İçerisinde yaşadığımız zaman dilimi…
Doğu Türkistan’da, Irak’ta, Suriye’de,
Kıbrıs’ta, Filistin’de, Yukarı Karabağ’da…
Balkanlarda, Bosna-Hersek’te, Kosova’da…
Dahası var, ‘bizatihi yaşadıklarımız’
Bizlere neleri anlatıyor Ne kadar düşünebildik?
20 Temmuz 1974 Tarihi, “Kıbrıs Barış Harekâtı…”
Yüzde yüz haklı olduğumuz bir harekâtta;
“Dünya üzerimize çullandı…”
Tehdit dolu senaryolar, ‘siyasi, iktisadi ambargolar’
Doğusundan Batısına kadar,
Hangi komşu ülke, ‘yanımızda yer aldı?’
1974’lerden sonra bu ülkede, ‘terör tırmandı’
Terörle mücadelede de, ‘bu ülke yalnızdır’
“Hak, Hukuk, Adalet, İnsan Hakları,
İnsana, Millete Saygı…” kimin umurunda!
Sömürgeci, İstilacı Şer İttifakı, ‘terörü insafsızca kullandı’
Her zaman için, ‘kendi göbeğini kendisi kesecektir’
Dışımızda ki dünyayı, ‘yalan rüzgârı’ olarak da tanımlarız!
Bir ara, ‘komşularla bütün sorunları çözelim’
Komşularıyla problemlerini çözmüş bir Ülke…
Niyet o kadar ‘güzel ki…’
Bu milletin, ‘güzelim niyeti’ karşılığını buldu mu?
Bu sorunun cevabını sağlıklı bir şekilde alabilmek için,
“2020 yılının fotoğrafına şöyle bir bakalım…”
Problemsiz komşumuz var mı?
Kuzey Komşumuz, ‘sıcak denizlere inme emelinde…
İşte Ermenistan, Suriye, Irak, Yunanistan…
Ya Mısır’a, BAE’lerine, Suudi Arabistan’a ne demeli?
Nerede, ‘Müslüman Kimliği?’
Dilinizden koskoca, ‘yazık…’ sözcüğü çıkacak!
Utanmazlar, Arlanmazlar, Sıkılmazlar diyeceksiniz!
Tarihin bizlere verdiği o kadar ibret dolu dersler var ki?
O dersler bizlere, ‘güçlü olacaksınız’ diyor!
Her halükarda acımasız olarak bildiğimiz, ‘bu coğrafya da…’
Kimseler bizlere ‘kül yutturmasın’
Yeri geldiğinde Kuzey Komşumuzda, ‘tehditler’ savurur!
Yeri geldiğinde, ABD-B’de; ‘aynı akıl almaz rotada…’
1700’lü yıllardan itibaren, ‘yakın tarihimizi dikkatle okuyalım’
Sadece okumakla da kalmayalım, ‘notlar çıkaralım’
Akif, “Tarih okudum, Âlemi elbet bilirim!” diyorlar.
Burada, ‘bilmek’ sözcüğünün altında ne yatıyor;
“İkiyüzlü/ çok yüzlü, kahpe niyetleri elbette bilirim!”
Bu milletin, ‘lanetinin üzerinde olduğu’ TERÖR BELASI!
O belanın arkasında, ‘küresel şer ittifak…’
O ittifakın, Irak’ta, Suriye’de kurmaya çalıştığı;
Beynelmilel pusular… Artık, ‘gizli kapaklı bir şey yok’
Yüzümüze dost görünen, ‘alçaklar…’ diyelim!
Bu milletin, ‘sabrı, sadakati, iradesi, basireti, ülfeti’
Sizlerin kurmakta olduğunuz oyunları bozmaya yeter!
Bir söz vardır Anadolu’da, “kötü komşu ev sahibi yapar!”
Dost gibi görünen, ‘düşmanca ittifaklar…’
Bu milletin ‘gözünü, gönlünü, ufkunu açtı…’
Bu Cenab-ı Allah’ın bir takdiridir efendim…
Çağrımız 780 bin km’2’de, 83 milyon insanımızadır;
“Aman ha! Birlik ve Beraberliğimizi Bozmayalım!”
Bu ülkenin/ bu coğrafyanın, ‘mukaddesleri etrafında’
Birbirimize sımsıkı kenetlenelim…
Şunu bilelim, “dostumuz az, düşmanımız çoktur!”
Bizim birlik ve beraberliğimizle birlikte;
O çokluk, ‘hak ve adalet güneşi altında eriyecektir’
MEVLANA’YI OKUYALIM…
13. Asrın ‘gönüller sultanı’ Mevlana’yı okuyalım
Anadolu’yu aydınlatan, tabiri caizse;
13. Asrın bütün sıkıntılarına ve sarsıntılarına rağmen telkin edici sözlerle
‘gönüller fetheden’ kılıçtan önce bu toprakların vatan olmasında;
En büyük rolü oynayan mütefekkirler silsilesi unutulmamalı!.
(Gönüller Sultanı) Mevlana, (Anadolu’da İlk Türkçeci) Ahmet Fakih,
(Esnaf Teşkilatının Piri), Ahi Evran,
(Dostluk, Kardeşlik ve Sevgiye Açılan Kapı) Hacı Bektaş Veli,
(Güldüren Gerçek) Nasrettin Hoca,
(Türk Diline Ferman) Karamanoğlu Mehmet Bey,
(Mevlana’nın izinde) Sultan Veled,
(Doyulmaz Sevgi- buram buram aşk) Yunus Emre,
(Anadolu’ya Doğan Güneş) Emir Sultan... Ve daha nice isimler!
Mevlana sadece asrına değil, telkin edici sözleriyle asırlara seslenmiştir;
“Eğer bir kimse, başka biri hakkında iyi şeyler söylerse,
O hayır ve iyilik kendisine döner.
O gerçekte kendisini öğmüştür.
Bunun misali şöyledir;
İnsandaki kötü huylar, vücutlarındaki çıbanlara, kıllara benzer.
Kişi kendinde böyle şeyler olduğu zaman iğrenmez ve incinmez.
Hâlbuki bir başkasında, onlardan bir parçacık bile görse, tiksinir ve nefret eder.”
“-Edep sahibi olmayan kimse Allah’ın lütfundan mahrumdur.
Ahlaktan mahrum olan kişi, kendisine kötülük etmekle kalmaz,
Dünyaya da yoksulluk, bölücülük, kötülük saçmış olur.”
Dilinin söylediğine, kalbi şahadet etmeyen zavallılara seslenmek istiyorum ben asıl!.
Sevgiden bakırların altın kesildiğini, dertlerin sevgiyle derman bulduğunu,
Şahların bile sevgiye kul ve köle olduğunu bilmeyen kafalara seslenmek isterim!
“Güneş gibi adil, toprak gibi mütevazı, gece gibi kabahatları örtücü,
Su gibi temizleyici bir edep yahu!
Mevlana kimdir?
“fikirleri ve şiirleriyle, susuz gönüllere pınarlar akıtan,
İnsanlığın sulh ve sükûna, hürriyete, karşılıklı güven ve sevgiye,
Ezeli dostluk ve kardeşliğe, gerçek inanca olan özlemini dile getiren bir Türk büyüğü!”
Geçmişin ihtişamlı güzelliklerini,
Geliniz hep birlikte, edep köprüsünde taşıyalım...
