Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

ÖNCELİKLE İSTİKRAR

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

En büyük eksiğimiz nedir; ‘İSTİKRAR…’

Elazığ’dan Türkiye’ye model olacak iki Uluslararası Organizasyon;

1992 tarihinde başlayan, 23 yıl devam eden,

“Uluslararası Hazar Şiir Akşamları…”

2003 tarihinde Günışığı Gazetesi’nin öncülüğünde başlayan,

“Türk Dünyası Hizmet Ödüller…”

Ne oldu, bu iki büyük/ tarihi organizasyonlar?

1992 tarihinde Elazığ’da ilk defa profesyonel anlamda;

“Kitap Fuarı…” gerçekleştirildi…

İstikrar/ devamlılık olsaydı şimdi 28.ni yapacaktık!

2001 Tarihinde Elazığ 1. Ekonomi Kurultayı ile birlikte gerçekleştirilen,

“Elazığ 1. Ticaret ve Sanayi Fuarı…”

Bu şehirde, ’40 yıldır Yerleşik Fuar Alanı…’ diyoruz?

İstikrar olmayınca; OLMUYOR EFENDİM…

Elazığ Şehri, Harput’un tarihi devamlılığıdır…

Elazığ’da, ‘tarihi kimliğe…’ dikkat edildi mi?

Bedestenler, Kapalı Çarşılar, Tarihi Konaklar, Hanlar, Hamamlar, Köprüler…

Turizmden söz edebilmek için ‘tarihi kimliği’ düşünmeliyiz!

Yenileri bir kenara bırakalım, ‘olanları da yıktık’

1980’li yıllarda dönemin Belediye Başkanı,

O Dönemin şartlarında ‘Doğu-Kenti’ hayata geçirdiler!

Elazığ 24 Ocak depremini yaşadı…

Bizlere tarihi ufku yaşatacak “BATI KENTİ” inşa edebilirlerdi!

Bizim en büyük eksiğimiz, ‘süreklilik ve istikrar…’ yok gibi

1967 yılında kurulan Elazığspor, ‘istikrasızlığa yenildi’

 

O halde, üzerinde en fazla titrememiz gereken,

Temel kavramların ilkleri arasında yer alan, “İstikrar Kavramı…”

İstikrar sözlükte, “düzenlilik içinde sürüp gitme, kararlılık.

Karar kılma, oturma, yerleşme.”

İstikrarı yakından ilgilendiren bir söz vardır;

“En kötü karar, kararsızlıktan iyidir!”

Fatih’in,  “Ya Ben İstanbul’u alırım Ya da İstanbul Ben’i”

İstanbul’u kuşatan iradenin, ‘kararlılığını…’ bizlere tarif ediyor.

O kararlılığın içerisinde, ‘özgüveni…’ okuyabilir siniz!

“Sabrı ve Tahammülü…” okuyabilir siniz!

“Niyet, Amel ve İstikameti…” birlikte okuyabilir siniz!

“Risk alma ölçülerini…” okuyabilir siniz!

S. Ayverdi ne diyorlar;

“Devletini, sağlam bir iman ve istikrar müessesesi olarak teşkilatlandırmıştır.”

 

İstikrar veya devamlılık konularında inancımız ne diyor;

“Amellerin Allah’a en sevimli olanı, az da olsa devamlı olanıdır.” (Hadis)

İstikrar,  “devamlılık, süreklilik…” olarak tanımlanır.

“Mü’minin niyeti, amelinden hayırlıdır.” (Hadis)

Niyet etmek, bir konuda; “irade belirlemek/ veya irade ortaya koymaktır!”

Bir diğer hadiste, “İki günü eşit olan aldanmıştır!”

Burada ne vardır?

Devamlılık içerisinde,  “kendini yenileme…”

Devamlılık içerisinde,  “değişimi moralize etme…”

Konfüçyüs ne diyorlar,

“Davranışlarında ölçülü olanlar, pek az hata yaparlar.”

Montaigne ne diyorlar,

“Doğru ve temiz işler hep ölçülü ve ağırbaşlıdır.

Ölçü olmayan yerde kavga, gürültü ve haksızlık vardır.”

Kur’an’da ne buyruluyor;

“Doğru terazi ile tartın” (Şuara, 182)

“İnsanların mallarını ve haklarını eksiltmeyin.

Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.” (Şuara, 183)

Ölçü,  “hak, hukuk, adalet, terazi, doğruluk…” anlamlarına geliyor.

Hadis, “Söz ve davranışlarında ileri gidip haddi aşanlar helak oldular.”

 

Prof. Dr. Sadık Kemal Tural’ın, “İstikrar Kavramı…” üzerinde şöyle diyorlar;

“İstikrar, bir varlığa ait yapının ve işlevin, kararında olması, sabit bulunması,

Bozulmaması, düzenini ve dengesini koruması,

Var oluş sebebine uygun kalması anlamını taşıyor.

İstikrarsızlık, bedende hastalık, toplumda ise, bozuk düzen, anarşi ve kaos demektir.

İnsan, bedenî ve ruhî ihtiyaçlarını bilinçli bir çaba içinde giderirken,

Düşünce ve davranışlarında istikrarlı olmak zorundadır.

İşlevinin gereği olan görev ve sorumluluğu başarıyla yerine getirmeye ehliyet,

Bu durumun reddedilmezliğine liyakat diyoruz.

İnsan, zekâsını kullanabilmeli, görev, sorumluluk ve ehliyetine uygun davranmalı,

 psiko-sosyolojik bir bütünlük olmanın gereklerini istikrar göstererek yaşamalıdır.

İstikrar kavramı, siyaset, adalet, yönetim, maliye, ticaret, sağlık, güvenlik, eğitim

Alanları için -- o alanların uzmanlarınca-- ayrı ayrı tanımlanması gerekir.”

 

Bir Brezilya Atasözünde, ‘istikrarın-sürekliliğin…’ önemine vurgu yapılır;

“Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir.”

Süreklilikte, ‘aynileşme…’ söz konusudur.

Bizim bir Atasözümüzde, “damlaya damlaya göl olur!”

Bir katreyken, ‘derya olmak…’

İstikrarın neticesi/ veya onun ‘verimliliğidir’

Hz. Âdem’den Allah’ın Resulüne kadar gelip geçen;

124 bin peygamberin, “Tevhit Mücadelesi…”

Kâinatın var oluşundan günümüze kadar devam eden…”

“İstikrar Kavramının…” insan hayatı ile ‘aynileşmesidir!’

O halde ne diyebiliriz, İnsanlık tarihi, eşittir;  “İstikrar…”

Örnekler verebilecek olursanız;

Karıncadaki istikrar,  “kararlılık!”

Fatihteki istikrar,  “iradedir!”

Hz. Eyüp’teki istikrar, “sabırdır!”

Allah Resulü (sav),  “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim!”

İstikrar,  ‘ulvi bir duruşu…’ ufuk ve gayeyi ifade eder.

“Her gün yeni bir başlangıçtır” sözünde;

Niyet, Ameli, İstikameti/ yani İstikrarı, birlikte okuyabiliriz!

İstikrar kavramında,  “inşa ve ihya…” eden bir anlayışı da okuyabiliriz!

 

Fethi Gemuhluoğlu’nun güzel bir sözü vardır;

“insan öncelikle kendisine dost olacak…”

O dostluğu anlatırken/ veya ifade etmeye çalışırken;

“iç dünyasında anlamlı ve istikrarlı bir yapı kuramayan insan…”

Dış dünyasında,  “istikrarlı bir irade…” ortaya koyamaz!

İstikrarı engelleyen, “terbiye olmamış nefis…”

Ve onun akabinde, “cehalet…”

Ve onun devamında,  “haset…”

Bütün bunlar, “disiplinsiz bir hayatı…” karşımıza çıkarır.

Woltaire ne diyorlar, “Hırs bir sandalın yelkenini şişiren rüzgâra benzer;

Fazlası gemiyi batırır, azı da gemiyi olduğu yerde tutar.”

Siyasette istikrarın tarifinde,  “halkla bütünleşme…” nasıl ifade edilir;

“Halkı bir tek insan, bir tek insanı bütün halk gibi gör.”

İnsan için istikrar ne kadar önem taşıyorsa,

Aile için de, toplum için de, devlet için de; ‘İSTİKRAR’ diyoruz..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları