeki,

Suriye Eset Rejimine hatırlatmalıyız;

Gazi Atatürk, Suriye Cephesinden dönüşünde Haydarpaşa İstasyonunda;

Kullandığı bir ifade olacaktı; “Geldikleri gibi gidecekler…”

19 Mayıs 1919’dan, 27 Aralık 1919’a…

Samsun’dan Ankara’ya  ‘tarihi serüven’

O tarihi serüven, Milletin kendi istiklaline, istikbaline yürüyüşü…

Mondros’tan (30 Ekim 1918) Mudanya Mütarekesine (11 Ekim 1922)

Bu tarihler, bir milletin; ‘Milli Mücadele Tarihidir’

Mehmetçiğimiz, “İdlib ‘de insanlığa ders veriyor!”

İnsan olmanın haysiyetini ayakta tutma dersi…

Tarihi yağmalayanlar, kendi insanına bomba yağdıranlar,

Kendi vatanlarında; milyonlarca insanı mülteci durumuna düşürenler,

Özürleri kabahatlerinden büyük, ‘insanlığı öldürenler’

 

Bir daha sormak istiyorum;

20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtını hatırlayınız!

Kıbrıs, bütün şartlara rağmen 46 yıldır; “huzuru solukluyor!”

Suriye’de, ‘9.uncu yılını dolduran büyük yangın…’

Bu yangının adı, “Küresel Yangın…”

Türkiye’nin, ‘tarihi iradesi…’ Küresel Yangını söndürmek!

Huzuru, Güveni, Emniyeti Birlikte İnşa Etmek…

Ya Allah… Bismillah… Allahü Ekber…

 

Suriye için neler düşünebilir siniz?

Sıcak denizlere inişte,  kritik-stratejik bir ülke!

Türkiye’nin güvenliği açısından da bir o kadar öneme haiz!

Suriye’nin Akdeniz’e kıyı uzunluğu 193 km’dir…

Suriye’yi, “Doğu Akdeniz Ülkesi” olarak tanımlarız

Suriye’nin doğusunda Irak, güneyinde Ürdün,

Güneybatısında Lübnan ve İsrail yer alıyor!

Bu sınırlar belli ipuçlarını da vermektedir.

Suriye, “Kuzey Afrika ve Arap Yarım Adası’nın

 Anadolu ve Avrupa’ya açılan stratejik kapısı…

Suriye,  “Irak ve Suudi Arabistan petrollerini Akdeniz üzerinden

Dünya piyasalarına sürümünde önemli ihraç kapısı…

Küresel aktörler tarih boyunca Suriye’nin stratejik özellikte ki,

“geçiş yollarına…” gözlerini dikmişler!

Nasıl ki, Kıbrıs Akdeniz’de ‘hâkimiyeti…’ sembolize ediyorsa;

Suriye’de, Ortadoğu üzerinde, ‘hâkimiyeti…’ sembolize eder.

Anadolu’da,  ‘huzurun ve güvenin teminatında…’

Suriye’nin ‘güvenilir olması…’ esas temel faktördür!

15 Mart 2011 tarihinde başlayan ve de acıyla söylemek gerekirse;

Suriye’nin; “tarihini, kültürünü, demografik yapısını…” yerle bir eden,

Küresel terörün aktörleri ve oynadıkları roller günümüzde daha da alenileşti!

Mültecilere karşı, ‘batı dünyasının keyfi durumunu’ bir daha gözlemleyiniz!

Batı Dünyasında, ‘insan hakları…’ sadece kendileri için deklare edilmiş…

Kendisinden olmayanlara, ‘müstemleke’ yani ‘köle gözüyle’ bakıyor!

Ortadoğu insanı ne zaman uyanacak…

Bir asır önce, Ziya Gökalp nasıl seslenecektir;

“Bu yurdun haznesi onun elinde;

Fakat anahtarı senin belinde,

Kalmış aç ve garip kendi ilinde;

Vur, eski kölesi utandır onu!

Bırakma uyusun, uyandır onu!”

 

 

Türkiye’nin 24 Ağustos 2016 tarihinde başlayan,

“Fırat Kalkanı Harekâtı…” 216 gün sürdü…

 “Afrin Zeytin Dalı Harekâtı…” 20 Ocak 2018 tarihinde başladı.

18 Mart tarihinde Afrin Bölgesi terör örgütlerinden tamamen temizlendi…

“Barış Pınarı Harekâtı…” 9 Ekim 2019’da başladı…

25 Kasım 2019 tarihine kadar devam edecektir…

Küresel Güçlerin, “Bölücü Operasyonu…” yerle bir edilmiş oldu!

Yüreğimden gelen bir sesle ifade etmek istiyorum;

“Sabır, mazlumun sessiz direnişi…

Gönüller, sükût eder çığlığına…”

 

Suriye, “bin yıl tarihimin fütüvvet dili…”

Suriye için neler söyleyebiliriz?

Coğrafya’nın “sur içinde” kalesi

Halep, gönüllerin “beyaz lalesi”

Ata’m, Gazi Süleyman Şah Otağı

Menbiç, Gazi Belek’in “gül hamlesi”

Gül Bahçesi’nde “anılır” cümlesi…”

Suriye için 2011’lerden bugünlere; ‘yüreklerimiz yandı!’

Kaslarımız gerildikçe gerildi!

Türk’ün öz yurdu, “Harput’un karındaşı Halep…”

Halep’te,  ‘tarihim, kültürüm, ifadem yağmalandı’

İdlib ‘de ne işimiz var diyenlere sözümüz olacak;

 “Tarihin sükût ettiği yerdeyiz

Sözün devranın döndüğü yerdeyiz

Perdenin her dem kalktığı yerdeyiz

Acılı elemli pusulardasın…” Bu coğrafya da, artık;

 “Huzur” ismiyle çağrılmak isterdim!

“Gönül” kervanına katılmak isterdim!

Coğrafya’m, ‘vatanlaşsın’ bütün derdim;

Bin asrı,  ‘halde yaşamak’ isterdim!

İnşallah, o dileğimiz Hak katında makbul olur

Bin asrı nasıl ifade edebiliriz?

ŞU SİPERLER; RÜTBESİZ DEĞİL!

“Toprağın örtüsü, türbeler kadar yeşil

Ona su veren, dedemin kanları eğil..

Seninle bayrak, seninle hayat bulsun diye;

Şu siperler rütbesiz, alemsiz değil..”

İnşallah! 05 Mart 2020 tarihi ve sonrası;

Huzuru birlikte soluklayacağımız yıllar olur… (amin diyelim)

Yazarın Diğer Yazıları