Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

PEYGAMBERE İTAAT, ALLAH'A İTAAT!

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

İtaat, sözlükte; “Söz dinleme, boyun eğme, buyruğa uymak”

 “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygambere

Ve sizden olan Ülü’l emre(emir sahibi idarecilerinize) itaat edin!

O halde bir şey hakkında ihtilafa düşerseniz,

Allah’a ve Ahiret gününe iman ediyorsanız,

Artık onu Allah’a ve Peygamberine arz edin!

Bu hem hayırlı, hem de netice itibariyle daha güzeldir.” (Nisa, 59)

Buradaki itaat, ‘körü körüne’  bir itaat değildir!

İnsan Hak ve Hürriyetlerini en üst seviyelere taşıyacak bir anlayışın,

Birbirine omuz vermenin,

Birlikte saf duruşun,

Kafa ve gönül birliği yapmanın getireceği,

“Bir olmanın, iri olmanın, diri olmanın!”

Tefekküründe kendisini yoğuran,

Asıl olan da, “Hakk’a itaat” felsefesidir!

 “Kim Allah’a ve Resul’e itaat ederse,

İşte onlar; Allah’ın kendilerine ni’met verdiği peygamberler,

Sıddıklar, Şehitler ve Salih kimselerle beraberdirler.

İşte onlar, ne güzel arkadaştırlar!”(Nisa, 69)

Kalıcı dostluklar/ arkadaşlıklar kazanmanın yolu…

O yol, sadece ve sadece;

“Allah’a ve Resulüne itaatle…” kazanılıyor.

O itaatte neler vardır; bütünüyle,  ‘amentü…’

 “Kim peygambere itaat ederse, muhakkak Allah’a itaat etmiş olur.

Kim de  (ondan)  yüz çevirirse zaten sen onlara muhafız

(bekçi olarak) göndermedik” (Nisa, 80)

Yüce Kur’an bizlere, İsra Suresi 23 ayette de şöyle buyurur;

Ve Rabbin kendisinden başkasına ibadet etmemenizi

Ve ana babaya iyilik etmeyi emret ” (İsra, 23)

Şuna, buna boyun eğmeyeceğiz!

Haksızlara ve haksızlıklara, ‘itaat etmeyeceğiz!’

Sorgulayacak ve de soruşturacağız!

Güçlü insan, ‘duyarlı, sağduyu sahibi’ insandır.

En’am Suresi 164 ayette şöyle buyrulur;

“Hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez!”

Sizleri, ‘günah iklimine sürükleyenlere’ itibar etmeyiniz!

Yüce Dinimiz, ‘birbirinizle çekişmeyiniz’ buyuruyor.

Enfal Suresi 46 ayette şöyle buyrulur;

 “Allah’a ve Resulüne itaat edin;

Birbirinizle çekişmeyiz; sonra içinize korku düşer de,

(Size heybet veren) rüzgârınız (kuvvetiniz) gider, o halde sabredin!

Şüphesiz ki Allah, sabredenlerle beraberdir.”

Yüce Dinimiz bizlere, “Hakk’ı ve Sabrı…” tavsiye ediyor.

Tarih bizlere, ‘gelmiş geçmiş milletlerden haber veriyor’

En’am Suresi 159 ayette de şöyle buyrulur;

 “Muhakkak ki dinlerini parçalayıp fırka fırka olanlar yok mu?

(Sen) hiçbir hususta onlardan değilsin!

Onların işi ancak Allah’a aiddir;

Sonra (O), ne yapmakta olduklarını (tek tek) onlara haber verecektir.”

Yol birdir, Hakikat birdir, gidilecek yolda birdir.

“Birlikte rahmet, ayrılıkta azap var!”

Bizim inancımız, “Haddi aşmayın…”

 “Allah yolunda sarf edin, (kendinizi) ellerinizle tehlikeye atmayın

Ve iyilik edin Şüphe yok ki Allah iyilik edenleri sever” (Bakara, 195)

“Dünyada ve Ahirette…” dualarla/ yakarışlarla ‘iyilik istemek’

Bakara Suresi 201 ayette şöyle buyrulur,

“Onlardan bir kısmı da; “Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik,

Ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından muhafaza eyle”

İyilik, güzel ahlaktır,  marifettir,  ‘kurtuluş kimliğidir’

Bu dünya, ‘emanettir’

Asıl, ‘karar yeri…’ ahirettir.

Emaneti, bizlere verilen, ‘emanetleri koruyacağız’

Bizi Yaratana, ‘asi olmayacağız’ ihanet etmeyeceğiz

İnsan,  ‘yaratılanların en şereflisi olarak’ yaratıldığını bilecek

Cenab-ı Allah’ın, “Yeryüzünde Halifesi” olduğunu bilecek

Hakka nankörlük etmeyecek…

Bakara Suresi 209 ayeti üzerinde tefekkür edelim;

 “Ve insanlardan öylesi var ki,

Dünya hayatına dair sözü (senin) hoşuna gider.

(Sözlerinin kendi) kalbinde olana(muvafık olduğuna) da Allah’ı şahit tutar.

Hâlbuki o düşmanların en şiddetlisidir”

Müslüman kimdir, ‘basireti açıktır’

Her birimizin günlük hayatta da kullandığı bir Hadis vardır;

“Müminin ferasetinden (üstün anlayışından) sakının,

Çünkü o, Allah’ın nuruyla bakar.”

O halde sözlükte feraset nedir; “Anlayış, sezgi, seziş”

Feraset, ‘göz körlüğüne…’ manidir

Mümindeki feraset, ‘fitneden de koruyucu zırh gibidir’

Enfal Suresi 25. Ayette şöyle buyrulur;

 “Hem öyle bir fitneden sakının ki, (geldiği zaman)

İçinizden sadece zulmedenlere dokunmaz (umumi olur)

Ve bilin ki şüphesiz Allah, azabı pek şiddetli olandır”

O halde, “Allah’a ve Resulüne itaat edeceğiz”

O halde, ‘birbirimizle çekişmeyeceğiz’

 “Hakkında bilgi sahibi olmadığımız bir şeyin ardına düşmeyeceğiz

Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan mes’uldür.”

Allah korusun, ‘en büyük tehlike’ din hususunda bölünmedir.

Mü’minun Suresi 53 ayette de şöyle buyrulur;

 “Fakat (insanlar din hususunda) işlerini kendi aralarında parça parça böldüler.

Her kısım kendi yanında bulunan (din) ile memnundurlar”

Sözün Özü, ‘kendimiz olacağız’

Durulmuş berrak su misali, ‘özümüz de sözümüz de bir olacak’

 

Yazarın Diğer Yazıları