Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

LİYAKAT KAVRAMI

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Sıklıkla kullandığımız bir söz vardır;

“İşi ehline veriniz…”

Şikâyetçi olduğumuz durumlar da, hafiften bir nida;

“Nasıl yaşarsanız öyle yönetilirsiniz!”

Allah Resulünün (sav), asırlara Ümmetine duası;

Hadis, “Allah’ın merhametsizleri bize musallat etme!”

Bizim aradığımız, özlediğimiz, hissetmek, dokunmak istediğimiz;

Bir kavramdır, “Liyakat…”

Sözlükte Liyakat, “Layık olma, yaraşma, yaraşırlık, uygunluk”

“Yeterlilik, yetenek…”

Liyakat kelimesinin zıt anlamlısı, “yetersizlik…”

Bizler, Sanatı tarif ederken de;

“liyakat, ehliyet, kabiliyet, maharet, hüner…” gibi kavramları kullanırız!

Şunu rahatlıkla ifade edebiliriz;

‘Yönetme bir sanattır…’ marifettir, liyakattir…

‘Öğretmenlik bir ulu sanattır…’ marifet, liyakat, ehliyettir…

Bütün meslekler öyle, “belli bir hüneri, marifeti, liyakati gerektirir…”

Gerektiğinde, “kalemi de, kelamı da ehline vereceksiniz!”

Liyakat, “bir kimsenin kendisine iş verilirken,

Güven duyulmasını sağlayan niteliği, o işe yaraşırlığı…”

Dinimiz, örfümüz, aklımız, “işi ehline veriniz” diyor.

Siyasi tarihimizde, ‘liyakatle ilgili yazılan’  o kadar çok eser var ki?

Yusuf Has Hacip 1069 ve 1070’li yıllarda kaleme aldığı ünlü eseri,

“Kutadgu Bilig’de liyakat kavramı itinayla anlatılmıştır!”

24 madde de Liyakat Kavramını nakış misali eserinde işlemiştir.

O maddeler arasında; “Adil,  Cömert, Güzel Huylu,

Fesat olmamak, Ilımlı, Cesaret ve Fazilet Sahibi,

Hayâ ve Takva Sahibi, Bilgili ve Akıllı, Asalet, Doğru Sözlü ve Dürüst,

Seçkin ve iyi tabiatlı, Örf ve kanunlara riayet etmek,

Sabır ve Sükûnet Sahibi, Alçak Gönüllü, İhtiyatlı ve Uyanık Olmak…

Bizim tarihimizde, “Koçi Bey Risalesi…” rehber niteliğindedir…

Kur’an buyuruyor; “Bir bela, bir musibetten çekininiz ki,

Geldiği vakit yalnız zalimlere mahsus kalmayıp, masumları da yakar.”

Sorumluluk toplumun bütün katmanlarına…

A’raf Suresi 155. Ayette şöyle buyrulur;

“İçimizdeki akılsızların yaptığı (günahlar) yüzünden bizi helak mı edeceksin?”

İşleri ehlinden aldığınız zaman, marifet, ehliyet, hak, hukuk ortadan kalkar…

Allah’ın Resulü (sav) buyuruyorlar, “İş, ehli olmayan kişilere verilince kıyameti bekle,

Kıyametin kopması pek yakındır”

İnancımızın asırlara kuşatan, ‘ortak aklı ve kanaati’ nedir;

“İşi Ehline Veriniz…”

Hz. Ebubekir (ra.), “Mal cimrilerde, silah korkaklarda,

Karar verme yetkisi zayıflarda olursa işler bozulur!”

Hak ve Adalet, Liyakat ve Ehliyet, Doğruluk ve Dürüstlük…

Bütün bunlar, ‘koruyucu birer elbise…’ niteliğindedir.

Hadis, “İş ehline verilmezse kıyamet yaklaşmış demektir!”

Sait Halim Paşa’nın önemli tespitleri vardır;

“En önemsizlerden en vahim olanlarına varıncaya kadar tüm yolsuzluklar,

Tüm aşırı durum be davranışlar, liyakat kazanılmamış bir haktan,

Ya da gayri meşru bir özgürlükten kaynaklanmıştır.”

Liyakatsizlik/ yani yetersizlik nelere sebep olabiliyor?

Tersinden okuyalım, “kötülüklerin panzehiri liyakattir!”

Liyakat sahibi insanlar genelde, ‘mütevazı’ olurlar

Montesquieu, “Ne mutlu o insana ki,

Kendi liyakatinden bahsetmeyecek kadar mağrurdur.”

Kamil İnsan Kimdir, Nefis ve Heveslerinin arzularına uymayan kişidir!”

Yüzlerin tebessüm edeceği bir güne uyanmak, insana huzur verir, değil mi?

Seneca, “Yeryüzünde gün ışığına layık olmayan nice insanlar vardır,

Ama güneş her gün yeniden doğar.”

George Herbert, “Kaptanı usta olmayan gemiye, her rüzgâr kötüdür.”

Bir güzel/ nezih atalar sözümüz vardır;

“At binenin, kılıç kuşananın;

Her şey onu gereği gibi kullanmasını bilene yakışır.”

Büyük İskender’e,  ölüm anında tacını kime bırakacaksın diyen komutanlarına,

“Layık olana…” cevabını verecekler.

Usta kalem mütefekkir Cemil Meriç şöyle der;

“Liyakat; emanetleri ehline tevdi etmek, imanın şiarıdır.”

Mahallemizde ki muhtara kadar, “içimizden en iyisini seçeceğiz!”

Ecdat ne der, “İslam’ın şartı beştir, altıncısı haddini bilmektir!”

İşi ehline vermek; inancımızın gereğidir…

İçimizden en iyisini getirmek de, ‘dinin, aklın, örfün gereğidir’

Liyakat, toplumun iki yakasından tutmalıdır…

Mevlana, “Bütün cihanı araştırdım.

Güzel ahlaktan daha üstün bir liyakat bulamadım.”

Nihal Atsız, “Acizleri, layık olmadıkları mevkilere geçiren bir devlet batar!”

Bütün mesele nereden geçiyor, “göreve layık olma…”

İdeal İnsan, ‘hizmeti üreten insandır…’

Allah’ın Resulü (savJ buyuruyorlar,

“Her kim Allah’ın razı olacağı daha liyakatli birisi varken,

Adam kayırmak maksadıyla kendi Müslümanların işini deruhte ederse,

Onların üzerine gösteriş için birini seçer, resmi görev verirse,

Allah’ın laneti onun üzerinedir. Allah onu cehenneme sokuncaya kadar,

Ne farz, ne nafile hiçbir ibadetini kabul etmez.”

Bütün arzumuz nedir, “İdeal bir toplum…”

İnsanların, ‘memnuniyet göstereceği…’ yüksek ahlaklı, ‘bilge bir toplum…’

Ecdat ne güzel söylemişler; “İnsanı yaşat ki, Devlet yaşasın…”

İnsana nasıl değer vereceğiz; “İşi Ehline Vererek…”

Adaleti, Liyakati,  Ehliyeti, Samimiyeti, Güveni, Doğruluğu gözeterek!

“Merhamet Ediniz ki, Merhamet Olunasınız…”

Liyakat ve Ehliyet Kavramı, “Olmazsa Olmazımızdır…”

Kavramlar üzerinde daha içten, daha sağlıklı düşünme temennilerimizle…

Yazarın Diğer Yazıları