‘Kopkoyu bir cehalet…’
2015 yılının en büyük ‘yalanı…’
O malum liderlerin ağızlarından,
Tıpkı bir ‘harman makinasından savrularak…’
Nifak tohumları halinde, ‘yerküresine…’ atılıyor!
“Soykırım…” 21. asrın maymuncuğu!
Maskaralık şaha kalkmış!
Akıl, zivanadan çıkmış!
Söz, ‘edep duvarlarını…’ yıkmış!
Tarih diye insanların önüne,
“Yalan müsveddeleri…” takdim ediliyor!
Gün ortasında, ‘karanlık’ olur mu?
“Soykırım Yaftasını...” bizler artık,
“Edepsizlik provası…” olarak algılıyoruz!
İngiliz Devlet Adamı Churchill ne diyor;
“Türkiye Batı’nın emrinde ve hizmetinde olarak,
Batının tayin ettiği gücü aşmamalı…”
Bu zevat vasiyet gibi sözlerine devam ediyor;
“Türkiye’nin aşırı güçlenmemesi için her çareye başvurulmalıdır
Bu işte Batı sahnede yer almamalıdır.
Milli ve manevi değerlerden koparılarak;
Batı kültür potasında eriyen aydınlar,
Etnik ve mezhep kışkırtmaları,
İdeolojik ve iktidar kavgaları,
Aşırı güç çökertilmelidir.
Hatta iç savaş ya da komşularıyla savaşa bile gidilsin.
Yeter ki Türkiye Batı’ya hiçbir konuda rakip olmalalıdır…”
Batı sürekli, tarih boyunca kimleri kullanmıştır?
Ya Ermenileri…
Ya Rumlerı…
Ya da, Arapları ve diğerlerini!
Ve öyle ki, ‘kendi menfaatleri’ veya ‘emelleri’ doğrultusunda,
Çok güzel ve akıllıca da kullanmışlardır!
24 Nisanlar ve “soykırım aldatmacası” bunun en bariz örneğidir!
Bunların herbiri, bu millete karşı işlenilegelen;
“Tarihi suikastlerdir…”
Soykırım Nedir?
“Hedef alınan bir milleti veya o milletin bir bölümünü;
Milli, dini, kavmi vs. sebeplerden dolayı,
Veya intikam için yok etme, jenosit.”
Bu milletin 5 bin yıllık tarihinde,
Böyle bir niyet, hiçbir millete veya topluma beslenmediği,
Tarihi kaynaklarda sabittir!
Gelgelelim,
Soykırım Tarihini okuduğunuzda,
Kimlerin, hangi milletlerin kimlere karşı,
“Soykırım yaptıkları…” tarihi kaynaklarda yer alır!
Açınız, okuyunuz; İnsanlık tarihinde en büyük soykırıma;
Tarihi boyunca bu millet maruz kalmıştır!
Birleşmiş Milletler kayıtlarında yer alan, “soykırımlar”
Sadece 20. yy’daki, Etnik ve Kültürel Soykırımlar;
Birlikte okumaya çalışalım;
Jozef Stalin (SSCB, 1934-1939) 13 milyon mülteci ve 100 binlerce ölü…
Adolf Hitler (Almanya 1939-1945) 12 milyon mülteci ve kamplarda 2 milyon ölü-kayıp
Mao Tze Dong (Çin 1966-1969) 11 milyon insana kültürel asimilasyon… Kayıplar!
İspanyol ve Amerikalı Kâşifler (1492-1800) 8 milyona yakın ölü ve kayıplar
Hideki Tojo (japonya 1941-1944) 5 milyon ölü-kayıplar!
Pol Pot (Kamboçya 1975-1979) 1 milyon 700 bin Ölü!
Kıbrıs Cumhuriyeti (1912-1974) 25 bin mülteci ve 1000’i aşkın ölü
Yunanistan (Batı Trakya 1923-1990) 400 bin mülteci evlerini terk ettiler
Bulgaristan (1970-1989) 360 bin mülteci-Kültürel asimilasyon-evlerini terk etti
Norveç (1920- 1930) Tatar göçmenleri kısırlaştırma ve toplama kamplarında izole etme
Hafız Esat (Suriye 1980-2000) 25 bin ölü-kayıp
Eski Yugoslavya (1995 Bosna-Hersek) binlerce kayıp ve mülteci
İngiliz Krallığı (Avustralya, 1849-1938) 720 bin ölü-kayıp ve 100 bin mülteci
Suharto (Doğu Timor, 1976) Binlerce ölü ve kayıp
Saddam Hüseyin (İran ve Kuzey Irak 1980-1990) 600 bin ölü ve kayıp
Yahya Khan (Pakistan 1971 ve Banglades 1990) 500 bin ölü ve kayıp
Molla Ömer-Taliban (Afganistan 1986-2001) 400 bin ölü ve kayıp
Charles DeGaulle (Cezayir, 1954-1962) Bir milyon ölü ve kayıp
Leonid Brezhnev (Afganistan 1979-1982) 900 bin ölü ve kayıp
Mussolini (Etiyopya-Yugoslavya 1936) 300 bin ölü ve kayıp
Amerika (Almanya Dresten 1943-1945) 200 bin sivil ölü
Milosevic (Yugoslavya 1992-1996) 180 bin ölü ve kayıp
Suçlu, “ayağa kalk!” dendiğinde;
Batının, o modern bildiğimiz dünyanın hiç mi yüzü kızarmayacak!
Tekrar ediyorum; Asıl bu millet, “soykırıma…” uğradı/ uğratıldı!
Tamamen yok edilmek, tarih sahnesinden bütünüyle silinmek istendi!
Asıl, Çanakkale’de bunu bütün dünyaya haykırabiliyor muyuz?
Çanakkale’ye gelinceye kadar;
Kafkaslarda, Balkanlarda 200 yıl içerisinde bu milletin insan kaybı;
İrkileceksiniz, “5 milyon…”
Tarih önünde hesap soracak bir millet varsa o da,
Bu millettir!
Onun, nezaketi önünde,
Onun, asaleti önünde, “eğileceksiniz…”
Eğilmeye de mahkûmsunuz…
