Tarih yazmak kolay mı dersiniz
Bir edep yolculuğuna çıkarsınız
Zaman tüneli dersiniz adına;
Varırsınız hikâyenin tadına…
Nice yiğitler konmuş, göç eylemiş
Süleyman tahtını alıp götürmüş…
Tarih yazmak, binler yolu kat etmek…
Nice deryalardan masallar devşirmek
Efsaneler dünyasında şiirleşmek!
Asırlara kalem, kaleme sadakat…
Biliriz ki, “yaşanmışlar emanet”
Zamanı doğru resmetmek ibadet!
Bırak hayali, hakikat dururken
Hatıralarda, ezeli solurken…
İnsan, ‘tarihte’ kendini bulurken
Doğrul, hakikate yönel, kendin ol!
Tarih yazmak, milletine dost olmak
Dostuyla kadim bir sır yolu bulmak
Tıpkı, güneşin ayın menzilinde;
Dolandığı gibi dolanırsınız,
Günler, aylar birbirini kovalar…
Doldurur kovasını birer birer
İyilikler meyvelerini verir!
İnsan, “tarihin en soylu ağacı”
O ağaçta gizlenir, “’zamanın kaydı’
Işığı besler, ‘ağacın kökleri’
Kökler emzirir, ‘asrın Alplerini’
Milletler, kahramanlarıyla yaşar…
Setleri, kahramanlarıyla aşar!
Beş bin yıllık tarihim, soylu sesim
Haktan bize emanettir nefesim
Tarihin içinde yaşamak dersim
Gizeminde, gaye-ufuk ve fikir
Tarihi tefekkür, en büyük zikir
Her kıssa, “Kur’an’dan alır ilhamı”
Kur’an, “yeryüzünde gezin dolaşın”
Dersler alınız, yaşamınıza der!
Yalan, yanlış yollar, ufku karartır!
Tarih okumayan, dünü arartır…
Tarih yazmak, “yapmak kadar zor” derler.
Zoru başarmak, “kutlu bir yol” derler
Geliniz, ‘yeni bir dönem’ açalım
İfratlardan hep birlikte kaçalım
Tarihi, ‘birlikte tekrar’ yazalım
Ey şehir, ‘tebessüm et’ geleceğe;
Hak murat eder, bütün olacağa!
Sende gayret, salih bir niyet olsun
Tarihin, hafızan, ‘bayrağın’ olsun!
Kıyama kalk, ‘doğrul’ ve de “kendin ol”
Kendinde yaşa ‘gönül yürüyüşünü”
BEYİMDİR DEMELİ
Gakgoş gakgoşa “beyimdir” demeli
Kırgınlık senin “neyindir” demeli
Sevgiden gayri yar mı var dünya da;
Dünya fani bir “oyundur” demeli
SORGU SUAL
Dünya da, bize “çobanlık” verildi
Yaralara merhem sürüp sarıldı
“Her çoban sürüsünden sorumlu”
Sorgu sual mizan bize kuruldu!
ŞÜKÜR DEDİK
Şükür dedik, nimet olur tartısı
Güneşin üstünde bir şal örtüsü
Gönül başka söyler, sevda bir başka;
Kalpte aşk, akılda vuslat şarkısı
Dil, sükût etti!
Kalbin çığlığına kandı
Ve yıkandı
Hakk’ı andı…
YALANCININ NARASI
Dinleyin yalancının narasını
Açarmış iki kardeş arasını
Yalan kılıfına sarılan dünya
Dökermiş iki de bir safrasını
DAVASI…
Coğrafyam da örtülü bir pusu var
Görün, kimin kimlerin hevesi var
Kaynar kaynarmış ta derinden Hazar
Türk’ün bitmek bilmeyen davası var